Tarım Bakanlığı’nın görev ve sorumlulukları

Devlet ve Hükumet ‘ in Sorumlulukları

Türkiye’ de çalışıp üretmeyi ve kalkınmayı öylesine zorlaştırdılar ki, adeta imkânsız hale getirdiler. Hatta çalışıp üretmek neredeyse suç işlemekle eşdeğer duruma getirildi.

Köylülerin, çiftçilerin ve üreticilerin, kendilerine ait tapulu arazilerinde değil çalışarak üretmesine; GES, HES, JES ve maden arama ve işletme, Toplu Konut ve Kentsel Dönüşüm inşaat alanı olarak, holdinglere ve inşaat firmalarına tahsis edildiği gerekçesi ile girmelerine dahi engel olunmakta ve ağaçları, işgalci firma tarafından polis ve jandarma gözetiminde kesilmekte, direnenler yaka paça gözaltına alınarak tutuklanmaktadır.

Oysaki tüm yurttaşların mülkiyet hakları, devletin koyduğu yasalarla güvence altına alınmıştır. Özel Mülkiyet üzerindeki tasarruf ve kullanım hakkının engellenmesi suç teşkil etmektedir. Aksine, kendi- sine ait arazisine girmek ve hakkını kullanmak isteyen sahibi suçlu muamelesi görmektedir.

Devletler ve hükümetler ,yurttaşlarının refah huzurunu temin etmek ,ayırım ve fark gözetmeksizin, tüm yurttaşlarının can ve mal güvenliğini sağlamak zorundadır.. Bir yurttaşın belgeli ve tescilli taşınır ya da taşınmaz malını zorla alarak başka bir yurttaşa verilemez, geçici de olsa kullanım ve tasarruf hakkı başkasına, sahibinin rızası ve izni olmadan, zorla devredilemez.

Tarım Bakanlığının Görev ve Sorumlulukları

Tarım Bakanlığının adını, her yeni gelen bakan değiştirip duruyor. Bir kişinin, bir yerin ya da kurumun adı değişmekle, karakteri, yapısı, görev ve sorumlulukları değişmez.

Bir zamanlar Tarım ve Köyişleri Bakanlığı idi. Bir ara, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı oldu. Şimdi de Tarım ve Orman Bakanlığı olarak değiştirildi.

Adını ne kadar değiştirirseniz değiştirin, bu bakanlığın değişmez bir asli görevi vardır.

Bu görevleri de :

Türkiye’ deki her türlü tarımsal üretimden, ürünlerin hasadından, muhafaza altına alınmasından, piyasanın arz talep durumuna göre piyasaya sürülmesinden, bitki ve hayvan ırklarının ıslahından, geliştirilmesinden, bitkisel üretim için elzem olan tohum ıslahından, tohumların saflığının korunmasından, tarımsal verimin artırılmasından, tarım alanlarının ve toprakların korunmasından ve ıslahından, toprak aşınıp taşınmasına ( erozyon ) engel olunmasından, tarım alet -makina ve teçhizatının üretiminden, geliştirilmesinden, sayısının artırılmasından ve korunmasından, tarımsal üretimin çağdaş yöntemlere göre yapılmasından, ülke içi tarımsal üretimin dışarısı ile rekabet edecek üstün nitelikte olmasını sağlamaktan sorumludur.

TZDK ( Türkiye Zirai Donatım Kurumu) nun Kapatılması

Tarımsal üretimin artırılmasını sağlamak için 1944 Y yılında kurulmuş olan TZDK ( Türkiye Zirai Donatım Kurumu ) adlı bir kuruluşumuz vardı. Bu kuruluş, çiftçi ve üreticilerin gereksinim duyduğu her türlü tarım makine ve teçhizatını ya kendi atölye ve fabrikalarında üretir ya da uygun fiyatla piyasadan temin ederek çiftçilere ulaştırırdı.

TZDK’nın tüm fabrikaları, atölye ve tesisleri, 2003 yılında kapatılarak bina ve arazileri satıldı. TZDK’nın kapatılması, Türk Tarımına vurulmuş en büyük darbe ve ihanettir.

1.Sınıf Tarım Alanlarının İmara Açılması

Türk köylüsünün ve çiftçisinin, üreticinin ana geçim kaynağını oluşturan tarım alanlarının imara açılması, Türk köylüsü ve çiftçisinin, üreticinin hayat damarlarını kesmek, Türk Tarımına balta vurmak ve ülkeyi tarımsal gıda ürünlerinde dışa bağımlı duruma getirmek demektir.

Tarlanı, arazini, evini barkını sat, köyünü terk et, git şehre yerleş demektir.

İmara açılan ve üzerinde rezidanslar, devasa siteler, AVM’ ler, eğlence yerleri inşa edilen 1. sınıf tarım alanlarının yeniden tarıma kazandırılması asla mümkün olamayacaktır.

Düşüncesiz, plansız - programsız, sonucu düşünmeden ve adeta bir mecburiyet varmışçasına acele ile alınan kararlar ve atılan adımlar, bugün Türkiye’yi tarımsal ürünler başta olmak üzere birçok alanda dışa bağımlı duruma getirmiş ve dönüşü mümkün olmayan bir yola sokmuştur.

