Mehmet KIZILASLAN
AVM Furyası
İçinde eğlence yerleri sinemaları kafeteryaları, çocuk oyun alanları ile birlik kompleks yerler olan, alış veriş merkezleri, kapitalist sistemin kaçınılmaz sonucudur.
Sermayenin akıl almaz hayal gücü vardır. Aslında Karnını rahat doyuran normal insanlarında hayal güçleri alabildiğine fazladır. Ama çoğu bunları gerçekleştirecek parayı bulamadıkları için başarısız ya da akılsız olarak değerlendirilir günümüzde.
Sermaye sahipleri hayalleri olmasa bile, projeleri satın alırlar, ya da gelişmiş ülkelerde bulunanların bire bir taklitlerini yaparak, akıllı zannedilirler.
Aslında, o gelişmiş zannettiğimiz, ülkelerin AVM leri, İnsan Kazançlarının iç edildiği Merkezler dir, (İKM)ler.
“Ne yani para kazanan insanların rahatça para harcayacağı yerler olmasın mı?” der gibisiniz. Biliyorum bazılarınız benim yazılarımı kıçından anlamak için yaratılmış kuklalarsınız ve sermayenin aç, şakşakçılarısınız.
Hatta bazılarınız, “Büyükşehirlerde olan AVM ler benim ilçemde olmasın mı?” diyerek mırıldanıyorsunuz. Kardeşim kazanç yok ki.
Kapitalist sistemin içinde, sosyal fikirler yaşatmak çok zordur. Kapitalizm sadece parasına para katmayı düşünür, başka da mantığı yoktur. İşçilerin üretenlerin ücretlerini artırırken bile, hemen artırılan ücretleri, nasıl geri alırız, diye planlar yapar.
Düşünün isterseniz biraz, ne zaman ücretlere zam yapıldıysa ertesi güne kalmadan zamlar kapımızı çalmış, ücret artışlarının, daha fazlasını elimizden almıştır.
Hastalıklı, kişiliği gelişmemiş, toplumlarda, açıktan nefesi kokan insanlar, bu AVM lerin kafeteryalarında, belki de senede bir bulundukları halde, çekildikleri onlarca fotoğrafları, değişik zamanlarda sosyal medyada paylaşırlar, sanki oralara her zaman gidiyormuşuz havasına girerler.
Bu bir hastalıktır ve bu hastalıktan sistem yararlanır.
Gelelim AVM leri, işsizliği ortadan kaldıran yerler gibi göstermeye çalışan zeka özürlülere. Her mağazada çalışan iki kasiyerle işsizliği önlediğinizi mi zannediyorsunuz, yoksa bizim aklımızla dalga mı geçiyorsunuz?
Gülerler size.
Hem de ağızlarıyla değil başka yerleriyle gülerler.
İşsizlik, bizim gibi ülkelerde tarıma dayalı sanayi ile önlenir. Hem köylünün çiftçinin ürünleri değerlenir, hem de onu işleyen fabrikalarda işçilere iş verilir.
İşçinin üretenin olmadığı bir yerde tüketim olmaz, alış veriş olmaz. Oluyorsa da borçlanma ile yani kredilerle olur. Bu da insanımızın bir şeylerini satmasını getirir.
İlk furyadan sonra göreceksiniz, o gelişmişliğin sonucu zannettiğiniz, AVM leriniz bir, bir kapanacaktır.
Eğer kapanmasını istemiyorsanız, tüketim hanelerden önce, üretim haneler yani fabrikalar kurunuz. Yoksa başkalarının ürettiklerini tüketen, aylakçılar, işsizler, sizin AVM leriniz de kuru kalabalık olurlar.
Akşama kadar binlerce kalabalık görürsünüz, ama bin liralık alışveriş yapamazsınız. Yine işi tersinden başladınız. Benim ilçemde bir an önce sanayi yatırımları yapmak zorundasınız. Değilse üretmeyen insanımda, sizlerin mağazalarınızda harcanacak parası olmayacaktır. Üretmenin onurunu yaşayamayan insanım, tüketmenin onursuzluğunu ölümüne yaşar. Bu sadece onların değil, sizlerin de sonunuz olur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.