
Ayşen GÜZEL
Tutuklama
I. GENEL GİRİŞ
A. Tutuklama Nedir ve Nerede Düzenlenmektedir?
Tutuklama; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK)’nun 100 ve devamı maddelerinde düzenleme alanı bulan bir koruma tedbiri olup, tevkif anlamına gelmekte ve ceza muhakemesinde kişiyi koruyucu ve önleyici bir tedbir olarak karşımıza çıkmakta ve şüpheli veya sanık, tutuklanması halinde belli bir süre hürriyetinden yoksun kalmaktadır.
B. Tutuklamanın Mahiyeti
Tutuklama; bir mahkumiyet veya ceza değil, aksine yalnızca bir koruma tedbiridir. Tutuklama tedbiri, şüpheli veya sanık hakkında uygulanmakta ve tutuklama kararı, soruşturma ve kovuşturma aşamalarının her evresinde, hatta hükmün kesinleşmesine kadar verilebilmektedir. Tutuklama kararı verilmesi için, müessesenin doğrudan Ceza Hukuku’nda yeri olması sebebiyle6100 sayılı yasada yer alan iki hal dışında, suç isnadı ile soruşturma ya da kovuşturma evresinin bulunması gereklidir.
C. Tutuklama Hangi Tür Uyuşmazlıklarda Karşımıza Çıkmaktadır?
Tutuklama, kural olarak ceza uyuşmazlıklarında uygulanan bir tedbir olup; doğrudan Ceza Hukuku’na ilişkin bir müessesedir ve tutuklama tedbiri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda yer alan iki hal dışında ceza davaları ile soruşturma safhasında karşımıza çıkmaktadır.
II. TUTUKLAMA MÜESSESESİ
A. Tutuklamanın Şartları
Tutuklamanın şartları denildiğinde akla, hangi hallerde ve koşullar altında tutuklama kararının verilebildiği gelmekte olup; tutuklama tedbirinin uygulanabilmesi için tutuklamanın ağırlığıyla orantılı bazı şartların oluşması gereklidir.
Tutuklamanın şartları şunlardır:
- Kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut delillerin olması
- Tutuklama nedeninin bulunması
- Tutuklama yasağının bulunmaması
- Tutuklamanın ölçülü olması
- Hakim veya mahkeme kararı
Görüldüğü üzere, tutuklama tedbirine her durum ve koşulda değil, ancak yasal düzenlemede yer alan şartların birlikte oluşması halinde karar verilebilmektedir.
B. Tutuklamanın Şartlarının İncelenmesi
1. Kuvvetli Suç Şüphesinin Varlığını Gösteren Somut Delillerin Bulunması
Tutuklama tedbiri için kuvvetli suç şüphesi ile bunu gösterir somut delillerin varlığı gerekmekte ve şüpheli veya sanık tarafından atılı suçun işlendiği yönünde duyulan şüphenin yoğunluğu kuvvetli olmakla birlikte, bu kuvvetli suç şüphesinin somut delillerle ortaya dökülmesi ve dosya kapsamında somut olarak delillendirilmesi gerekmektedir.
2. Tutuklama Nedeninin Bulunması
Tutuklama nedeni şunlardan oluşmaktadır:
- Herhangi bir ya da birden fazla tutuklama nedeninin varlığı
- Tutuklama nedeninin varsayılabildiği hallerin varlığı
- CMK madde 100/2’de sayılan tutuklama nedenleri
- CMK madde 100/3’te sayılan katalog suçların varlığı
a. Herhangi Bir ya da Birden Fazla Tutuklama Nedeninin Varlığı
Tutuklama tedbiri için şüpheli veya sanığın üzerine atılı suçu işlediği yönünde kuvvetli suç şüphesini gösterir somut olgu ve delillerin bulunması gerekli ise de yeterli olmayıp, en az bir tutuklama nedeninin de bulunması gereklidir. Her bağımsız olayda bir ya da birden fazla tutuklama nedeninin gerçekleşmesi mümkündür. Farklı bir anlatımla herhangi bir olayda yalnızca bir tek tutuklama nedeni oluşmuşken, başka bir olayda birden fazla tutuklama nedeni birlikte bulunabilmektedir.
b. Tutuklama Nedeninin Varsayılabildiği Hallerin Varlığı
Yasal düzenlemede açıkça yer almayan herhangi bir neden, somut bir olayda tutuklama nedeni olarak kabul edilebilmektedir. Ancak kanun koyucu tarafından bazı haller, tutuklama nedeni olarak düzenlenmekte ve söz konusu nedenlerin varlığı halinde, başkaca tutuklama nedeni aranmaksızın tutuklama nedeni varsayılabilmektedir.
