Hayatta yaslandığınız birisi vardır.                                                              

Babamın genç yaşta vefatı sonrasında yaslandığım bir dağdı, baba yarısı amcam.  Küçüklüğümden beri yanından ayrılmadım, ya da o beni yanından ayırmadı. Sinemaya, denize, futbol maçına, yatılı okula ilk kez amcam ile gittim. Yaklaşık 4 yaşlarındaydım, “Dokuz Dağın Efesi” Çakırcalı Efe filmine de götürdü, atların üzerime geldiğini zannederek korkmuştum. Amca-yeğen kaynaşmıştık. Tam iki yıl önce bu haftalarda yitirdik onu.

Yaşam devam ediyor, bir an gözüm haberlere takıldı, ülkemizin bütçesi 994 milyar küsur olarak kabul edildi. Bütçe gelirinin 756 milyarı vatandaştan toplanacak vergiler oluşturuyor. Bunun içinde vatandaşın ödeyeceği ceza gelirleri de bir yekûn tuttuğu muhakkak.  Trafik cezaları da önemli bir yer almakta.

Trafik cezası deyince, kasabamızda yıllar önce, Manisa yöresinden Şerif Ali adında motosikletli, trafik polisi vardı. Amcam ve arkadaşları yeni birer motosiklet almış, ehliyet ve ruhsat hak getire. Sevinçten uçuyorlar da keyiflerini bozan Şerif Ali var. Öğleyin motorları gölgeye bırakmışlar, kahvede oturuyorlar, pat pat Şerif Ali de motorunu diğer motorların yanına bırakır, elindeki makbuz koçanını sallamaya başlar, bir tek makbuz kaldı bakalım toto kime vuracak diye söylenmekte. İşe gitmek için doğrulsalar, elde makbuz Şerif Ali var. Amcam ve arkadaşları 40 lira toplayıp makbuzu birisinin üzerine ceza olarak kestirirler ve günü kurtarırlar…

Ehliyet için diploma gerek, amca okul yüzü görmemiş, kalabalık ehliyet gurubu başta, kasaba öğretmenlerine giderler. Muzip bir öğretmen müzik ve beden eğitimi sınavı yapacağım diye tutturur. Herkese birer türkü söyletir, konser salonuna dönüşür ortalık… Ardından şortla beden eğitimi, alacalı-beleceli, kimi uzun paçalı, kimi şortlu, kimi sıska, kimi göbekli adamlar topluluğu okulun bahçesini doldururlar. Tam o anda okulun zili çalmaz mı, çığlık çığlığa teneffüse çıkan çocuklar bahçede gördükleri ilginç adamların etrafını çevrelerler, koşuda, harekette, barfiks çekmede çocuklar birlikte koşmakta. Öğretmen çocuklara öğüt verir; “Bu amcalar okula gitmemiş, kimi sınıfta kalmış, sizde dersinize çalışmazsanız bu amcalar gibi diploma almak için uğraşırsınız ona göre ha!”                                                 

**                                                    

Kızdığında söylenirdi;                                                                                                   “Yörüğün,                                                                                               

Konup göçtüğü bayır sırt,                                                                                  

Yediği içtiği de ayran, süt,                                                                             

Konuştuğu desen vırt zırt…                                                                                              

**

Hayatımın kırıklıklarında hep yanımızdaydı.                                                         

Yaslandığım bir dağdı amcam.                                                                                    

Mekânı cennet olsun!