Ali AKSÜT
Tokalaşmayın, sarılmayın, öpüşmeyin!..
Bu hafta sonu Eskişehir’deydim. Koronavirüs nedeniyle çarşı-pazarda, bütün ana cadde ve meydanlardaki billboardların afiş ve yazılarla donatılmış olduğunu gördüm. Bu billboardlardaki afişlerinde birinde, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen’in şu sözleri dikkatimi çekti:
“Koronavirüs mikrobu ellerimizde.”
“Ellerinizi sabunlu su ile iyice yıkayınız.”
Sonraki ifadesinde de kısa ve öz 3 kelime sıralanıyor.
“Tokalaşmayın,
Sarılmayın,
Öpüşmeyin!..”
İşte yaşam uyarısı bu 3 kelime.
Yaşamak veya ölmek…
Her şey peş peşe sıralanan bu 3 sihirli kelimede gizli.
Bir yandan çayımı yudumlamak, öte yandan da gazeteleri gözatmak için, Eskişehir’de kahvehanenin birine uğradım. Burada adının İsmet, kahvehane sahibi olduğunu öğrendiğim biri içeri girdi. Kimseyle tokalaşmadan elleriyle selam verdi. Oradakiler de kahveciye aynı hareketle selamladı.
Yan masadaki orta yaşlı bir adam da biraz yüksek sesle, “Helal olsun sana İsmet!” diye seslenerek “Allah senden razı olsun” cümlesi dudaklarından dökülüverdi. Diğer masada oturanlar ise meraklı bakışlarla İsmet’i biraz süzdükten sonra, “Hayırdır, ne oldu” diye çıkışınca İsmet’ten şu cevap geldi:
“Sizin Koranoviristen haberiniz yok mu?”
İsmet sözlerine devam etti:
“Çin’de, İtalya’da, İran’da İspanya’da, Amerika’da ve dünyanın pek çok yerinde yaşananlar insanlığı etkilemiş durumda. Türkiye de tehdit altında. Çok şükür bizim hükümet sıkı tedbirler alıyor. Burada hakkını verelim Sağlık Bakanı Fahrettin Koca gecesini gündüze katarak olayın takipçiliğini yapıyor, şeffaf bir şekilde bizleri bilgilendiriyor.”
İsmet’in bu sözlerine karşılık yan masadan; “Dediklerine itirazımız yok! Ama birey olarak sen ne yaptın onu anlat” denilince İsmet’i savunmak “Ocakçı Osman Ağa”ya düştü. “Daha ne yapsın İsmet, kahvenin her yerini çamaşırsuyu ile yıkıyor. Böylelikle kahveyi gusül abdesti aldırıyor. Görüyorsunuz, her taraf tertemiz, hijyen dediğin böyle olur.”
Kahvedeki vatandaşların şaka-matrak konuşmalarında bile koronavirüs belasıyla ilgili mesajların verilmesi gözden kaçmadı. Bu ara kahveci İsmet dolaba yöneldi ve kolonya bidonunu çıkartıp, dibinde kalan iki parmak kolonyayı göstererek, “Gördüğünüz gibi koca kolonya bidonu bitti, bulabilirsek yeniden satın alacağız. Fiyatlar da ikiye katlanmış, bu halka ne kolonya ne de maske dayanır” diyerek toplumsal bir mesaj verdiği gibi elindeki şişeyle kahvede bulunanlara kolonya döktü.
Kahvedekiler hayatından memnundu, virüse karşı önlem alınan bir işletmede bulunmanın keyfini çıkartıyorlardı. Memnun olan sadece müşteriler değildi elbet.. Kahveci İsmet de görev ve sorumluluğunu yerine getirme huzuru ve gururunu yaşıyordu.
Dünyayı sarsan bu virüs felaketi, bizim insanımız üzerinde olumlu etkiler yarattığı gibi, hafife alanlar da oldu. Oysa ölümlere neden olan bu koronavirüs konusunda yetkililere kulak vermemiz, uyarıları yerine getirmemiz gerekiyor. Büyükerşen hocanın “Tokalaşmayın, sarılmayın, öpüşmeyin…” uyarısını Eskişehir’de işe yaramış gördüm. İnşallah bu hassasiyet ülkemin her bir köşesine yayılır.
İnsanlık için verilen koronavirüs mücadelesinde başarı diliyorum.
Kalın sağlıcakla…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.