Tutuklama nedeninin varsayılabildiği haller şunlardır:
- CMK madde 100/2’de sayılan tutuklama nedenlerinin varlığı
- CMK madde 100/3’te sayılan katalog suçların varlığı
b.1. CMK Madde 100/2’de Sayılan Tutuklama Nedenlerinin Varlığı
CMK madde 100/2’de sayılan tutuklama nedenleri şunlardır:
- Şüpheli veya sanığın
- Kaçması
- Saklanması
- Kaçacağı şüphesini uyandıran somut olguların varlığı
- Şüpheli veya sanığın davranışlarının aşağıda belirtilen hususlarda kuvvetli şüphe oluşturması
- Delilleri yok etme
- Delilleri gizleme
- Delilleri değiştirme
- Şüpheli veya sanığın davranışlarının aşağıda belirtilen hususlarda kuvvetli şüphe oluşturması
- Tanık üzerinde baskı yapılması girişiminde bulunma
- Mağdur üzerinde baskı yapılması girişiminde bulunma
- Başkaları üzerinde baskı yapılması girişiminde bulunma
b.2. CMK Madde 100/3’te Sayılan Tutuklama Nedenlerinin Varlığı
Tutuklama nedeninin varsayılabildiği hallerden diğeri, CMK’nun 100/3 fıkrasında düzenlenmektedir. Madde metninde yer alan tutuklama nedeni, kanunda sayılan katalog suçlarınişlendiği hususunda somut delillere dayanan kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı şeklinde karşımıza çıkmaktadır.
3. Tutuklama Yasağının Bulunmaması
Tutuklama yasağı, sadece adlî para cezasını gerektiren suçlarda veya vücut dokunulmazlığına karşı kasten işlenenler hariç olmak üzere hapis cezasının üst sınırı iki yıldan fazla olmayan suçlarda tutuklama kararı verilememesi anlamına gelmektedir.
4. Tutuklamanın Ölçülü Olması
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 100/1-2. cümlesinde ölçülülük ilkesine yer verildiği ve işin öneminin, verilmesi beklenen ceza veya güvenlik tedbiri ile ölçülü olmaması halinde, tutuklama kararı verilemeyeceğinin düzenlendiği görülmektedir. Genel kabul edilişe göre; ölçülülük ilkesi, tutuklama tedbiriyle ulaşılan sonuca, etkileri daha hafif olan başka bir tedbirle de ulaşılabilmekteyse, tutuklama kararının verilmemesinin gerekmesi anlamına gelmektedir.
5. Hakim veya Mahkeme Kararı
a. Karar Mercii
Soruşturma evresinde şüphelinin tutuklanmasına Cumhuriyet savcısının istemi üzerine sulh ceza hâkimi tarafından, kovuşturma evresinde sanığın tutuklanmasına Cumhuriyet savcısının istemi üzerine veya re'sen mahkemece karar verilmektedir.
b. Tutuklama İsteminin ve Kararının Gerekçesi
Cumhuriyet savcısının tutuklama isteminin varlığı halinde, bu istemlerde mutlaka gerekçe gösterilmesi ve adlî kontrol uygulamasının yetersiz kalacağını belirten hukukî ve fiilî nedenlere yer verilmesi gerekmektedir. Benzer şekilde hakim ya da mahkemece verilen tutuklama, tutuklamanın devamı veya bu husustaki bir tahliye isteminin reddi kararlarında; kuvvetli suç şüphesini, tutuklama nedenlerinin varlığını, tutuklama tedbirinin ölçülü olduğunu ve adli kontrol uygulamasının yetersiz kalacağını gösteren delillerin somut olgularla gerekçelendirilmesi suretiyle açıkça gösterilmesi gereklidir.
c. İtiraz Yasa Yolu
CMK’nun 267. maddesi uyarınca, hâkim kararları ile kanunun gösterdiği hâllerde, mahkeme kararlarına karşı itiraz yoluna gidilebilmekte ve CMK’nun 101/son fıkrasında yer alan hüküm doğrultusunda tutuklama, tutukluluk halinin devamı ile tahliye istemlerinin reddi kararlarına ve tutuklama isteminin reddi ile serbest bırakma kararlarına itiraz edilebilmektedir.
d. Zorunlu Müdafiinin Bulunması Gereği
Tutuklama istenildiğinde şüpheli veya sanık, kendisinin seçtiği veya baro tarafından görevlendirilen bir müdafiin yardımından yararlanmaktadır. Bu kapsamda şüpheli veya sanığın vekaletnameli ya da seçtiği özel avukatının bulunmaması halinde, barodan avukat görevlendirilmesi istenmektedir.
