Dilek Karavicir
Arapsaçı
Arapsaçı, yabani rezene (Foeniculum vulgare (kültür), foeniculum arvensis (DOĞAL )
Bu köşede sizlere yemek olarak tükettiğimiz bitkilerden de bahsetmek istiyorum. Endemik (bölgesel, yöresel) beslenme deyimini bugünlerde her yerde duymaktasınız… gidilen yeni bir yerde hemen sorarız.. buranın nesi meşhurdur? Yemek için ne önerirsiniz? Arapsaçı dar bir yöre yemeğidir. Ege dışından gelen ziyaretçi yada misafirlerin korkulu rüyası bile olabilir. Önce adı, sonra da kokusu..hele de rakı gibi kokması. Bu kokuyu yapraklarındaki ucucu yağlarına borçludur. Önceleri yadırganır, sonra alışan, tadını alan müptelası olur.
NERELERDE YETİŞİR
Doğal ortamı; dere yatakları kenarları, tarla bitimi böğürtlenli alanlar, yada bayır, tepelerde mantar yataklarına yakın bölgelerdir. Dağınık yerleşimli olduğundan toplaması epey zahmetlidir. Toplamaya çıkıldığında genelde karma diğer otlarda toplanır. İğnelik, gelincik, ebegümeci ile karışık yumurtalı kavurması yapılır. Son yıllarda herkesten rağbet görmeye başlaması ile kültürü yapılır oldu. Benzerlikler olsa da tat farkı ve yararları biraz farklıdır. Doğal olan; daha keskin kokulu, daha küçük kök ve sap içerir. Faydaları kültüre göre daha fazladır. Kültürde belirli aralıklarla sulanması, verim için doğal olmayan gübre kullanımını da göz önüne almak gerekir.
Doğal olan; güneş ve toprağın kendi nemi ile yetişir. Bitki ya ağaçların altında, yada çalılıkların altında olduğundan çiğ ve nem yeterli olur. Baharın yağmurları ona yeterli gelir.
NE ZAMAN TÜKETİLİR?
Sonbaharda yağmurların başlaması ile hemen kendini gösterir. Yağışlı bir kış boyunca tüketilir. Baharda yılanların çıkma zamanı yenme süresi bitimidir. Bu bize doğanın olağanüstü dengesini gösterir. Yaşlılarımız; yılanın gözü değdimi yenmez derlerdi..Ne kadar da doğrudur. Tam o dönem artık etkili maddenin kalınlaşmış gövdeye ilerleme zamanıdır. Eskisi gibi şifalı olamaz. Bitki üremek için gövdesini kalınlaştırır, çiçeklenir, tohumlanır.
İÇİNDEKİ MADDELER
Doğal toplama olanda etken yani vucudumuza aldığımız besinlerin bize faydalı olabilmesi için mide ve barsak sistemimizde parçalanmaları sonucu; yararlı maddeler ve burnumuzla koku alma yoluyla ucucu yağ alınmış olur. Toplama olanlarında bu maddeler daha fazla bulunur. Ucucu yağ dediğimiz şey; bir çiçeğin, otun, bitkinin kokusu demektir. Kokladığımız da yada yanına gittiğimizde havaya karışan bizi ilk etkileyen, bir şeyi sevmemizi yada nefret etmemizi sağlayan maddelerdir. O kadar hafiftirler ki, havaya karışırlar. Baharatların çoğunda vardır. Karabiberin keskin kokusu, kekik kokusu gibi. Doğal kokular aslında bilmeden bizi tedavi eden maddelerdir. Kırlara çıkınca toprak ve bitki örtüsü kokuları böyledir. Açık havaya çıkınca ohhh mis gibi hava deriz..o adını bile bilmediğiniz otlar, bitkiler, çiçekler size sağlık sunarlar.
FAYDALARI
Terletici, idrar-gaz söktürücü, mide -barsak yumuşatıcı, safra akımını hareketlendirici, en önemlisi de lohusalar için süt yapıcı özelliği vardır. Özellikle kokunun mide barsak ve gaz söktürücü, kramp çözücü etkileri normal rezeneden daha fazladır. Doğuma yakın dönemlerde haftada bir sulu yemeğinin suyu ile birlikte tüketilmesi, annenin mide barsak sistemini, gaz ve karın ağrılarını rahatlatacaktır. Şunu da belirtmek isterim. Bahsederken genel etkilerden sözediyoruz. Eğer kişi bu bitkiyi normalde yemiyor ve iğreniyor ise, kişiyi zorlamamak gerekir. Her insanda farklı genetik özellikler bulunur. Hayatında hiç arapsaçı yememiş bir hamile bayana kesinlikle verilmemelidir. Önceden yemiş olanlar için önerilir..Her insanın yapısı farklı olabilir. Hele siz kültürünü tüketiyor iseniz; içindeki kullanılan gübre vs yi de düşünmek zorundasınız. Benim sözünü ettiğim kesinlikle doğal, kendiliğinden çıkanlardır. Doğum ve doğum sonrasında sevenler için haftada iki kez sulu olarak tüketmelerini öneririm.
Sağlıklı kişiler için yağ ve et miktarına dikkat edilirse ideal bir diyet yemeğidir.
Saygı, sevgi ve dostlukla kalınız.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.