Aydın Gazeteciler Cemiyeti

48 yıl önce idi…

Yolu, suyu, elektriği olmayan dağ köyümüzün

okulunun salonunda, kocaman renkli bir afiş vardı.

Sisler puslar arasında hatırlamaya çalışırım.

Genç bir kız, elinde uçan beyaz güvercin ve bir yazı,

“BASIN HÜRDÜR, SANSÜR EDİLEMEZ”

**

Aydın Gazeteciler Cemiyeti (AGC) ile ilginiz de olmayabilir.

Fakat Aydınımız için AGC de değer taşımaktadır.

AGC denilince de Mustafa Çezik’in Aydın ilinin gazeteci duayenlerden olduğunu, bir de Aydın Gazeteciler Cemiyeti Başkanlığını 18–20 yıl gibi uzun bir süre yürüttüğünü duymuşsunuzdur. Bu süreçte cemiyetin varsa sefasını yaşamıştır. Bunun yanında ezasını ve de cefasını çektiği şüphesizdir.

Geçtiğimiz yıllarda, Mücadele Gazetesinde Çezik ailesi ile Aydınpost papyonlu yazarımız Ahmet Gözen arasında AGC üzerinden gazeteleri aracılığı ile yaptıkları atışmaları okuduk. Hatta “kardeşler ve Jr. Çezik” sözlerine kadar varan sığ bir atışma idi bu. Araya girenlerin katkısı ile sonuçta sağduyu galip gelerek bu konu kapandı.

Yıl 2009, Haziran ayı idi. Aydın Forum içerisinde düzenlenen AGC ödül törenine katıldık. Ödül yeri için o Zeytin Meydanı ne güzel bir hale getirilmiş, inanın etkileyici idi. Şehrimizin idari ve yerel yöneticileri ile basın, misafirler ve halkın da katılımı ile birlikte herkese açık, samimi bir ortamda harika bir ödül töreni düzenlenmişti. Cemiyetin adını duyurmak ve halk ile iç içe bir ödül töreni yaşamanın mutluluğu adına güzel bir etkinlik olarak hafızalarda yer almıştı.

Bu ödül törenini AGC değil de Aydın Forum Yönetimi desteğinde hazırlanmış eleştirilerine de saygı duymak gerekir. Karşılıklı iyi ilişkiler sonucu, sen de düzenle benzerini kardeşim. Çezik döneminde cemiyet üyelerinin gazeteci olmayanlardan da oluştuğu eleştirileri vardır. Bu konuya az sonra yine döneceğiz.

**

Sonraki dönemde ise, AA Aydın ili temsilcisi Sayın Suat Deniz ekibi AGC yönetimini devralır. Sayın Deniz Başkan nazik, saygılı, diyaloglu bir kişiliği yansıtmaktadır.

İlginç olan ise, Çezik döneminde eleştirilen, üyelerin gazetecilerden oluşacağı ve tüzüğe uyulacağından söz edilirken bu arada internet gazeteciliği ile uğraşanların üyelik taleplerinde bulunanlardan kimilerinin hemen üye yapıldığı, kimilerinin kabul edilmediği, kimilerinin bir yılı aşkın sürede olumlu veya olumsuz cevap dahi verilmediği hayretle karşılanmıştı.

Bu durumun cemiyet yönetiminde de rahatsızlık yaratması kaçınılmaz olsa gerek ki, sonuçta tüzük değişikliğine gidilir. İnternet gazeteciliği ile uğraşanlarında cemiyete üye yapılması kararı alınır. Sayın Deniz’in ilk dönemindeki hatalı diyebileceğimiz adımlarının, yanlışlıklarının düzeltilmesi anlamındadır olanlar. Ama önceki dönemlerde, yani Çezik dönemindeki eleştirilerin yine de bir sonraki dönemde de devam ettirildiğinin göstergesi olarak hafızalarda yer aldı.

Aydın’ın Kültür adamlarından, geçtiğimiz ay yitirdiğimiz değerli M. Kemal Yılmaz Hoca adına da bir ödül konulmuştu. Yaşadığı gerekçesi ile adına konulan ödülün kaldırılması içimi burkmuştu. Ölümü ile yeniden adına ödül verilmesine devam edilmesi temennimizdir.

**

Şurası bir gerçek ki,

cemiyet, dernek ve toplum yararına çalışmalar bir gönül işidir.

Değirmenine su taşıdığın kişiler tarafından sevgi ve saygı görmenin yanında,

su taşıyan kişilerin arasındaki uyum ile birlikte gönül bağının olması gerekir.

Karşılıklı gönül bağının sürdürülememesi halinde sıkıntı başlar.

Bu nedenle Sayın Başkan Deniz ve ekibinin işi kolay da değil.

Adı gibi Aydın ilimizin yarınlarının şekillenmesinde AGC de önem taşımaktadır.

Sayın Suat Deniz ve ekibine başarılar dileriz.

**

Dediğimiz gibi milenyum çağındayız.

Artık günümüzde internet gazeteciliği yerini almıştır.

Kimi gerçek habercilik yaparak görevini yerine getirmektedir.

Kimileri yalan, şantaj, çıkar amaçlı haberler yaparak basına gölge düşürmektedir.

Kimi özel amaçla internet gazeteciliği adı altında bi şeyler peşindedir.

İnternet gazeteciliği yerel ve bölgesel çizgileri aşarak ulusallaşmıştır.

Bunun yanında garibana 5 kuruşu esirgeyip de, gösteriş peşinde olan,

-Ayol benim, çocuğumun ve filanımın resmi varmış.

Diyerek bazı yayınlara meblağlar ödeyenlerin bulunduğu ortamda,

o kişilerin cebini sağmak isteyenler de elbette olacaktır… 

**

BİR MEMLEKET GERÇEĞİ

Gazetecilik adı altında bu sağmalları sağmak isteyenler bir yanda.

Basın emekçilerinden hapiste yatanlar, acı çekenler bir yanda.

Yandaş, dönek ve yalaka kesim de bir yanda, hayretle izliyoruz onları.

Tezada bakın ki cep, cepken bir yanda.

Yargılanan gazeteci sayısında adeta şampiyonuz.

Tutuklu gazeteci sayısı bile tartışmalıdır.

Bir iddiaya göre 72-154 arasında gazeteci tutukludur.

Sayın Başbakanımıza göre ise, bu sayı cüzi bir değerdedir.

Yurtdışından gelen tepkilere ise,

-Gazetecilikten değil, terör faaliyetlerinden hapiste gazeteci vardır.

Denilmektedir.

Bu ülkede kitap yazamadan, yazmaya teşebbüsten tutuklananlar oldu.

İşlerine baskı ile son verilen gazetecileri her gün okuyup izliyoruz.

Sıkıntı verici, iç acıtıcı…

**

Küçüklüğümde basın dendiğinde hatırladığım;

sisler puslar arasında hatırlamaya çalışıyorum.

Genç bir kız, elinde uçan beyaz güvercin ve bir yazı,

“BASIN HÜRDÜR, SANSÜR EDİLEMEZ”

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum