İSÜ Liv Hospital Bahçeşehir Beslenme ve Diyet Uzmanı Diyetisyen Betül Yurdakul, kış aylarında daha az tükettiğimiz suyun insan sağlığı için önemi ve faydaları hakkında açıklamalarda bulundu.
Süt, çay, meyve suyu, kahve, alkol gibi tüm içeceklerin suyun yerine geçemeyeceğinin unutulmaması gerektiğine değinen Diyetisyen Yurdakul, “Vücut susuz oluncaya kadar susama hissi ortaya çıkmaz. Dolayısıyla susamadan önce su içmek çok önemlidir. Çocuklar ve yaşlılar susama hissini yetişkinlere göre daha az hissettikleri için, su içmeleri hatırlatılmalıdır. Çay kahve tüketimi var ise mutlaka yeterli su içimine özen gösterilmelidir. Sağlıklı bir birey kg başına 30-35 ml su içebilir” diye konuştu.
“Mide asidini önler”
Reflü, hazımsızlık ve gastritin kişinin yaşam kalitesini kötü etkileyen hastalıklar olduğunu dile getiren Dyt. Yurdakul, “Bu hastalıkların en önemli sebebi midenin aşırı asit salgılamasıdır. Yeterince su içerek midenin asit salgısının mide ve yemek borusu duvarına zarar vermesini de önlemiş oluruz. Lifli besinler ve bol su sindirim sisteminin düzenli çalışmasını sağlar. Yetersiz su tüketimi, sindirim sisteminin daha az çalışmasına ve kabızlığa yol açar. Kabızlık ve hazımsızlığı önlemek, sindirim sisteminin düzenli çalışmasını sağlamak için mutlaka yeterli su için” dedi.
“Ağız sağlığını korur”
Yetersiz su içmenin tükürük salgısını azaltabileceğini belirten Dyt. Yurdakul, “Bu nedenle ağız içinin temizliği yeterli olmaz. Bu da hoş olmayan rahatsız edici ağız kokusuna yol açar. Günde en az 8 bardak su ağız kokusunu gidermeye yardımcıdır” açıklamasında bulundu.
“Stresliyken susuzluk hissedilebilir”
Beynimizin yüzde 85’inin su olduğunu vurgulayan Dyt. Yurdakul şunları söyledi:
“Vücudumuzda yeteri kadar besin ve su yoksa stres altında hissederiz. Açlık ve susuzluğa dayanamamamızın sebebi beynimize bu durumlarda yakıt yani besin ve su gitmemesidir. Gün içerisinde gergin ve huzursuz olan kişiler yeterli su içmiyor olabilirler. Beyinde açlık ve susuzluk hissi aynı bölgeden sağlanır. Bazen kendinizi sürekli aç hissetmenizin sebebi yeterince su içmemenizden kaynaklanabilir. Yeterli su içimi iştah kontrolü sağlar. Ayrıca unutmayalım aşırı susuz hissettiğiniz an vücudun verdiği bir sinyaldir. Su içmek için susamayı beklememek gerekir. Vücudun kontrol merkezi olan beyin de diğer organlar gibi sağlıklı çalışmak için suya ihtiyaç duyar. Uzamış susuzlukta unutkanlık, dikkat eksikliği, uyku hali, algıda ve hareketlerde azalma, sinirlilik olur. Sağlıklı zihinsel faaliyetler için su önemlidir.”
“Cilt sağlığı ve güzelliğini destekler”
Su içmenin cilt sağlığına iyi geldiğini belirten Dyt. Yurdakul, “Su yetersiz içildiğinde cilt kuruyup terleme azalır. Vücut ısı dengesini sağlayamaz, cilt esnekliğini kaybeder. Özellikle egzama ve mantarlar sık gözlenirken, tırnaklar ve saçlar kırılır, ciltte çatlama ve kanamalar görülebilir” dedi.
“Ağrıları hafifletir”
Vücudumuzun yaklaşık yüzde 70’inin sudan oluştuğunu da dikkat çeken Dyt. Yurdakul, “Eklem aralıklarında kayganlığı sağlayan sıvı bileşeninde de su bulunur. Yeterince su içmediğimizde eklem arası sıvılarla birlikte eklem kayganlığı da azalır. Bu da eklem ağrılarına, hareket sırasında eklemlerden ses gelmesine neden olur. Tedavi edilmezse eklem yüzeyleri aşınıp kalıcı eklem bozuklukları oluşabilir. Ağrısız hareket etmek için su içmek en basit önlem. Spor yaparken daha sağlıklı olmak için dengeli beslenme, düzenli bir uyku ve yeterince su içmeye dikkat etmek gerekir. Vücuttaki kas kitlesi arttıkça su ihtiyacı da artar. Spor yapmadan önce ve sonra içilen su, kas kasılmaları ve kramplarla başa çıkmada oldukça etkilidir” ifadelerini kullandı.
“Susuzlukta böbrek taşı oluşumu meydana gelir”
Susuzlukta idrarın neden koyulaştığı sorusunu yanıtlayan Dyt. Yurdakul, şu bilgileri paylaştı:
“Karaciğer ve böbrekler toksik maddelerin vücuttan atılmasını sağlar. Yeterince su içilmezse toksinler vücuttan atılamaz, idrar miktarı azalıp rengi koyulaşır. Minerallerin birikimi ile böbrek taşı oluşumu, toksinlerin karaciğerde birikimi ile de hepatitler ve karaciğer hasarı meydana gelir. Bu nedenle her gün yeterli miktarda su içmek hayati önem taşır. Damar içinde dolaşan kanın büyük bir kısmı sudan oluşur. Kan, hücreler için gerekli oksijeni taşır. Su tüketimi yetersiz olursa, kan hacmi azalır, kan dolaşımı hızı yavaşlar, kan koyulaşır, aritmi gelişir, tansiyon düşer, tansiyon düşmesine bağlı bayılmalar görülebilir. Bu da kalbe ve diğer organlara giden kan miktarını azaltır, koyulaşan kan damarların tıkanmasına neden olabilir. Özellikle hayati öneme sahip olan beyin damarları ve kalp koroner damarları gibi ince damarlarda tıkanmalara neden olarak kalp krizi ve felç gibi hastalıkların ortaya çıkmasını kolaylaştırır.”
“Hamilelikte su ihtiyacı artar”
Hamilelikte vücudun su ihtiyacı arttığını vurgulayan Dyt. Yurdakul, “Bebeğin gelişmesi, anne karnındaki amnion denilen sıvı içinde olup, annenin kan hacmi artar ve bu da daha fazla su içmeyi gerektirir. Sorunsuz bir hamilelik dönemi ve sağlıklı bir bebek için hamilelikte yeterli su alımı çok önemli. Ayrıca anne sütünü çok önemli ölçüde destekler” dedi.