Her şeyi bir çırpıda halledeceğini söyleyip, yetkileri eline aldıktan sonra, hiç bir iş yapmayan, yapacaklarını tekrarlayarak övünenlerin ve yapmadıklarına çeşitli mazeretler üreterek, yapmış gibi göstermeye çalışanların durumunu yansıtan güzel bir söz söylemiş Ziya Paşa; "Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz."
Kültürümüzde, buna benzer çok güzel Atasözlerimiz de var.
“Tarlada izi olmayanın harmanda yüzü olmaz” atasözümüz de, toplum yararına yapılan hayırlı bir işte hiç emeği geçmemiş, hiçbir katkısı olmamış, ancak çok büyük, önemli ve yararlı işler yapmışçasına övünen bir kimsenin durumunu, gidilmesi gereken zamanda tarlaya hiç gitmeyen, tarlanın nadasında, ekilmesinde, sulanmasında hiç bir katkısı olmayan, ancak hasat zamanı harman yerine gelerek, ürünün bolluğundan ve bereketinden bahisle, üründen pay isteyen bir kimsenin durumuna benzetme ile mecazi olarak anlatıyor.
Yerel Seçimlere az bir süre kala, aklıma geldi de yazayım dedim. Yazayım da, 31 Mart 2024 Yerel Seçimleri için, Büyükşehir Belediye Başkanlığına CHP’den yeniden aday gösterilen Sayın Özlem Çerçioğlu’nun, büyük vaatlerde bulunarak seçildiği günden bugüne, verdiği sözlerden hangisini tuttuğuna, hangisini tutmadığına, hangisini yaptığına, hangisini yapmadığına bir göz atalım.
Göz atmadan önce, Çerçioğlu’nun, CHP’den Milletvekili seçilme sürecine değinmeden, belediye başkanlığına adaylık ve seçilme süreçlerine bakalım.
Özlem Çerçioğlu, ilk kez,30 Mart 2009 seçimlerinde CHP’den aday gösterildi ve kadın olduğu için, Aydınlı bayanların desteğini kazanarak belediye başkanı seçildi. Aydın Belediye Başkanlığı seçimini kazandığının ilk beş yılını, acemilik, deneme ve öğrenme yılları olarak kabul edelim.
Aydın, 2014 yılında Büyükşehir Statüsü kazandıktan sonra, 31 Mart 2014 Yerel Seçimlerinde, CHP Aydın Milletvekillerine yakınlığı nedeniyle, Genel Başkan Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nu etkileyerek yeniden aday göstermeye ikna etti.
Seçimin galibi olarak çıkan Çerçioğlu, ileride kendisine Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinde rakip olabileceğini düşündüğü ve aynı partiden olan Efeler Belediye Başkanı Mesut Özakcan’ı, Büyükşehir Belediyesinin görev ve yetki alanlarına karıştığı ve müdahale ettiği bahanesi ile CHP Aydın Milletvekilleri üzerindeki nüfuzunu da kullanmak suretiyle Kılıçdaroğlu’nun gözünden düşürmüş ve 31 Mart 2019 Yerel Seçimlerinde, Özakcan’ın, Efeler İlçesi Belediye Başkanlığı adayı olmasını engellemiş, CHP‘den kopmasına da neden olmuştu. Hatta o zamanlar Çerçioğlu’nun Aydın’a gelen Kılıçdaroğlu’na “Ya ben ya Özakcan” diyerek rest çektiği söylenmişti.
31 Mart 2019 Yerel Seçimlerine gelindiğinde, Aydın Milletvekillerinin destek ve yardımları ile Genel Başkanının teveccühlerini bir kez daha kazanarak yeniden aday gösterilmiş ve sırf bayan olması nedeniyle, Aydınlı kadınlar arasında “Topuklu Efe “lakabı takarak kendisine bir imajı yaratmak istedi. Hiç de hak etmediği bu lakap sayesinde Aydınlı bayanların desteğini kazanmayı başardı ve yeniden Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı seçildi.
