Mürşit Canbeldek

Mürşit Canbeldek

Yaralı İslam Dünyası ve Madrabaz Liderleri…

Kâfirlerin elinde bir top gibi oynanan İslam dünyası var. İzzet-i nefsi yaralı Müslümanlar var. Beklentilerinin ilacı madrabaz liderler yüzünden incinmiş gönüllerini tamir ettirecek şefkat elleri arıyor, fakat karşılarına hep gönüllerini daha çok kırıp döken şarlatan evliyalar, sahtekâr nasuhalar (nasihat edenler)çıkıyor.

Çevirdikleri dolapları ilmi siyasetin gereği imiş gibi gösteriyorlar. Akıttıkları gözyaşları sahte, gülücükleri zehirli oklar gibi…

Gören gözler meyus, göremeyenler kendilerini muzaffer sanıyor. Hâlbuki attıkları zafer çığlıkları hemen yanı başlarındaki dindaşlarının dünyalarını yerle bir ediyor. Umurlarında bile olmuyorlar.

Çünkü madrabaz liderler onlara cennet vaad ediyor. Komşusunun gözyaşını kendi cennetinin ırmağını besleyen bir pınar zannettiriyor.

Müslüman kim daha güzel cennet vaad edecek onu arıyor. Evine gelen makarna bulgur ve kömür torbalarının sebebi hikmetini sormadan onları cennet nimetlerinin öncüleri zannediyor. Olmazların peşinde koşma hastalığına “bedava cennet” merakı yüzünden yakalanıyor.

Hâlbuki somut dünya geometrinin kesin hâkimiyetinde olan dünyadır. Geometri, yani hendese ilmi yani mühendislik harikası bu dünyanın tek ciddiye alınacak yoludur. Dosdoğrudur. Cennete giden yol dahi bu geometrinin kontrolündedir. Çünkü onun kanunlarını yaratan; “Halikul, bariul, musavver  olandır. Halk eder, etrafını en güzel ve kusursuz şekilde çizip, tasarlayıp, yaratandır.”

Bu yolun adına ilmin nurlu yolu denir. Şemseddin Günaltay; Zulmetten Nura demiştir.

Müslüman rüya ile amel etmez. Çünkü rüya âlemindeki geometri dili farklıdır. Değişkendir. Sabit değildir. Ve somut değil, soyut âlemdir. Fakat Müslümanı en çok aldatan yalanlar değişken âlemin, bu soyut âlemin diliyle söylenen yalanlardır. Bu yüzden, Nebiler nebisi ;”rüya ile fazla meşgul olmayın ve onunla amel etmeyin” buyurmuşlardır. Dinleyen kim? Kendine zulmeden Müslüman bu emri dinlemez sonra başına gelene kabahatli arar.

Yaratan buyuruyor ki; ”Ben size zulmetmem ama siz kendinize zulmedersiniz. Gerçeğin üstünü örter yalanlara itibar edersiniz. Çok eskiden pazarlarda başına kalabalıkları toplayan laf cambazları vardı. 58 şevrole’nin geniş kaportasının üstüne bazen bir robot bazen bir yılan koyup merakları gıdıklarlardı. Hazırladıkları beş para etmez mamulatı robotla bir bağlantısı olmamasına rağmen şakır şakır satarlar ve toplumun ahmak kesimi parasının bir kısmını bu şarlatanlara kaptırırlardı. Yani bütün şarlatanlar niyetlerini gizlemek ve ceplerini doldurmak için her daim ahmakları kullanmışlardır. Aklı olanlar aldanmaz ve incinmez. İncitilenler hep ahmaklar olmuştur. Fakat bu ahmakları ikaz etmek o gün için de faydasızdı…

