Mehmet EROĞLU
Yalancılar, Dinciler ve Aydın ADD
Değerli okurlar yalancılar günümüzde milletin gözünün içine baka baka yalan söylemeyi adet haline getirdiler. Onların söyledikleri ile yaptıkları başkadır. Ama halkımızı kandırmakta ustadırlar. Tatlı dilli, iyi giyimli, din iman kimlikli sırıtan bu tipler Milleti ayrıştırıyorlar, dışarıda devleti alay konusu ettiriyorlar.
Yalancılar, milletimiz diye söze başlarlar. Dinimiz diye devam ederler. Adalet derler, uyum derler istikrar derler. Söyledikleri böyledir ancak yaptıklarının, ne milletle ne dinle ne imanla uzaktan yakından alakası yoktur. En büyük adaletsizlikler bunlar tarafından yapılır.
Bu gibi din sömürücüleri ve yalancılar kin, nefret, öfke dolu oldukları için, korktukları herkesi dinlemekten, takip etmekten, ucube bir yaratık haline gelmişlerdir. TV ekranları, gazete sayfalarına bakarsanız bu gibi suçlu tiplerle dolu. Yüzlerine dikkat edin. Sırıtıyorlar. Sesleri değişik, gülümseyişleri değişik, tipleri değişiktir.
Halkımız; çoğu kez, yaşanılan toplumsal, siyasal ve ekonomik sürecin arka planını anlamakta zorlanır. Ama yaşanılanlar, tarih olduktan sonraysa yapılacak bir şey kalmaz.
Geçmişi belleğine kazıyan insanoğlu; yaşananların nedenlerini ve olası sonuçlarını algılamakta nedense aynı duyarlılığı gösteremez.
Ülkemizde Milli/Ulus devletinin zarar görmesi siyasi coğrafyanın küçülmeye zorlanması millet bilincinin yok edilerek etnik ve mezhepsel bölünmeye dayalı, geleceğe yönelik ortak hedeflerden vazgeçilerek, amaçsız sürüye dönüşümü istenmektedir.
Geçmişte baktığımız zaman Tarih bize devletlerin gücünün sahip bulundukları ekonomileri olduğunu göstermektedir. Ekonomik olarak üstün olanın siyasal, askeri gücü de yüksektir.
Sorulması gereken soru şudur; ekonomisi milli olmaktan çıkarılmış, ülkenin çok önemli kurumları yabancılara yok pahasına satılmış bir Türkiye, milli devlet olarak yaşayabilir mi?
Ulusumuzun milli kimliğe dönüştürüp öne çıkardığı din algısı, emperyalizm güdümündeki tarikat-cemaatlerin, kitleleri köleleştiren kayıtsız şartsız itaat-biat reçeteleriyle uyutulmaya çalışılmaktadır.
Ülkem bu gün içte huzurun ve güvenin kalmadığı Güneydoğuda PKK mahalleleri ve sokakları mayınlarken bombalı tuzaklar kurulurken orada bulunan yetkililer ne yapıyordu acaba?
Yalanı, talanı, dolanı dinin esası gibi görenler karşısında; dürüst, namuslu, ahlaklı insanlar bir ve beraber olmak ve gönül birliği içinde hareket etmek zorundadır.
Bu ulus İşbirlikçileri, korkakları, hainleri, ajanları ve dönekleri iyi tanımalı.
Gerçekleri bildiği halde; bugünü sorgulamayan, yarına ilişkin görüşlerini ortaya koymayan ya korkaktır, ya işbirlikçidir ya da ajandır.
ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞİ’NİN SEÇİMİ
Değerli okurlar bu gün yani 17.01.2016 Pazar günü Aydın Ticaret Odası’nda Aydın Atatürkçü Düşünce Derneğinin olağan genel kurulu vardı. Daha dış kapıdan girmeden aday listeleri dağıtılmaya başlandı.
Salona girip üye arkadaşlar listeyi imzaladıktan sonra. Hüseyin Çetin beyin açış konuşmasından sonra divan başkanlık seçimi yapıldı. Divan başkanlığına aday gösterilen Çetin Ardıç ve Aykut Aysun
Arasında yapılan seçimi Günver Güneş hocanın adayı Aykut Bey kazandı.
Divan başkanlığına gelen Aykut beyin divanda bir konuşması bazı üyeler tarafından tepki ile karşılandı.
Üyeler yaptıkları konuşmalarda kendi düşünce ve önerilerini sundular.
Bana göre en güzel konuşmayı Hüseyin Çetin Bey yaptı.
Hüseyin Çetin Bey çok güzel ve akıcı bir dille Atatürkçülerin özelliklerini uzunca anlattı.
“Ülkemizin durumu malum, şimdi sizlere burada ülke şöyle terör bataklığına saplandı, yine ardı ardına şehitler geliyor, dış politika böyle kötü, yoksulluk, işsizlik aldı başını gidiyor deyip ülkemizin içinde bulunduğu durumu anlatmayacağım. Sizler bu durumun farkındasınız. Zaten önemli olan şu an için ülkemizin içinde bulunduğu durumu ve sorunlarını tespit etmek değil, sorunların çözümü için yani Atatürkçü Düşünce’yi iktidara taşımak için bizlerin ne yapacağı, ...
Atatürkçü demek, kasada beş kuruş yokken, kahve bile yokken, iki tane küp şekeri kalmışken “Kurtuluş hareketinde saltanatı kaldırıp cumhuriyeti kuracağım” diyebilmektir.
Atatürkçü demek umutsuzluğun ortasında ilkelerden ödün vermemektir.
Atatürkçü demek, milletin gücüne inanabilmek demektir.
Yukarda da belirttiğim gibi bu konuşmasından dolayı Sayın Çetin’i kutluyorum.
Yapılan seçim sonuçlarına göre:
Yönetim kurulu asil üyeliklere,
Hüseyin Asar
Gülseren Barış
Ali Demirel
Ekrem Göçmen
Günver Güneş
Umut Yener Köse
Fulden Özdemir seçildiler
Yeni seçilen arkadaşlara görevlerinde başarılar dilerim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.