“Topuklu Efe” lakabnı kimin yakıştırdığını bilmiyorum ama Sayın Çerçioğlu’nun seçim kampanyasında verdiği sözleri yerine getirmemesi nedeniyle bu lakabı hiç de hak etmediği ortadadır. Efe özverilidir, fedakâr ve cefakârdır, hakkaniyetlidir, çalışkandır, dürüsttür, halka hizmet eder. Halktan almaz, halka verir, asla gösteriş yapmaz. Verdiği sözleri tutar. Çerçioğlu, kampanya sürecinde verdiği sözleri tutmamış, Aydın’a değil, gelecek seçimler için kendi geleceğini garantiye almak için yatırım yapmıştır.
Gelelim 31 Mart 2024 Yerel Seçimlerine…
Tıpkı 31 Mart 2019 Yerel Seçimlerinde olduğu gibi, Çerçioğlu’nun gene kişisel kaprislerinden kaynaklanan tutum ve davranışlarını 31 Mart 2024 Yerel Seçimlerinde de sergilediğine tanık oluyoruz. Hiç bir olumlu ve iyi bir niteliğe sahip olmadığı, belediyecilik hizmetlerinden zerrece anlamadığı halde, “Topuklu Efe” lakabına dayandırdığı imajı ile, aynı partiden yol arkadaşı, Efeler Belediye Başkanı Mehmet Fatih Atay’ın, CHP’nin yeni Genel Başkanı Özgür Özel’in de gözünden düşürmeyi başararak yeniden Aydın Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olmuştur.
Atay’ın Efeler İlçe Belediye Başkan adayı olmasını engellemekle kalmamış, CHP’den kopmasına da neden olmuştur. CHP’de bu kaçıncı kopuştur? Bu kopuşların suçlusu kimdir? CHP’den kopanlar mı? Yoksa parti tabanının sesine kulak tıkayan, Özlem Çerçioğlu’nun her sözüne inanan ve dediğini yapan CHP Genel Başkanı ile parti yönetimi midir?
Bir dönem Aydın Belediye Başkanlığı iki dönem de Aydın Büyükşehir Belediye Başkanlığı olmak üzere üç dönem başkanlık yapan Çerçioğlu’nun neler yaptığına bir göz atacak olursak; Güzel Aydın ve değerli Aydınlılar için ele avuca alınır hiç bir iş, yararlı yatırım yapmadığını, kendisi için yatırım yaptığını görür ve anlarız.
Şimdi “Atatürk Kent Meydanı “ olarak anılan yerde, önceden bir halkın “Sulu Park” dediği yer vardı. Bu parkın her yeri asırlık ağaçlarla kaplı idi ve burada kanepeler, oturaklar vardı. Yaşlılar, emekliler gelir bu parkta ağaçların doğal gölgelerinde oturur, dinlenir ve sohbet ederdi. Aileler, tatil günlerinde ve akşamüstleri çocukları ile bu parka gelir, sohbetler ederek hoşça zaman geçirirlerdi. Aydın’ın yaz sıcağında, insanlar bu parkta serinlerdi.
Topuklu Efe(!) bu parktaki ağaçları kestirdi, yerine Aydın’a ve Aydınlıya hiç bir yararı olamayan kocaman fıskiyeli bir havuz; altına da şehir merkezindeki trafik yoğunluğu nedeniyle, kolay girilip çıkılamayan otopark yaptırdı. Meydanın etrafına da işyerleri yaptırılarak bu işyerlerinin tamamını kurumsal firmalara kiraladı. Bir iş yerini dahi Aydın esnafına kiralamadı. Bunları yaparken de Aydınlılara hiç sormadı, düşüncelerini almadı. Burada, insanların oturup dinlenebileceği, soluklanabileceği bir oturak; gölgesinde serinleyebileceği bir ağaç dahi bırakmadı. Plastik ve brandadan yapılmış olan tente gölgelikler, bir ağacın doğal serinliğini asla veremez.
