Şehitler unutulmasın, sorumlular hesap versin. Aynı yerde on gün arayla 12 + 10 = 22 can, oğul, sevgili, nişanlı, eş, kardeş vatan, toprak sevdalısı gençlerimiz maalesef bir daha geri gelmemek üzere hayattan koparıldılar.
Bu durumu terör olayı deyip geçiştiremeyiz. “Şehitler ölmez, vatan bölünmez” demekle de sorunu halledemeyiz. Şehitler ölüyor; derdi tasası, acısı yakınlarına kalıyor.
Öyle şehit mezarları görüyoruz ki doğru dürüst mezar taşları bile yok, başucundaki bayrağın rengi solmuş, kıyısı kenarı yıkılmış kuytu bir kenarda unutulmuş.
Ülkemizin başlıca sorunlarından bir tanesi terördür. Maalesef can almaya devam ediyor. Terörü önlemenin yolu içi boş sloganlar, kâğıt üzerine yazılmış bildiriler, atılmış imzalar değil; akılla, mantıkla, taktikle iyi belirlenmiş strateji ile ancak bitirilebilir.
Unutulmamalıdır ki 2002 yılında AKP iktidarı devraldığında sıfır terör ile devralmıştı; neymiş terör sloganlarla, hamasi söylemlerle “ben biliyorum” demekle çözülmüyormuş...
Terörü bitirmek için:
Önce paralı askerliği kaldıracak, her genç ayağına postalı, sırtına parkeyi geçirecek.
Tutarlı dış politika izleyecek. Teröre destek veren hangi ülke ise ona göre tavır alacaksın, varsa üslerini derhal kapatacaksın.
Ölü sayısı arttıkça “çok şükür oylarımız artıyor” zihniyetinden arınacaksın.
İçeride siyasi malzeme yapmayacaksın.
Hiç bir şeyi ne Meclis’ten ne de halktan gizlemeyeceksin.
Beceremiyorsan istifa edeceksin.