Sevdalar yaşandıkça

Sevdalarımı içime sindireceğim.

Şifa niyetine deyip yudum yudum içeceğim.

Şimdi her lokmanın ayrı bir tadı var.

Yoksa ben bu sevdanın kıymetini nasıl bileceğim?

Tatlısı ekşisi, balı kaymağı var.

İçinde daha ne yok ki?

Tuzu, biberi her şey tastamam.

Derya denizler gibi dolmuş taşmışım.

Sonsuz, sınırsız duygularımla, dönmüşüm mahşer yerine.

Kurulmuş ince gönlümün bereketli sofraları, üç beş derken, olmuş mu hepsi kırk elli?

Bir tek kişi aç kalkmayacak,

Kedisi köpeği, kurdu kuşu hepsi doyacak.

Bu sofrada bu meclis dergâhında, bereketler doldukça dolacak.

Ey azizim, eyy kaleminden başka derdi olmayan adam.

O kaderi yaşayan sevdalı yüreğin şimdi arzı endam etmiş.

Ne fidanlar dikmişsin sevda bahçesinde,

Renk renk açmış güllerin lalelerin.

Solmayacak taze baharında gelinciklerin var senin.

Sen varsın, bir de ben varım o dönülmez yollarda.

Belki de üç beş kader arkadaşı daha var bu kaderin içinde.

Bazen o günleri, o geçen zamanı arıyorum mazinin tozlu sayfalarında.

Bazen de içim içime sığmıyor coşkuya dalıyor ruhum.

Sanki her şey avucumdan kaçan zamanında ötesinde.

Ne oldum ben, neyim ki bu fani dünyada? Nerdeyim ne haldeyim düşünemiyorum bile.

Soruyorum uçan kuşa her bakışın en küçük nefesinde.

Hani unutulmaz anılar, nerede yaşadığımız şehir?

Nerede Arnavut kaldırımlı taşlar, ıssız dar sokaklar…Nerede?

Gülüp oynadığımız sevinç dolu gururlu acılar.

Peşimizden gölge gibi gelen anılar.

Uçtu mu, kaçtı mı bu asil vazgeçilmez duygular.

Yoksa bu ateş, bu alevin kıvılcımı yaktı mı acemi heyecanımı?

Sorma, sorma ey bahtıkara arkadaş,

Açma yaramı kor gibi yakma yüreğimi, bu gizemli sır sarıp sarmalıyor beni.

Yoksa sevdiklerine bir umut ışığı mı bu?

İşte buradayım diyor uzaklardan el sallıyor sana.

Koca koca yarınlar selam veriyor her yana.

Ey can dostum bilirsin ki, bir can borcum var benim de Allah'a.

O verdi o alacak nihayetinde.

Elbet çıkacak bu can bedenden,

Hiç isyan etmedim her daim şükür içindeyim ben.

Belki de zaman geçmiş saatler durmuş, yeni gelecek bilinmeyen sonsuz içinde her şey.

Kim bilir yarına değil, hepside hemen şimdi.

Geçmişten bugüne sevenler buluşacak.

Bütün yaşadıklarım gözümün önünde saf tutacak.

Hatırladın mı burnumda tüten o çay tadındaki günleri?

Belki de kader buymuş, belki de hepsi kaderinde ötesinde.

Duygularım şimdi kuşların kanadında.

Huzurum, sevdam, çilem göklerde.

Göklere el sallıyor yeşilim içindeki tapusuz ormanlarım.

Bakıyor çılgın Karadeniz’in yukarı akan dereleri.

Gel diyor çağırıyor nice yaşanacak sevdalara beni.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
7 Yorum