Havuz, çok yüksek miktarlarda harcamalar yapılarak ışıklandırılmış ve binlerce metreküp su ile doldurulmuştur. Ne bu ışıkların ve ne de havuza doldurulan binlerce metre küp suyun Aydın’a ve Aydınlıya hiç bir yararı yoktur. Bilakis Aydınlılara ağır su faturası olarak yansıtılmıştır. Çerçioğlu‘ndan önce, 6 lira en yüksek 20 lira su faturası öderken, Çerçioğlu geldikten sonra 300 ila 500 lira tutarında su faturası öder hale geldik. Bu kadarına razı olalım. Olalım da, gereksiz, yersiz ve usulsüz yapılan öteki harcamalara da razı olamayız.
Efeler ilçesi başta olmak üzere, tüm ilçe ve otobüslerin sefer düzenlediği her yerde bulunan duraklarda, Çerçioğlu’nun çok büyük boyda posterlerinin asılmış olduğunu görüyoruz. Bu posterlerle kendi reklamını yapıyor.
Bunlarla da yetinmeyen Çerçioğlu, yıllarca, tamamında kendisin resimlerinin olduğu takvimler bastırarak dağıtmıştır. Dağıtılan takvimlerde, bilgiler çok az, kısıtlı yazılırken, fotoğrafı takvimin 3/4 ünü kaplıyor. Bu takvimlerin basım ve dağıtım giderlerini, Çerçioğlu kendi cebinden mi, yoksa Belediye bütçesinden mi karşılamıştır?
Halk arasında “Sarı Otobüs“ olarak bilinen, resmi plakalı belediye otobüs sürücüleri, duraklarda durmadan hızla geçmektedirler. El kol hareketi yaparak zar zor durdurabildiğimiz otobüs sürücüleri, neden durmadığını sorduğumuzda yaşlılara hiddetle ve yüksek sesle bağırarak hakaretler ederek azarlamakta ve “Nerden bileyim bineceğini, işaret etmedin ki, otobüse bineceksen işaret edeceksin!” şeklinde cevaplar veriyorlar. Oysaki tüm sürücülerin, yaşlıları ve hastaları düşünerek her durakta yavaşlaması ve kendiliğinden durmaları gerekir. Ayrıca, belediye otobüs sürücüleri, ücretsiz biniş kartlarının vize tarihleri geçmiş olan yaşlı yolculara, yaşlı bir insana asla yapılmaması gereken çok kaba, son derece nezaketsiz, sert söz ve davranışlarla hakaret ederek aşağılamakta ve otobüsten indirmektedirler.
Her insan ülkemize, kendi görev ve sorumlulukları ölçüsünde çeşitli hizmetlerde bulunmuştur. Hangi yaşlı insanın, ülkemiz için ne gibi hizmetlerde bulunduğunu bilemeyiz. Ayrıca, insanlar yaşlandıkça dikkatleri çabuk dağılır, refleksleri zayıflar, hareket yetenekleri yavaşlar, gözleri iyi göremez ve kulakları iyi işitemez olur. Yaşlıların bu durumları ve her durakta yaşlıların olabileceği düşünülerek, sürücülerin daha dikkatli, duyarlı, şefkatli, sevecen, nezaketli ve anlayışlı davranmaları gerekir.
Bizzat yaşadığım olayları da burada yazmak istiyorum.
23 Mart 2018 günü saat 18.20 de Kırmızı Minareli Cami önündeki durakta 09 DB 750 plakalı 101 No.lu hatta sefer yapan otobüse bindim. Önümde birkaç yaşlı insan daha olduğu için tam olarak binmeden sürücü kapıyı kapattı ve kapıya sıkıştırdı. Canım yandığı için sürücüyü normal ses tonu ile uyardığımda, sürücü şiddetle ve hiddetle bağırıp çağırarak: “Seni mi bekleyeceğim, zamanında durakta olsaydın!” diyerek hakaretler etti, otobüsten indirmeye kalktı. Oysaki durakta dakikalarca beklemiştim.