Tıpkı, şimdi göklere çıkarılan, adı üniversitelere, hava alanlarına, bulvarlara verilen, adına müzeler açılarak milli kahraman ilan edilen Menderes’ in 1950 yılında iktidarı devralması ve Atatürk’ ün kurduğu çok sayıda fabrika ve tesisi kapatmasıyla, o fabrika ve atölyelerde yüzde yüz yerli ve milli olarak üretilen ve İsveç’ e bile ihraç edilen uçakları yapan mühendis ve ustaların yıllar boyu çalışarak edindiği ve kazandığı deneyimler, fabrika ve atölyeler kapatıldığı ve burada çalışacak kimse kalmadığından, aktarılamamış ve kendileri ile birlikte toprağa gömülmüştür.

Şimdilerde, sanki önceden Türkiye’ de uçak üretilmiyormuş ve şimdi üretilmeye başlanmış gibi kamuoyuna yere göğe sığdırılamadan anlatılmak istenen “ Yerli ve milli “ uçak söylemleri, Cumhuriyet dönemini ve Cumhuriyetin kazanımlarını görmezden gelmek ve gözden düşürmeye yönelik faaliyet lerden başka bir şey değildir.

Hiçbir neden ve gerekçe yokken, durup dururken, harp silah ve araçlarının karada en etkili ve en önemli olanı Tankların bakım ve onarımın yapıldığı tamamen yenilendiği Adapazarı Arifiye Tank -Palet Fabrikasının kapatılmasındaki asıl neden ne idi ve ne olabilir?

TZDK gibi, Türk Çiftçi ve köylüsünün hizmetinde olan, gereksinim duyduğu traktör, tarımsal makine ve teçhizatı, alet ve edevatı üreten kurum ve kuruluşlarının kapatılması sonucunda, burada, traktör, tarımsal makine , araç ve gereç üreten mühendis ve ustaların yıllar süren çalışmaları sonunda edindiği deneyimlerini gelecek kuşaklara aktarmalarına engel olunmuştur.

Hangi geçerli neden ve gerekçelerle kapatılmıştır bu kurum ve kuruluşlar.? Bunların kapatılmasında bir yerlerden talimat mı alınmıştır? Aksi taktirde durup dururken neden kapatılma gereği duyulmuştur?

Sulu Tarım ve Hatalı Sulama, Obruk Oluşumu

Elbette sulu Tarım verimi artırmaktadır. Ancak, sulu tarımın bilinçli, planlı ve usulüne uygun olarak yapılması gerekir. Bir çok tarımsal üretim alanlarında sulamanın , “ Çılgın Sulama/ Deli Sulama/ Vahşi Sulama “ adı verilen usullerle son derece ilkel, bilinçsiz yapıldığını görmekteyiz.

Bu şekilde sulamanın neden olacağı zararlar ve sakıncalar ileri zamanlarda ortaya çıkmaktadır.

Yerüstü akarsuların kaynağının yeraltı su hazneleri olduğunu, yeraltı göl ve akarsularının, da olduğunu lise yıllarında, biraz jeoloji dersi görmüş olanlar bilirler. Yeraltı akarsuları, genellikle, yerüstü akarsularının aktığı yöne doğru akarlar.

Yeraltı göl ve akarsuları yeryüzünden/toprak seviyesinden 40 ile 200 M. kadar bir derinlikte akarlar.

Yeraltı akarsu ve göllerinin tavanları, ıslanmadığı sürece kuru ve serttir.

Yapılan vahşi sulama ile, sular zaman içerisinde yeraltı akarsuyunun tavanına kadar ulaşır ve tavan toprağının yumuşayarak çökmesine neden olur. Yeraltı akarsularının tavanlarının çökmesinin ve obruk oluşumunun başka bir nedeni de, bilinçsiz ve aşırı sulama nedeniyle yeraltı su haznelerinden çok ve aşırı miktarlarda su çekilmesi ile tavanlarında geniş ve yüksek boşluklar oluşmasıdır.

Vahşi sulama yerine, ince borular kullanılarak yapılan ve daha az su sarfiyatına neden olan ve su tasarrufu sağlayan damlama sulama usulü ile sulandığında, obruk oluşumu engellenmiş olur. Aynı usul sulamaya devam edildiği takdirde, yakın gelecekte Konya Ovasının birçok yerinde ( Ş u anda Çumra civarında obruk oluşumu başlamış durumdadır ) , Şanlıurfa Akçakale Ovasında, Muş Ovasında obruk oluşumları meydana gelecek ve önüne geçilemez bir şekilde yayılacaktır.

Çiftçi Eğitimi

Daha bol ve üstün nitelikli ürün alabilmek için, daha çağdaş, bilinçli, planlı ve programlı bir tarımın yapılması mutlak surette gereklidir.

Daha az masrafla ve emekle daha bol ve nitelikli ürün elde edebilmek, daha az kayıpla hasat yapabilmek için tarımı bilinçli kimselerin yapması gerekir. Bu amaçla il ve ilçe Tarım Müdürlükleri, “ çiftçi Eğitimi Programları ve Kursları “ düzenlemelidir. Açılacak bu kurslarda, usulüne uygun sulama, nadas, ekim ve hasat, tarımsal traktör, makine ve teçhizatın kullanımı teknikleri öğretilmelidir.

Yazımı kaldığım yerden sürdüreceğim. Saygılarımla. Esen kalınız.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum