Yazıktır, ayıptır yaptığınız

Asuman DOKUZLU

Hangi dönemde, hangi dünya ülkesinin hangi geçmiş zamanında yaşıyoruz ki? Bu çocuklara bu zulmü reva görüyorsunuz? Üniversite sınavlarından bıkan topluma bir de lise sınavları eklediniz. Hiçbir okula yerleşemeyen bir sürü öğrenciyle dolu ortalık. Çocuklar bıkmış, çocuklar yorgun! Hayata daha yeni atılacakken onlara verilen bu ceza gibi uygulamalar canından bezdirdi tazecik beyinleri. Zaten sınavlar başlı başına bir fiyasko! (Yapılmaması gerekirken.) Gelişmiş dünya ülkelerinde öğrenciler istedikleri mesleği seçmek için istedikleri fakültelere, istedikleri üniversitelere gidiyorken. Biz burada, giderek aşağıya düşürdüğümüz yaş seviyesinde neredeyse ana sınıfına bile giderken çocukları bir sınava sokmak zorunda kalacağız. Başka ülkelerin çocukları yeni oyunlar, yepyeni ilgi alanları keşfederken bozuk düzen bir eğitim sisteminde, kör topal eğitim görünce, her şey eksik her şey yarım kalıyor ne yazık ki. Alan sınavına giren öğrencilerin kendi meslekleri konusunda bile başarı gösteremediklerini üzülerek görüyoruz.

Bu ne ayıptır ki, bir geri kalmışlık göstergesidir ki, okulların önünde toplanmış, sınava saniyelerle geç kalmış ağlayan insanlar, ağlayan öğrencilerle dolu. Sadece öğrenciler değil, aileleriyle birlikte kaçırılmış, kaybedilmiş koca bir yıl için ağlayarak geri dönüyorlar. Bu neyin tatminidir bu nasıl bir vicdansızlık nasıl bir saçma uygulamadır? Neyin sınavıdır? Biraz yapıcı olmaya çalışır mısınız? O insanların geç kaldığında verdikleri tepki hoşunuza mı gidiyor. Sizi biraz daha insaflı olmaya, empati yapmaya davet ediyorum…

Bu ülkenin koşullarında özellikle İstanbul gibi bir metropolde geç kalabilmek bir sürü neden varken trafik. Uzaklık, kalabalık vs gibi. İnsanların şansını bir, iki dakikayla öldürmek hangi insanlığa sığar çok merak ediyorum. Haa! Bundan mutlu oluyorsanız söyleyecek sözüm yok!

Öğrencilerin, mezunların, meslek sahibi olmak isteyenlerin hepsinin babalarının iş yerleri yok yanlarında çalışabilecekleri, sırtlarını dayayabilecekleri.  Bu ülkedeki insanların, öğrenci ve mezunların çoğunun mutlaka devlette bir iş bulması gibi bir mecburiyeti var. Yoksa işsiz, boş ve aylak geçirecekler hayatlarını ya da analarına babalarına yaslanarak. Kendi ayaklarının üzerinde duramadan. Maddi özgürlüklerini kazanamamış olarak. Peki, şimdi soruyorum size; böyle bir toplumdan ne bekliyorsunuz. Çok küçük yaşlarda başlayan sınav stresi, (gelişmiş ülkelerde yapılmayan) daha sonraki yıllarda gelecek kaygısı bu çocukları mutsuz huzursuz yapıyor. Bir de bunun üzerine kim bilir kaç yılda hazırlanarak beklediği sınav günü gelip çattığında kapıdaki görevlinin iki dudağının arasındaki ‘’kapılar kapandı giremezsiniz’’ sözü nasıl bir travmadır kendinizi lütfen o öğrencilerin o insanların yerine koyar mısınız? Bir düşünün bakalım kendi yakınlarınızın aynı şeyi yaşadığını. Sınava on beş dakika kala alınmıyor? Ne olurmuş alınsa. Mayası mı tutmayacak? Yoksa sıcaktı da soğuyacak? Nedir bu her işi yokuşa sürmek meselesi? ‘’ DEVLET BABA’’ adı üstünde. Vatandaşın işini, yaşantısını, yaşamasını kolaylaştırdığı için böyle söylenir. Yoksa her işi yokuşa sürmek insanları mutsuz etmek kime ne kazandırıyor? Yapmayın Allah aşkınıza şu çocukların hiç durmadan yarış halinde olmaları hiç de iyi bir durum değil. Bir de böyle olması? Her şeyin kalitesi bozuldu. Hele eğitim yerin dibinde. Onlar zaten geç kaldıklarında kendi zamanlarından gidiyor. Bu onların en büyük kaybı ve aleyhine oluyor. Bir de siz üstüne üstlük içeriye sokmuyorsunuz. Bu hangi mantıkla açıklanır. Bu çocuklar ve adaylar zamanla mı yarışacaklar? Oradaki görevlilerle mi uğraşacaklar? İşsizlikle mi mücadele edecekler? Şaşırdılar.  Zaten yeterli kalitede eğitim alamadıkları için çoğu alan bilgisinde bile başarısız. Ülkedeki verilen eğitim içler acısı. Uluslararası yapılan tüm anketlerde sonuncu ya da sonuncuya yakın geliyoruz. Yazıktır. Bu insanlara, bu ülkeye. Şimdi hissedilmiyor olabilir. Ancak bu çocuklar ülkenin başında ya da ülkenin geleceğinde önemli rol oynayacak. Bu çocukların iş başına geçtikleri zaman diliminde ülkenin halini hayal bile etmek istemiyorum.

Ne yaptınız siz? Bu çocukların elleri kollarını kesip bıraktınız. Sadece eğitim aldıkları konuda değil. Kültürel anlamda da bir donanım sahibi değiller olamıyorlar. Öyle çok sınavla, öyle çok oradan oraya koşuşturmakla geçiyor ki zamanları. Ve öyle çok, öyle çabuk, hiç durmadan akşamdan sabaha değişen bir eğitim sisteminin çarklarında dönüp duruyorlar ki. Başka bilgileri edinmeye zamanları olmuyor ne yazık. Ondan sonra da yarışma programında ÇİN SEDDİ’nin Çin’de olacağını bile bilemiyorlar. Yani özetle acınacak hale gelen eğitim sisteminde bu çocuklara daha fazla, on beş dakika dayatması yaparak eziyet etmeyin. Bu çocukları daha fazla ziyan etmeyin. ZATEN KAYIPTAYIZ. Daha fazla kaybetmeyin. Bu bir bilgi sınavı değildir.  Bence onlar bu sınavlarda HAYAT SINAVINA GİRİYORLAR. GİREMEDİKLERİNDE ZATEN BAŞTAN KAYBEDİYORLAR. YAZIKTIR, AYIPTIR YAPTIĞINIZ!

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.