Müslüman yaralıdır, asırlardır incitilmiş gönülleri paramparçadır. İncitilmiştir çünkü aklını kullanmaya üşenmiştir. O yüzden ses vermez ve gönülden gelen sesleri de duyamaz olmuştur. Duyabildiği sesler de genizden gelen seslerdir. Bu sesleri de çok sever. Çünkü onda cehalet eseri bir büyüklenme vardır. Ezik kalmanın verdiği sıkıntıyı maskeleyen bir tekebbür vardır. Ve bu büyüklenmeye de aşk derecesinde bağlanmıştır. Her işimizde olduğu gibi gerçeğini bırakıp sahtesine kıymet veririz. Çünkü Ezik ruhu ancak sahte güzellikler avutabilir. Aklını kullanmamanın bedeli çok ağır olacaktır. Aklı kullanmamak; sistemleştiği takdirde cehaleti zirveye çıkarmak demektir. Aklı kullanmamayı hafife alan budalalar şunu unutuyor; Allah akıl sahiplerine ibadeti farz kılmıştır. Akıl sahibi olmanın bir adım sonrası geniş bir gönül sahibi olmak demektir. Akıl; insanı kendine zarar verecek olanlardan korusun diye verilmiştir.

Eğer bir memleketin Başbakanı; “Biz Suriye’de esad muhaliflerine ve Esad’a direnenlere 2-3 milyar dolar para gönderdik” diyorsa yardım ettiği bu gurupların bütün sevap ve günahlarına ben ortağım demek istemiştir. Şimdi düşünelim Ortadoğu’nun bütün haritalarını değiştirme projesinin sahibi ABD’dir. ABD ise Haçlı dünyasının şu anki lideridir. Sen İslam dünyasının liderliğine soyunduğunu söylerken ve bütün tavrının şifrelerinde bunu hissettiriyorken nasıl olur da Haçlı dünyasının Suriye’yi bölme projesine sadece gönülden değil Türkiye’deki Müslümanların cebinden çıkan paralardan aktardığın 3 milyar dolar harcayarak destek olursun?

Kimyasal silah kullanıldı iddiasını senden başka hiçbir kişi bu kadar hararetle dillendirmiyor. Sen BM teşkilatını ve onun üyesi olan yüz küsur devleti ağzına gelen ne varsa onunla “fırçalayacak” ve güya ayar vereceksin. Olmaz! Bunun normal akılla bir alakası yoktur. Buna cepheyi genişletmek ve düşman sayısını artırmak denir. Bak şimdi ne deniyor? Suriye’deki muhalif güçler;” biz kimyasalları Suudi istihbarat şefi Bender Bin Sultan’dan aldık ve yanlışlıkla patlattık ve bin 200 civarında sivilin ölmesine sebep olduk” diyor. Bunu da  dillendiren Amerikan AP ve Mind Press muhabiri Dale Gavlak..Katliamlara göz yumuyorsunuz diye suçlamadığın insan kalmadı. Sen dünyayı Türkiye’deki pısırık muhalefet mi zannediyor ve aynı üslupla onlara da ayar vermeye kalkıyorsun. Bütün dünya bizimle alay ediyor. Ekonomi-politik dünyasının nabzını tutan yazarlar resmi görüşün ikiyüzlü diliyle konuşmak zorunda olmadıklarından bizim hakkımızdaki ve senin hakkındaki görüşlerini pervasızca dile getirip bizi dalga geçilen millet olarak tescil ediyorlar. Kanıma dokunuyor bu yorumlar..

Çok korkunç bir iddia daha ortaya atıldı; Selefi şeyhi Ömer bilmem kim denen bir nesebi bozuk şeytan dölü; ”Suriye’de Esad güçlerine karşı savaşan mücahitlere kadınlık vazifesi yapmak  da bir cihattır dedi önce. Bütün İslam dünyasının namuslu kadınlarını göreve çağırdı.O da yeterli gelmedi galiba; Mücahitler kendi mahremleriyle yani nikah düşmeyen bütün kadınlarla geçici bir müddet için evlenebilir dediği söyleniyor.Bu korkunç bir suç tur.Şiddetle yalanlanması lazımdır. “Ben böyle bir fetva vermedim” dedirtmeye zorlamak da senin görevindir Sayın başbakanımız. Çünkü bunlara para gönderen ve bunların “cihadına” ortak olan sizsiniz.Yoksa yaralı İslam dünyası ve devamlı kandırılmaktan yorgun düşen, incinmedik parçalanmadık hiçbir yeri kalmayan Müslüman öldürücü son darbeyi sizin iktidarınız sayesinde yiyecek ve utancından cehennemin dibine kadar gitmeyi  bile kabullenecekler..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum