Değerli okurlar insanoğlunun yaşamında ve tarihi süreç içinde zeytin ağacı ve meyvesi olan zeytin insanoğlunun en önemli gıda ve besin maddesi olarak karşımıza çıkar.
Evliye çelebi seyahatnamesinde güzel Aydın’ımız için diyor ki: “Dağlarından yağ ovasından bal akan şehir.”
Eğe bölgesi halkının büyük çoğunluğunun geçim ve besin kaynağı olan zeytinimizin bu günlerde başı dertte. Çıkarılan bir yönetmenlikle zeytin alanlarında maden aramasına onay verilmesi,
Eğer bu yönetmenlik iptal edilmez inadına sürdürülürse hem zeytinlik alanları hem de geçimi zeytin olan halkımız çok mağdur olacaktır.
Bu durumu yetkililerin tekrar düşünerek mutlaka ama mutlaka bu yönetmenliği iptal etmeleri gerekir.
Bu konuda Aydın 24 yazarı Sayın Ali Aksüt de düşündürücü güzel bir yazı yazdı. Ben de zeytinin ne kadar önemli olduğunu anlatan tarihi süreci yazdım. Umuyor ve bekliyorum ki bu yanlıştan dönülür.
Yunan mitolojisine göre Athena baş tanrı Zeus’un çok sevdiği kızıydı. Annesi ise akıllı ve uslu olan Metis yani hikmet idi.
Mitolojiye göre Zeus diğer bütün tanrıların en kudretlisi olduğundan şairler ona hem kuvvet ve kudretin akıl ve hikmetin birleşmiş olduğunu anlatmak için derler ki; o hikmeti yani Metisi’ yutmuş yani kendi içine atmış ve onu hazmetmişti. İşte buna göre baş tanrı gebe kalmıştı.
Zeus aradan epey bir zaman geçtikten sonra kafasında taşıdığı ve ondan kurtulmak için ateş tanrısı Hephaistos’u çağırarak “Hephaistos başım çatlayacak gibi ağrıyor. Artık dayanamıyorum. Alnıma keskin baltanı hızla vur. Orayı yar korkma sen buyruğumu yerine getir. Ben başıma ne geleceğini biliyorum.”0, Bu emir üzerine hephaistos baltası ile Zeus’un anlına vurur. O anda yarılan yerden zafer çığlığı kopararak güzel bir kız fırlar. Bu kız tepeden tırnağa kadar silahlı idi. Başında altın bir miğfer kıvılcımlar saçıyordu. Parlak bir zırh bütün vücudunu örtüyordu. Becerikli elinde yepyeni bir mızrağı sallıyordu. Bu durumu gören bütün ölmezler hayretler içinde kaldılar. Bu hususda mitolojik konular uzayıp gider. Ben kısa keserek zeytin ağacının kutsallığından bereketinden simgesi olan zeytin ağacından bahsetmek istiyorum.
Tanrıça Athena, Atina'nın sahibi olabilmek için Poseidon ( Deniz tanrısı) ile yarış içerisindedir. Bu amaç doğrultusunda Poseidon, üç dişli mızrağını Akropolse saplayarak deniz suyunun fışkırmasını sağlayarak şehre sahip olur. Athena ise buna karşılık şehre bir zeytin ağacı diker. Zeus'un başkanlığını yapılan, tanrı ve tanrıçaların huzurunda kurulan mahkemede yeryüzüne daha güzel bir hediye verdiği belirlenen Athena haklı bulunur. Böylece bölgeye zeytinin ilk getirilişi Athena'ya mal edilir. Tüm bunlara dayanılarak Antik Yunanistan'da gelinlere zeytinden yapılan bir taç giydirilir ve Antik Olimpiyat Oyunları'n da birincileri zeytin dalıyla ödüllendirilirdi.[3]
Anadolu’nun Ege kıyılarını ziyaret eden Homeros bir gün zeytin ağaçlarının altında dinlenir ve ağaç Homeros’un kulağına fısıldar: ‘Herkese aitim ve kimseye ait değilim, siz gelmeden öncede buradaydım, siz gittikten sonrada burada olacağım.·
Antik Yunanda zeytin ağacı kutsaldır. Yedi bilgeden biri kabul edilen Solon’un koyduğu kanunlarla zeytin ağacı kesenlere ağır cezalar uygulanırmış olunacağı irinden biri olarak yer almaktadır.
Eski Ahit'e göre zeytin, refahın ve bolluğun sembolüdür. Ve yalnız Eski Ahit değil, tüm kutsal kitaplarda zeytin ağacı kutsallığın, bolluğun, adaletin, sağlığın, gururun, zaferin, refahın, bilgeliğin, aklın, arınmanın ve yeniden doğuşun, kısaca insanlık için çok önemlidir.
Ayrıca erdem ve değerlerin sembolüdür.
Arkeolojik çalışmalar, zeytin yetiştiriciliğinin M.Ö 4.000’li yıllara kadar dayandığını göstermektedirler.
Mısır inançları Mısırlıların zeytinyağı üretmeyi Yunanlılardan ve Filistinlilerden çok daha önce bildiğini öne sürer.
Tekrar söylüyor ve yazıyoruz ki bu zeytinlerimize kıymayın ve dokunmayın.