Değerli okurlar son günlerde önemli köşe yazarlarımıza karşı yapılan linç girişimleri arttı. İşin acı tarafı da suçluları polis yakaladığı halde savcılık tarafından bunlar serbest bırakılması.
Bu şehir eşkıyalarını önleyecek etkili bir yasal düzenleme yok mu? Şayet yoksa bu konu ile ilgili yasal bir düzenleme yapılamaz mı?
Gün geçmiyor ki önemli bir duayen gazeteciye saldırı olmasın. İşin ilginç yanı ise hep muhalif gazeteciler saldırıya uğruyorlar. Örneğin Yeniçağ gazetesi yazarı Yavuz Selim Demirağ, daha yeni saldırıya uğrayan köşe yazarı Sebahattin Önkibar’a yönelik saldırı. Saldırıyı gerçekleştirenler önce polis marifetiyle yakalanarak gözaltına alınıyor sonra da savcılık emriyle tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılıyor.
Yukarıda da yazdığımız gibi nedense hep iktidara muhalefet gazeteciler saldırıya uğruyorlar.
İktidar Türkiye’de Havuz medyası ile beyinler uyuşturulmaya, zihinler karıştırılmaya, gerçek dışı olayları gerçekmiş gibi bilinmesine son sürat zemin hazırlamaya devam ediyor.
Sahipleri farklı görünüyor, ama hepsi aynı havuzun parçası. Aynı merkezden yayın politikalarını belirliyorlar. Aynı manşetler aynı benzer yorumlar.. Birilerini övmek karşıt olanları ise eleştirmek başkaca bir yayın amaçları yok.
Yazılı ve görsel medya ile kitlelerin etkilemeye değişim dönüşüm oluşturulmaya devam ediliyor. Yandaş, Candaş, yoldaş medya; kitlelerin yanlış bilinçlenmesinde başroldedir.
Bunların görevleri toplumu bilinçlendirmek değil toplumda çok büyük ayrışmaya kamplaşmaya sebep
Olmalarıdır. Sonucunda da önemli muhalif gazeteciler iktidarların gözü önünde saldırıya uğruyorlar.
Havuz ve yanlı gazeteler, kitlelerin zihninde oluşturduğu imajla; haini kahraman, kahramanı hain gösterebiliyor. İslam’ın esasına göre hareket etmeyeni önemli bir İslamcı lider diye göstererek İslam dinine bilmeden kötülük yapıyorlar.
Ülkem, neredeyse yeniden eli kanlı demokrasi havarilerinin kana susamışlığını yaşıyor.
Bu tarihten bugüne kadar kanla beslenen elleri beyinleri kanlı olanlardır.
İnsanlara saldıranlar veya öldürenler bu beyinsiz eylemlerini ne yazık ki kendilerine verilmiş bir hak gibi görüyorlar.
Kitleler; çoğu kez yaşanılan toplumsal, siyasal sürecin arka planını anlamakta zorlanıyorlar.
Kaderini ve geleceğini belirleme iradesini kaybetmiş, ağalarının verdiği görevi ve rolü itirazsız benimseme psikolojisinin yönetimden başlayarak tüm halkı etkisi altına alması için adeta beyinler yıkanmaktadır.
İşte Sayın Kılçdaroğlu’na yapılan saldırının nedenleri bu hipnotizmaya girmiş zavallıların işi.
Bu saldırılardan sadece muhalefet ve tarafsız önemli yazarlar zarar görmüyor. Bu saldırılardan en büyük zararı iktidarda ve Ülkem görüyor. Ülkemin demokrasinin tam işlediği ülkeler nezdinde itibar azalması ve ülkemizin demokratik oluşumun zarar veriyor.
CHP HABERLERİ:
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu’nun başlattığı bağış kampanyasına katılım yarım milyonu geçti. Dün itibariyle 523 bin 119 kişi İmamoğlu’na bağış yaptığı anlaşıldı. CHP İdari ve Mali İşler Başkan Yardımcısı Erol Bektaş, “Kampanyaya yurdun dört bir yanından destek yağmaktadır. Tutar olarak değil ama sayı olarak en çok gençlerden ve işsizlerden bağış yapılmaktadır” dedi.
Millet İttifakı’nın İstanbul Büyükşehir Belediye başkan adayı ve seçilmiş İBB başkanı Ekrem İmamoğlu’nun kampanyasına destek verenlerin sayısı çığ gibi büyüyor. Kampanya hakkında SÖZCÜ’ye açıklamada bulunan CHP İdari ve Mali İşler Başkan Yardımcısı Erol Bektaş, şunları söyledi;
GENÇLER-İŞSİZLER ÖNDE:
“Haksız bir şekilde iptal edilen bu seçimde Hazine yardımı alamadan yolumuza devam ediyoruz. Kampanya 9 Mayıs’ta başladı. Kampanyaya yurdun dört bir yanından destek yağmaktadır. Keşan’dan Beytüşşebap’a, Hopa’dan Fethiye’ye, yurtdışından birçok ülkeden Türk vatandaşları tarafından bağış yapılmaktadır. Tutar olarak değil ama sayı olarak en çok gençlerden ve işsizlerden bağış yapılmaktadır. Dekontlarda yer alan mesajlardan anlıyoruz ki; vatandaşlarımız haksızlığa karşı içini döktüğü bir platform haline gelmiş durumda diye bilgi veriyor.
Değerli halkımız her zaman ve zeminde haksızlığa uğrayan mağdurların yanında olmuştur.
Ben inanıyor ve güveniyorum ki İstanbul seçmeni bu haksız ve hukuksuz oluşuma dur diyecektir.
Maddi ve manevi olarak gönlümüz ve yüreğimiz Sayın İmamoğlu’nun yanındadır.