Sol yanımız ağrıyor

Partili Cumhurbaşkanlığı gibi bir sistemde terör bitecek, şehitler gelmeyecek, enflasyon düşecek, işsizlik bitecek denilmiyor muydu? Çift hanelere tırmanan enflasyon şöyle dursun sadece işsiz sayımız resmi olarak bu anda 4 milyonun üzerinde telaffuz ediliyor. Salgın dönemi ve ekonomik sıkıntılar bir yandan, halkta bir bezginlik gözlemlenmekte, sızlanmalar duyulmakta. Sabretmek, saraydan bir nasihat gelir; ”Gerçek müminin görevi yoklukta sabretmektir”  Derken 9. Reform paketinden söz edilmeye başlanır. Birbirlerine karşılıklı sarf edilen onca sözlerin ardından kol kola girilmesi bir yana milliyetçilik kimseye bırakılmazken Uygur Türkleri konusunda suskun kalmak manidar değil mi?

**

Sosyal Demokrasi, zenginlerin ve yönetenlerin yarattığı eşitsizlik ve adaletsizlikleri demokratik sistem içinde olabilecek düzeye indirmeyi amaçlayan siyasi ideoloji olarak tanımlanır. Yargı bağımsızlığı ve kanun önünde eşitlik, laiklik, masumiyet karinesi ana ilkelerdendir, insan odaklı bir yaşam ve kalkınma modeliyle hareket eden, umut veren sistem…

Elbette bir farkı olmalı sosyal demokratlığın…

**

Ne mutlu ki, Aydın Büyükşehir Belediyemiz ile Kuşadası, Didim, Çine, Germencik Belediyesi asgari ücreti 3100 TL, Efeler ve Söke Belediyeleri 3250 TL olarak açıkladılar. Asgari ücret belirlemesi programlı yapılabilir ve ses getirilebilirdi, günler öncesinde üst yönetim ve belediyelerimiz ittifak halinde organize bir şekilde asgari ücreti iş yerlerinde 3100 TL ve üzeri olarak ilan etselerdi, gümbür gümbür ses getirici olmaz mıydı? 

**

Muharrem İnce, “1000 Günde Memleket Hareketi” başlatmış, dinleyen hak veriyor. Parti iki başlı bir görüntü verirken, disiplin kuralları çalıştırılamıyor. Muharrem ince, bu hareketten vazgeçmesi için adım atılmıyor anlaşılan. Parti kurması ise; parçalanmayı kaçınılmaz kılıyor.

**

Partiler haldır, huldur üye kaydetmekteler…

CHP Disiplin kurulunca partiden üye İhraç edilmesinde 81 il içerisinde Aydın ilinin ilk sırada olduğu iddialarından da söz edilmektedir.

**

“Pınar, başından bulanır” derler.

Umut olacaksın, umut bağlayanlara, nasıl ve niye kaybettiğini sorgulamayacaksın. Aş, iş, ekmek diyerek, namus sözü verilerek de aşından, işinden edilenler, çaresiz bırakılmış, birçoğu mahkeme kapılarında iken, eli böğründe seyretmek, sızlanmaları duymazdan gelmek…

**

Öz eleştiri de değer taşır.

Yıpranan, sıkıntılı bir iktidar, oy kaybederken, muhalefet olarak iktidar umutları şöyle dursun, oyunu arttıramayıp üstelik düşüşe geçeceksin. Taban, önseçim diye yırtınırken, rüyasında göremeyecekleri yere ulaşanlar, imi, timi duyulmayanların listelerde yer alması şaşırtıcı idi.

Kemik gibi partili olan, vaktini, nakdini ve emeğini veren o organik kesime de yazık oluyor. Ötelenen ve kırgın bir kesim de bir kıyıda.

**

Tüm dikkatini parti içinde bir yer kapmaya odaklanmış bir güç fırıldağı, partisi içinde yapılan delege seçiminde kendi yoldaşlarına karşı maç kazanmış eda ile yazmış,

 f.bookuna;

“Ezerek kazandık.”

O mücadeleni genel seçimde yapsan da karşı uğraş verseydin, parti içi iktidar hastalığı iliklere kadar işlemiş. Kendi yoldaşlarına slogan atmak da ilginç, ne yazık ki böyleleri her yerde menfaat bulanlar olmakta...

Bu mudur Sosyal Demokratlık?

Ne farkınız var ki, o eleştirdiklerinizden… 

**

Kraldan çok kralcı olan zat-ı muhteremler vardı, örnek, delege seçiminde bayraktarlık yapanlar, kendilerinin oluşturdukları ortamdan sızlanıp şikâyet etmeleri de şaşırtıcıdır. Nutuk attırılanlar, oraya, buraya koşturup da emekten söz ederek aş, iş, ekmek ile oynamaktan da geri durmayanlar, kullanılıp da bir kenara itelendiklerini anladıklarında haliyle bir yol ayrımına girdiler…

**                                                                                                                

Sözgelimi; aş, iş, ekmek ile bağlı olan bir görevli, yetkili, emeğin önemli bir değer olduğu sosyal demokrat alanda, nutuk atmaktan ziyade hele işten atılan, ekmeğinden olan, ücretsiz izne çıkarılan emekçi kardeşlerinin hakkını, hukukunu kem, küm etmekten başka nasıl savunabilir?      Masaya yumruk vuracağını beklemek mümkün müdür?

**

Gel de Fuzuli’yi anma…

“Söylesek tesiri yok,

  Sussak gönül razı değil…”

Son sözümüz de bu olsun…

**

Dememiz odur ki;

Sol yanımız ağrıyor, acıyor.

Kucaklayıcılık ve birlik olmak var iken,

Koltuğa sımsıkı yapışmak…

 “Bu mudur Sosyal Demokratlık?”

 “Ne farkımız var ki, o eleştirdiklerimizden… “

**

Kısacası;

Sol yanımız ağrıyor…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
6 Yorum