26.02 2018 tarihinde saat 18.20’ de 09 DB 902 plakalı ve 444 Hat No.lu Belediye otobüs sürücüsü, ücretsiz yaşlı otobüs kartımım vizesi geçtiği gerekçesi ile otobüsten indirmeye kalktı. İnmeyince, “Otobüsten ineceksin, sen ininceye kadar otobüs hareket etmeyecek!” diyerek bağırıp çağırmaya ve hakaretler etmeye başladı. Durakta 15 dakika bekledi. Bunun üzerine polis çağırmak zorunda kaldım. Polislerin uyarısı üzerine sürücü hareket etti.
23.09.2018 tarihinde, saat 16.00’da, 09 DB 739 plakalı ve 302 Hat No.lu Belediye otobüsü sürücüsü geç işaret ettiğim gerekçesi ile araca almak istemedi, araca binince de bağırıp çağırmaya, azarlayarak hakaretler etmeye başladı.
30.09.2020 tarihinde, saat 09.30’da, 09 DJ 615 plakalı ve 401 Hat No.lu Belediye Otobüs sürücüsü, kartımın vize süresi geçtiği gerekçesi ile araca almak istemedi ve hakaretler ederek araçtan zorla indirmeye teşebbüs etti.
Bunların hepsini Büyükşehir Ulaşım Daire Başkanlığındaki en yetkili müdüre iletmek istediğim halde çeşitli bahanelerle görüştürmediler ve Ali Özcan adlı bir kişi ile görüştürdüler. Kendisine olanları anlattığımda, olayı araştırıp bana bilgi vereceğini söyledi. Aynı zamanda polise giderek şikâyetçi de oldum. Polis araç içi kamera kayıtlarını istedi. Gönderilen kayıtlarda sadece görüntü kayıtlarının olduğu ve ses kayıtlarının, cihazın arızalı olması nedeniyle alınamadığı söylendi.
Yaşadıklarımı Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Çerçioğlu’nun bizzat kendisine söylemek istedim. Randevusuz görüştüremeyeceklerini, randevu vereceklerini söyleyerek iletişim bilgilerimi aldılar, ancak aradan yıllar geçmesine rağmen randevu vermediler.
Durumu CHP İl ve Efeler İlçe Başkanlıklarına da söylediysem de değişen hiçbir şey olmadı.
Büyükşehir Belediye Başkanlığı, üreticilerden narenciye satın alarak halka ücretsiz dağıtıyor. Belediye üreticiye destek olmak istiyorsa, kooperatif kurulmasına öncülük ederek üreticinin ürününü değer fiyattan satmasını sağlayabilir.
Aydın’da Büyükşehir Belediyesinin, ilçe belediyeler, özellikle de, Efeler Belediyesi üzerinde tahakküm kurma çabaları nedeniyle belediyecilik hizmetleri yok denecek kadar az ve son derece yetersizdir.
Büyük boy afişlerde Çerçioğlu’nun “Şu kadar km yol yaptık, asfalt kapladık” gibi reklamlar yaparak övündüğünü görmekteyiz.
Çerçioğlu’nu Aydın halkı neden ve ne amaçla seçti? Zaten görevi olan ve yapmaktan sorumlu olduğu işlerle övünerek, Aydın Büyükşehir Belediyesi sanki Çerçioğlu ile var olmuşçasına, kendi adını yazdırmasının nedeni nedir?
Yerel seçimlere bir aydan az bir zaman kala Çerçioğlu yine oy istiyor. Tarlada izi yok ki, harmanda yüzü olsun.
Saygılarımla.