Nermin AKKAN
Sevi öyküsü
Seviydi elbet
Seviydi düpedüz
Hem de
"Ye doyayım
İç kanayım
Sen ısın ben yanayım" deminde
Yeminle
Akbaşmış kızılbaşmış
Varsılmış yoksulmuş
Evliymiş bekârmış
Sayrıymış sakatmış
Ya hu bakmamış bile kaşına gözüne
yarsıyıp sazına sözüne
körlemiş işte gözünü özüne
Dedik ya en başından
Seviydi yekten
Ah ah
Ne dualar ne dualar
Ne sadaka ne adak ne kurbanlar yurt yuva kurmalara
Ev evdeş olmalara
Yol yoldaş kalmalara
Kaç Fatiha kaç İhlas kaç Felak Nas
Dolmalara birbirine
Seviydi vallaha
Hem billaha hem tillaha
Sevinin ta kendisiydi yaşadığı yaşadıklarını sandığı
Ekmek Musaf çarpsın ha
Unuttu neliğini niyeliğini
Kimeliğini kimliğini
Bir tek sevdiğini bildi sevildiğine inandı bir tek
Yanında yöresinde kim ne varsa ardına alıp parsa parsa
Akıntısına bıraktı özünü
Körleyip kehribar gözünü
Ezandan önce sesine uyandı
Secdede rükuda adını andı üçer defa "Azim Âlâ" yerine
Sefa cefa farkındasızlığında
Rab'bim affetsin
Yedi içti güldü ağladı
Kâh teline dil bağladı kâh çağladı kapılıp sevi seline
Dünyanın bir ucundan karamuk kiren toplayıp ağzına ağzına verdi dönende hoplayıp zıplayıp
Günahmış kimin umurunda
Yasakmış
hıh
kim takar
ayıp da ne hak getire
kuralların tümünü yok'layıp yeldi yelinde ha bire
Beline bağlayıp perçemini öykülendi telinde
Masallandı he mi de
Öyle öpüşmek sevişmek cinsinden bir sevi değildi onunkisi ha
Eli elinden ötesini bilmedi hiç
İstemedi de eller gibi elleşmeyi
Göz bile değirmedi bileğinden öteye
Öylesine sevgiliydi işte
Söyleşti de söyleşti sahiller boyu
Bildiğin Keruv soyu
Şiirleşti türküleşti şarkılaştı
Şakalaştı fıkralaştı
Ohoo
Toprak toprak özleşti
Bir ağacın köküne kurulup
dalıyla yaprağıyla şahitli ömürlüğe sözleşti
Dediğim gibi işte
Adı üstünde seviydi
Gönlü yalın
usu uçuk
ağzı açık
gözü kördü
Kainat dediğin bu çarkı felek
gibisini ne tanıdı ne gördü
Koyup gittiğinde kaypak kedi ancak gördü kayparıklığını ardına döktüklerinden
Ebe bebe yüklü gebe demeden döşeğinden söktüklerinden
Bittiğinde öğrendi ufaklığını da kendinden
Sekiz on seneler
Daha neler kaçtı ah bir bilseniz gözünden daha neleer
neler daha
Dökse döküştürse içini bitmez bitiremez sabaha
Fitti biliyor musunuz dünden
kapının ardında ev süpürgesi gibi beklemeye gelmesini eve
Gözünü kırpmadan
Bıkmadan usanmadan o uyurken yüzüne bakmaya seve seve
Seviydi sevi
Sapına kadar he mi
Şu gördüğünüz cüce ki sevi dağının devi
Sönmedi gitti kor gönlünün alevi
Yıkılmadı gitti bir türlü
Süleyman'ın köşkü gibi billuri
bir avuçcuk gönül evi
Seviydi harbiden
kendi yazıp okuduğu
Yezit'ti hepten
gül gönlüne "Sevi" diye dokuduğu
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.