Ali AKSÜT
“AK” plaka
Bir zamanların Karaoğlan’ı vardı. O’na halk tarafından Karaoğlan lakabı verilmişti. Fakat kullandığı sloganların halka verdiği “AKGÜNLER” li “AKGÜVERCİN” li umut ve barış dolu mesajlarıyla, güven veren dürüst kişiliği ve “SOSYAL DEMOKRASİ” kavramı ile siyaset kültürümüze çok büyük katkıları olmuştur.
Emperyalizmin ülkemizde yasakladığı afyon ekimi yasağına karşı çıkan, 1974 Kıbrıs Barış Harekâtında merhum başbakan Necmettin Erbakan Hoca’yla Beraber “KIBRIS FATİHİ” olarak bilinen “HALKÇI ECEVİT” Türk halkının gönlünde uzun yıllar büyük bir saygı, sevgi ve teveccüh gördü. Şair ruhlu kişiliği, entelektüel birikimi ve halk adamı oluşuyla tarihin hafızalarında bir dönemin önemli devlet adamı olarak yerini aldı. Akgünlerin ve Akgüvercinlerin barış müjdecisi eski başbakanlardan rahmetli Sayın Bülent Ecevit’ i saygı ve rahmetle anıyorum.
Günümüzde de şimdi içinde “AK” kelimesi, kavramı ve ifadesi geçen etiket, tabela, plaka, simge, sembol vb. unsurları da geçmişin bir modası ve ya nostaljik özlemleri olarak toplumun yaşamında pek çok örneklerini görüyoruz. Aydın’da caddelerde, meydanlarda, sokaklarda yüzler binlerce aracın trafikteki akışı devam ediyor. Her gün rutin devam eden bu trafik akışı içinde kahvenin veya dükkanın önünden geçen aracın plakasında 09’dan sonra “AK” yazıyorsa bu “AK” plakalı Mercedes, BMW ve ya yüksek model lüks Jeep’le görülen bu fiyakalı adam kim diye soruyorlar? Vatandaş “Kimdir bu AK plakalı adamlar” diye başlıyorlar konuşmaya. Bu adamlar “araçlarına neden o plakayı alma ihtiyaçlarını duydular?” diye merek ediyorlar.
Bu plakalı araçların diğer araçlardan farkı nedir vb sorular … Toplumda bu soruların arkı arkası kesilmezken sanki herkes olmuş bir trafik polisi, bir ekonomist, hesap uzmanı, vergi denetçisi ya da olmuş bir bakanlık müfettişi. Geçmişte her devir dönemde aracının plakasına “MHP”, “AP” ,“RP” “ANAP”, “CHP” gibi yazılar yazdıran olmuştur ve olacaktır da. Eskinin hata ve yanlışları varsa onları şimdi tekrar etmek, kamuoyuna yanlış imaj ve algılarla görünmek yerine Hz Mevlana’nın dediği gibi:
“Düne ait ne varsa geçti cancağızım,
Şimdi yeni şeyler söylemek lazım.”
Kafalarda ve gönüllerde bu değişimi, yenilenmeyi yakalayabilen Ak Gönüllülere selam olsun. Hiç bir zaman unutmayalım ki “Milletin hizmetkârları sevilmek ister, kıskanılmak istemez.”Acaba metal yorgunluk, güç zehirlenmesine dönmüş, herhangi bir sosyal çürümeye de mi sebep oluyor düşünmek lazım. Bu tür gösteriş delisi fiyakalı hareketler vatandaşın gözü önünde yaşanıyor, vatandaşın gözünden hiçbir şeyde kaçmıyor.
Aslında “AK” kelimesi Türkçemizde ki kavram ve anlam bakımından çok büyük değer ifade eder. Dilimize, kültürümüze yerleşmiş çok pozitif manalar ifade eden, içinde “AK” kelimesi geçen yüzlerce, binlerce şiir, veciz, atasözü ve özdeyiş vardır. “Ak akçe kara gün içindir”,”Anamın ak sütü gibi helal olsun.”, “Alnım ak, yüzüm pak, başım dik” gibi.
Hele siz şu Azeri şairin şu güzel hassasiyetine bakın :
“Akı ak, karası kara
Asla ak olmaz kara”
Mısralarındaki gibi lekesiz ve tertemiz yaşamak ne güzel şey…
Yazımı üstat Necip Fazıl’ın bir şiirindeki şu mısralarla bitirmek istiyorum:
“Kader beyaz kâğıda sütle yazılmış yazı,
Elindeyse beyazdan gel de ayır beyazı.”
Yukarıdaki şiirde ifade edildiği gibi çok fazla seçeneğimiz yok. İki şıkkımız var. Ya ak sütten yapılmış ak kaymağa zerre kadar leke sürdürmeyeceğiz. Süt kovasına bir çöp dahi düşürmeyeceğiz. Milletin emanetini, namusunu, şerefini kendi namusumuz ve şerefimiz gibi sahip çıkacağız. Ya da toplumsal sorumluluğumuz gereği, AK onurumuz için AK plakalı araçların plakasını söküp atacağız. Bu AK plakaları değiştireceğiz. Çünkü vatandaşımız oturduğu yerden Hindistan’ı seyrediyor. Her şeyin dününü, bugününü ve yarınını çok iyi görüyor. Bizden söylemesi sevgili dostlar.
Kalın sağlıcakla.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.