Yazacağız…

Cevdet ŞAHİNOĞLU

Gazetemizin imtiyaz sahibi Servet Bey, 20. yüzyıl İngiliz edebiyatının önde gelen kalemleri arasında bulunan George Orwell’ın “Gazetecilik birilerinin yayınlanmasını istemediği haberleri yazmaktır. Gerisi halkla ilişkilerdir” sözünü hatırlattı.

Bir süre ara verdiğim yazılarıma yeniden başladığımda bu sözün ne kadar önemli olduğunu anladım.

Efendim, “Bu kadın ölemez” demiştim, adeta kıyamet koptu…

Birileri ilk gün odasına bir kapandı, pir kapandı.

Gerçekler hoşuna gitmedi tabii…

Bu arada okurlarımdan çok sayıda mesaj aldım.

Yenipazar maceralarını merak ediyorlar.

Yazacağız…

Ogün’den kalan bir şeyler arayanı da,

Ne aradığını da yazacağız.

Sarı binada, olup bitenleri yazacağız.

Aydın Tekstil alanındaki dönen dolapları yazacağız.

Kuşadası’nda kim ev açtı.

O evde kim kimle buluşuyor, yazacağız.

Listemiz kabarık…

Korumacıbaşı Özcan var mesela…

Sağlıkçı Bülent var.

Kim kimle kumrular gibi diz dize fink atıyor.

Yazacağız.

Nöbetçi daire başkanını yazacağız..

Özetle:

Birilerinin yayınlanmasını istemediği haberleri yazacağız, vesselam.

Ama biraz “sabır” diyorum, biraz sabır…

Parayla değil sırayla, hepsini yazacağız.

***

Geçen hafta AYBA’ya uğramıştık.

İnanın AYBA’da çok malzeme var, yaz yaz bitmez…

Arada yine yazarız ama biz gelmişken üst kata çıkıp, Şefika’ya uğrayalım.

Hani dillere pelesenk olan adliye yeri olayı vardı ya…

Hani yarısı 150 bin liraya,

Diğer yarısı 1 milyon 150 bin liraya alınan adliye yeri arsası kararında imzası bulunan Şefika’dan bahsediyorum.

Önce olayı hatırlayalım:

Ekonomik sıkıntı içindeki bir vatandaşın arsasını 150 bin liraya satın alan belediye, 4 ay sonra aynı arsanın diğer yarısını 1 milyon 150 bin liraya alıyor.

Tabii bu alımı zamanın başsavcısı Ekrem de istiyor.

O dönemde encümen başkanı Hakan…

Hakan encümendeki görevinden alındı, yerine Şefika getirildi.

Şefika’nın ilk işi ise adliye yeri dosyasını imzalamak oldu.

Böylece arsanın diğer yarısının 1 milyon 150 bin liraya alınmasını sağlayan kişi olarak kayıtlara geçti.

Ekrem ve Şefika ne alaka dedim..

Biraz araştırdım, her ikisi de Afyonlu, hem de köylüsü..

Bizim başkan Afyonluları sever…

Ekrem’i severdi mesela…

Korumacıbaşı Afyonlu,

Bazılarının “sünnetçi” dediği, sağlıkçı Bülent de Afyonlu..

Bu Afyonluları tebrik etmek lazım.

Dayanışmada üstlerine yok, maşallah.

Büyükşehir’deki atamalarda, Erkan’ın sözü geçer diye biliyorduk ama Ekrem’in de geçiyormuş meğer…

 

Ekrem, “Şefika’yı Teftiş Kurulu başkanı yapın” ricasında bulunmuş.

Tabii başkan Ekrem’i hiç kırar mı?

Ekrem şak diye rica edince, başkan da tak diye yapmış.

Yapmış yapmasına da:

Yediğin hurmalar gün gelir seni tırmalar” misali şimdi adliye yeri de mahkemelik oldu.

Adalete güveniyoruz.

Yargı mensupları gereğini yapacaktır inşallah!

Demem o ki:

Şak diye rica edilince, tak diye teftiş kuruluna başkan olunuyor ama rica her zaman her yerde işe yaramıyor.

 

 

 

 

 

 

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (17)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.