Onur Yasin Tunç
Allah’ın Emri, Peygamberin Kavliyle..
İnsanoğlu doğduğu andan itibaren yavaş yavaş ölmeye başlar.. Aslında birçok şeyi sığdırdığımız dünya hayatımız hızla akıp gitmektedir. Bu hızla akıp giden hayattaki yolculuğumuzda; dostluklar ediniriz, severiz, seviliriz, mutlu oluruz, hüzünleniriz kısaca birçok hissi de yaşamaya başlarız. Şüphesiz ki insanın doğası gereği yalnız yaşaması beklenemez. Hayatımızda bizleri yalnız bırakmayan dostlarımıza aslında ne kadar teşekkür etsek de azdır. Onlar; İyi günümüzde mutluluğumuzu çoğaltan, kötü günümüzde hüzünlerimizi azaltan insanlardır.
Ancak bir insan, her zaman yanında olabilecek ne kadar çok dost edinse de, hepsinden daha fazla duygusal olarak ihtiyaç duyduğu özel bir insanı da aramaktadır. Aranılan bu insan, yalnız başlayan hayat yolculuğunda, kendisine yol arkadaşı olabilecek bir insandır. O yol arkadaşıyla yürümeye başlanmadan önce kapısı “Allah’ın emri, peygamberin kavliyle” diyerek çalınır ve aile olabilmenin temelleri atılmaya başlanır. Bu aşama insanın hayatında sadece bir kez ve en yoğun şekilde yaşayabileceği heyecanlardan birsidir. Çoğu zaman kalplerin birbirine ısınmasıyla başlayan bu yolculuk aşkla büyür sevgiyle güçlenir. Aslında Aşk; insan neslinin devamı için Allah’ın insanın ruhunda ve de kalbinde uyandırdığı bir hissiyattır. Bir şeyi Allah emreder, Peygamberimiz (S.A.V) yapar da iyi olmaz mı hiç? Yaşanılan bu heyecanlarla, hissedilen bu duygularla beraber toplumun en küçük ve en temel yapı taşı oluşturulur. Sonrası, mutlu bir evlilik ve huzurlu bir aile hayatının devamı sağlanma çabasıdır. Mutlu evliliğe ilişkin olarak birçok şey yazılıp çizilmiştir. Hepsinin ortak birleştiği nokta ise; sevgi, saygı, hoşgörü olarak belirginleşiyor. Bence bunlara bir de güven eklenirse mutsuz bir evlilik kalmayacaktır. “Kadının en büyük gıdası sevilmektir” denilir. Sevilen ve de sevildiğini hisseden bir kadın her şeye uyum sağlayabilir ve de rıza gösterebilir.
İşte bu heyecanlarla, bu hissiyatlarla, “Allah’ın Emri, Peygamberin Kavliyle” şeklinde söze başlanma sırası artık bize geldi. O kapıyı çaldık ve ilk adımı attık. Her iki ailede de farklı heyecanlarla tatlı bir telaş var. iyi ve kötü gün ayrımı gözetmeksizin yanımda olacağından şüphem de yok. Ancak yine de evlendirme memuru bu soruyu bize sorduğunda her ikimiz de kendimizden emin bir sesle “eveeeet” diye cevap vereceğiz. Allah’a şükürler olsun ki iyi ki varsın, iyi ki tanıdım seni..
Haaa! Bu arada unutmadan, her ne kadar sözümüz olmuş olsa da, evlenmeye karar vermiş olsak da biliyorum ki yıllar sonra bana arada bir “sen bana bir evlenme teklifi bile etmedin” şeklindeki söylemlerin önüne geçebilmek için buradan sevgili Servet Töz’ün bana vermiş olduğu yetkiye dayanarak soruyorum; sevgili İlay Alptekin benimle evlenir misin? Cevabını bekliyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.