Onur Yasin Tunç

Onur Yasin Tunç

Ah! Şu Trafik Magandaları

Aydın nüfusuna oranla, trafikteki araç sayısının gayet yoğun olduğu bir şehir. Hepimiz gün içerisinde gerek toplu taşıma araçlarıyla olsun, gerek şahsi otomobillerimizle kendimizi trafiğe atıyoruz.

Kendimden biliyorum, birçoğumuz için araçlarımız deyim yerindeyse elimiz, kolumuz, ayağımız oluyor. Yani şahsi otomobillerimizi kullanmak lüks değil bence bir ihtiyaç oldu. Ancak otomobil sahibi olmak her ne kadar bir ihtiyaç olsa da bazı insanların bu olağan üstü özelliklere sahip araçları kullanmalarını toplum sağlığı açsından engellemek için çalışmalar başlatılmalı!

Aydın’da eğer aracınızla trafikte seyrediyorsanız Allah yardımcınız olsun. Aydın’da azımsanmayacak sayıda trafik magandaları bulunmaktadır. Bu arkadaşlar, güzel geçen bir günümüzü çok rahatlıkla alt-üst edebilme özelliğine sahiptir. Özellikle şu günlerde fazlasıyla bununla ilgili haberlerde çıkmaya başladı. Sinyal vermeden sağa döndü diye, yol kesip hakaret edebilen hatta tehdit bile edebilme cüretini gösterecek kadar duyarsız ve de sorumsuz topluluklar günden güne sayılarını artırmaya başladı.

Zaten bu tür magandalar direksiyonun başına geçtiğinde, dünyanın en iyi otomobil kullanıcıları olduğunun da gayet farkındalar!! Bir de üstüne bu tür bir insanla aynı yolu kullanıp, sinyal vermeden döndüyseniz hemen cezanız kesilebilir. Yolunuz kesilebilir, eşinizin ya da çocuklarınızın yanında olmadık hakaretler duymak zorunda kalabilirsiniz. Duymakta olduğunuz küfürler zorunuza gittiği anda cevap vermeye kalkarsanız daha fazlası ile de karşılaşabilirsiniz. Ne diyelim Allah Trafik Şubeyi başımızdan eksik etmesin, bence sadece ana yollarda değil ara sokaklarda bile her an yanımızda olsunlar. Çünkü malum can güvenliğimiz yok. Aslında bugün ehliyet almak isteyenler en az tıpta uzmanlık sınavı gibi zor bir sınava tabii tutulmalı. Yaşını dolduranın ilk işi koşa koşa ehliyet almak olduğu günümüzde, insanlara trafikte nasıl davranılması gerektiğine ilişkin eğitimler verilmeli.

Aydın’da hepimiz sıkça karşılaşıyoruz. Özellikle amaçsız duyduğumuz o klakson sesleri bezen hepimize ya sabır çektirebiliyor. Kimi arkadaşlarda klaksona basmak bir alışkanlık olmuş. Aracın klaksonuna abanarak selam vermekte neyin nesi anlayabilmiş değilim. Kırmızı ışık sarıya geçtiği anda hemen arkamızda yeşil ışığın yanmasını pür dikkat bekleyen zat-ı muhterem otomobil sürücüsü, pervasızca araçlarının ses çıkarma özelliğini kullanabiliyorlar. Ya da Aydın’da yaşayan sadece kendisi varmış gibi aracını öyle bir yere, kimsesiz bir çocuk gibi bırakabiliyor ki geçebilene aşk olsun. Eğitim şart diye boşa denilmiyor. Ama daha da önemlisi biraz saygı ve hoşgörülü olmalı insan.

Bir de siz değerli okuyucularımıza küçük bir bilgi vermek istiyorum. Türkiye’de beyzbol sporunun popülaritesi yok denecek kadar az olmasına rağmen, beyzbol sopasının en çok tüketildiği ülkenin Türkiye olduğunu biliyor muydunuz? Bunun sebebi sizce ne olabilir? Biliyorsanız beni de aydınlatmanızı rica edeceğim. Herkese kazasız belasın bir hafta dilerim..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum