Değerli okurlar gün geçmiyor ki ülkemin başından kara bulutlar dolaşmasın. İnanın televizyonları açmaya korkar olduk. Her gün kara haberler yüreğimizi dağlıyor. Bizim yüreğimizi dağlıyor da ateşin düştüğü evlerdeki ana ve babaların yürekleri kan ağlamaz mı?
Her gün şehit haberleri her gün toplu katliamlara alışır olduk. Bu vahşeti önleyecek gerekli caydırıcı tedbiri alacak bu ülkeyi yöneten hükümettir. Bütün halkımızın gözleri önünde olan olayları sapıtmaya çalışıyorlar.
Yetkililerinden edinilen bilgiye göre, çeşitli sivil toplum kuruluşları tarafından organize edilen "Emek, Barış, Demokrasi Mitingi"ne katılmak üzere başkente gelenlerin toplanma yeri olan gar önünde, meydana gelen patlamanın ardından resmi rakamlara göre 95 ölü onlarca yaralı var. Cumhuriyet tarihinde bu kadar can kaybı olan bir katliam yapılmamıştı. Bu işte MİT başta olmak üzere İç İşler bakanlığı ve diğer tüm yetkililer bence suçludur.
Bilmiyorum ama ülkemin hali hep böylemiydi? Yarınları belirsiz,,dirliksiz olarak hep mi karamsar bakardı insanlar?
Toplumsal çılgınlık boyutuna varan cinayetler, cinnetler, tahammülsüzlükler hukuktan umut kesmişliğin, çaresizliğe gark olmuşluğun eseri mi olunmuş.
Bilmekten sormaktan, sorgulamaktan korkan. Kaderine esir; tepkisiz… Umursamaz mı olmuş benim halkım. Yarınlarda ülkemin hali belirsiz mi olacak?
Hep mi karamsar bakacağız yarınlara…? Umutsuz, çaresiz!
Aldırmasız. nemelazımcı…bıkkın!.. Hakkını aramaktan aciz!.. Çaresiz!...
Avare. aldırmasız.. nemelazımcı…bıkkın!.. Hakkını aramaktan aciz!.. Çaresiz!...
Çaresizliğinin bedelini kendinden daha çaresizlere ödetmeyi hak mı görmüş hep!.. Toplumsal çılgınlık boyutuna varan cinayetler, cinnetler, tahammülsüzlükler hukuktan umut kesmişliğin, çaresizliğe gark olmuşluğun durumu?
Daha, düne kadar yakın bir tarihte, yedi düvele karşı bir Kurtuluş Savaşı veren emperyalizmi yere seren halk, bu halk değil miydi! Ne oldu benim halkıma?
Hangi uğursuz elin, hangi sivri dilin ustalığı toplumsal birliğe, hukuksal dirliğe nifak soktu!?..
Siyaseten aldatan yalancıydı bu halkın gözünde… Din ile aldatan riyakârdı… Güven duymazdı ona.
Aldatanı hilekâr bilir, hukuk ile aldatmayı sahtekârlık sayar ve bunu affedilmez ahlaksızlık görürdü. Bilmekten sormaktan, sorgulamaktan korkan.. Kaderine razı; tepkisiz… Olmuş benim halkım
Kefenimizle yola çıktık diyen siyaset cambazları olmuştu da, kefenli meydan soytarıları meydanları doldurmamıştı.
Nerden çıktı içimizdeki ve çevremizdeki bunca düşman!...kim yarattı bunca düşmanı?
Nasıl oldu da, demokrasi gereği siyaseten var olması gereken rakipler “hasım” görülmeye başlandı! Kim bunun mimarı!..?..
Sattık mı vicdanlarımızı üç kuruşluk çıkar uğruna?
Hangi yobaz veya karanlık güç kör etti gözlerimizi de dünü unuttuk, yarınları göremez olduk!?..
Farklı bir görüşe ve de hayata farklı bakan bir düşünceye saygımız kaldı. Aydınlıktan korkar, kitaptan nefret eder olduk!... Kitabı bombadan daha tehlikeli bulan zihniyetin elinde oyuncak oldu toplum.
Bazıları dindar ve kindar gençlik yetiştirmiş ileri demokrasilerin eğitimin de
Ekilen kin ve nefret tohumları, milli irade aldatmacası ile toplumdan aldığı cesaretle uygulama alanı bulursa; postallı darbelerin yerini postalsızı alıverir. Bugünlerde olduğu gibi.
Ülkemde hukuka güven kalmadı artık çünkü bir lokma baklava çalan çocuklar dokuzar yıl hapis cezası aldı. Ama ne yazık ki; ayakkabı kutularından milyon dolarlar çıkan yandaşlar, paydaşlar… Soruşturmaya bile uğramadan serbest bırakıldı.
Yüreğimiz yanıyor 95 vatandaşımız ölüyor onlarca yaralanma olan bir katliam.
Artık vatandaşlarımızın uyanıp bir Kasım seçimlerinde bu karanlık zihniyetlerin kara bulutların defolup gitmeleri yönünde oy kullanmalarını diliyorum.
Yoksa yarınlarımız daha karanlık olacak bunu bilmeliyiz.
Bu planlı katliamda hayatlarını kaybeden vatandaşlara tanrıdan rahmet yaralılara acil şifalar diliyorum.
Ülkemin başı sağolsun.