Z kuşağını, acaba yeterince anlıyor muyuz?
Yoksa Türkçe Alfabemizin 29 harfinden en son harf olan bir harf Z harfini, sanki zurnanın son deliği gibi mi görüyoruz?
Gelin hep birlikte "Z" Kuşağını tanımaya çalışalım.
Yaşları, yaşam değerleri bakımından, sosyo- kültürel bakımdan biraz farklı kategorize edilen bir sosyolojik guruptan söz edeceğim.
Çok hareketli, çok zeki, enerji dolu ele avuca sığmaz bir gençlik...
Küreselleşme...
Hızlı teknolojik değişimler...
Dünya düzenini de değiştirmekte.
Eski sanayi toplumları, bilgi toplumuna dönüşmekte.
İşte, teknolojik dijital çağ; sınırları, duvarları, mili kültür değerlerini yıkarak her yeri sarsmaktadır.
Çağımızın bu çok hızlı teknolojik gelişmeleri karşısında "Z" Kuşağı gençliğinin yaşadığı problemleri biliyor muyuz?
Pek çoğumuzun bu konu hakkında herhangi bir bilgi ve donanımı olmadığı kanaatindeyim.
Ve bu çok hızlı teknolojik gelişmeler; insanları ve toplumları dönüşü olmayan bir değişim içine iteklemektedir.
Bu hızlı değişime ayak uydurmanın yolu da, sürekli öğrenme ve kendini geliştirmekten geçtiği söylenebilir.
Gençlerimizde;
Bu sürekli öğrenme hevesleri, performans artırıcı çalışmaları ve daha ileriye gitme, yükselme istekleri, emsal paydaşlarıyla ( kişi, kurum, gurup veya diğer ülkeler arası rekabet) acımasızca devam eden yarış, bir üstünlük elde etmek için daha başarılı olmayı gerektirmektedir.
İşte bu kuşak;
Demografik ve sosyolojik açıdan kesin bir tarih sınırlaması olmasa da, 1997 yılı veya 2000’li yıllar sonrası doğum oranlarına ek olarak, bir takım sosyal değişimleri de dikkate alarak, mevcut yaşayan kuşakların üzerine bir "Z" kuşağını ilave edebiliriz.
Bu kuşak;
Çok hızlı yaşayan,
Çok çabuk tüketen,
Çağın bütün iletişim ve teknoloji vasıtalarını en üst kapasitede kullanabilen, internetsiz bir dünya hiç düşünemeyen, hız tutkunu bir gençlik...
Refah ve lüks yaşamayı severler...
Arkadaşlık ilişkileri çok kırılgan ve değişken...
Vefa, sadakat zayıf...
Ama teknolojik alt yapının yüklediği çoklu görevler içinde, küçük yaşlarına rağmen bu kişiler, günlük işlerinde pek çok görevi kolayca yapma becerisine sahipler.
Yani birden fazla konu ile ilgilenmeleri nedeniyle bu "Z" Kuşağı üyelerinin el, göz, kulak kullanma becerilerinin oldukça gelişmiş olduğu söylenebilir.
Yapılan araştırmalarda bu gençlik; işbirliğine yatkın, yaratıcı, amaç odaklı, esnekliğe önem veren ve yakaladığı fırsatları kovalamak isteyen hırslı, mücadeleci bireylerden oluşmaktadır.
Dijital çağın, internet, teknoloji odaklı bu sessiz kuşak, tarifi mümkün olmayan, çok büyük bir yetişmiş veya yetiştirilmesi gereken bir insan potansiyelidir.
Bu önümüzdeki seçimlerde ilk defa oy kullanacak 6,5 milyon seçmen bu gençlik...
Günümüzde, "Com Kuşağı", "Google Kuşağı" gibi isimlerle de anılan bu "Z" Kuşağı'nin çok önemli bir özelliği de;
Toplumdaki sosyolojik guruplarda, emir komuta hiyerarşisini benimseyen ve itaat eden hiyerarşik liderlik yerine, başarı ve performansa dayalı, akılcı, pozitif ilişkiler kurulmasını benimseyen, başarı odaklı bir liderliği benimseyen çok dinamik bir sosyal guruptur.
Geleceğimiz olan bu en kıymetli insan varlıklarımız "Z" kuşağını tanımaya çalıştık.
Yaşadığımız eğitim tecrübeleri gösteriyor ki, teknoloji sosyolojisi değiştiriyor.
Bizler, okullarımızda, ailemizde, toplum olarak çevremizde, bu teknolojinin olumlu kullanımı anlamında herhangi bir hazırlık yaptık mı?
Maalesef bu konularda çok yetersiziz.
Sonuç olarak ta, her gün, her saniye küresel güçlerin kültür emperyalizmi bombardımanı altındaki gençlerimizi koruyamıyoruz...
Böylece, ailesine, ülkesine, kendi öz değerlerine yabancı ve uzak kalan bir kuşak "Z" kuşağı tehlikesiyle de karşı karşıyayız.
Bu gençler, bizim gençler....
Ne Çin'den, ne Japonya’dan, ne de Amerika'dan veya uydudan geldiler...
Bu gençler bu ülkenin evlatları ve bu ülkede, Türkiye'de yaşıyorlar.
Bizim siyasetçilerde bu gençleri, ancak seçim zamanlarında hatırlıyor...
6,5 milyon oy var ya!
Sanki hepsi cepte keklik.
Oy deposu gibi görme anlayışının dışında, ahh şu "Z" Kuşağının sorunlarını bir anlayabilseydik...
Bugüne kadar bir emek, bir yaklaşım gösterebilseydik...
İktidar+ Muhalefet hiç fark etmez...
Mevcut siyasi kadrolar bugünkü politikalarıyla, hiç değişmez zihniyette ki , aynı tekrar söylemlerle bu gençlerin zihin ve gönül dünyasını anlamaktan çook uzak görünüyorlar....
Türkiye'nin önemli bir araştırma kuruluşlarından Metropol' ün son araştırmasında; “Bu pazar seçim olsa kime oy verirsiniz?” sorusuna gençlerin verdiği cevaptan ilginç sonuç çıkmış.
Yüzde 7,0 kararsız,
Yüzde 17,6 protesto oyu,
Yüzde 13 cevap yok,
Ve yüzde 39,1 mevcut siyasi kadroyu ( iktidar muhalefet) güvenmiyor.
Bu durum son derece tehlikeli ve çok düşündürücü bir tablo!
Bu tablodan ötürü de, kimse kalkıp gençlerimize suçlamasın ha!
Herkesin ders alacağı, bilhassa sorumluluk sahiplerinin acilen çözümler üreteceği bir konu bu "Z" kuşağı.
Ülkemizin geleceği ve umudu olacak bu gençleri;
İş, aş, meslek ve gelecek yolculuğunda,
Anadolu'nun kıraç topraklarının emzirdiği o kavruk çocuğa hiç kimse iktidar oyunu oynamasın....!
Bu gençler;
Ancak, dürüst, samimi, riyasız ve güven duyacağı ilişkilere inanırsa değer veriyor.
Çünkü dünya değişti...
Her gün, çok hızlı çok değişiyor...
Ve gümbür gümbür "Z" Kuşağı geliyor!
Kalın sağlıcakla.