Herkes ağlıyor.
Analar, babalar ağlıyor.
Türkiye ağlıyor.
Sekiz yaşında, masum günahsız, tertemiz bir yavrumuz için herkes gözyaşlarını içine döktü.
Cinayete kurban giden 8 yaşında bir kız çocuğu idi.
O da bir insandı...
Ve candı.
Adı gibi narindi.
Sevimli, afacan, zeki bir öğrenciydi.
9 Eylül günü okullar açılacaktı.
O da her örgenci gibi okul hazırlıkları yapacak, okuluna koşacaktı.
Öğretmenlerine sarılacak hasret giderecekti.
Okul arkadaşları ile oynayacak, tatil anılarını konuşacaktı.
Bu en tabi insanca hak, çocukça yaşama hakkı Narin'e çok görüldü.
Hangi karanlık;
Aşiret, hurafe, cemaat, şıh, ağa, reis, muhtar... ne ad altında olursa olsun, asla ve kat' a İslâm'ın özü ve ruhuyla, akıl ve bilimle bağdaşmayan, çıkar odaklı her türlü davranış ve hareketleri cahilce taassup ve inanç, töre vb. soslarla süsleyip bu egemen feodal yapı...
Kokuşmuş düzen ve beslediği güç odakları olan bağlantılarını kökten kazıyıp silip atmak için; partiler, sivil toplum örgütleri, bölgenin sosyolojisini iyi bilen bilim insanları, düşünürleri ve kanaat önderleri... Bu bölgeye hakim olan bu cahil, kısır ve karanlık statükoyu ortadan kaldırmaya var mısınız?
Yoksa , alışageldiğimiz; “Narinler ölmesin, Narinlere kıyılmasn, katleden eller kırılsın" feryatları ile toplum tepkisi, nefret ve öfkesi geçesiye kadar bir 10 -15 gün sonra normale dönmüş halimizde, aynı acı, vahim olayların olmayacağı noktasında ne teminatımız mı var?
Esas mesele bunu sorgulamak, akıl yürütmek ve ah-vahlarla çaresiz dizimizi dövmek yerine, çok etkili hukuk sistemi içinde Devlet, kadife eldiven içinde çelik yumruk olmasını bilmelidir. Ve yeri geldiğinde şerefsiz, kanı bozuk, feodal yapının her yerli bağlantısı olan şımarık rezil adama haddi bildirilmelidir. O çelik gibi yumruk balyoz gibi kafasına inmelidir. Ayrıca potansiyel, muhtemel olabilecek bu sosyolojik yapı bir eğitim, bir sosyal program çerçevesinde değiştirilmelidir. Aile içi şiddet, taciz, tecavüz gibi suçlar, asla örtbas edilmemeli, gizleyip örtbas edenlere de çok ağır cezalar getirilmelidir.
19 gün Türkiye'yi meşgul etti. Meşgul etmenin ötesinde o fedakar Jandarma mensupları, AFAD mensupları, bütün idareci ve yetkililer, her saniye, gece gündüz aramalarda gelecek sevindirici bir haberi beklediler. Hepimiz anne babayız. Evlatlarımız, torunlarımız var. Düşünün bir kere, başına Allah bir daha göstermesin böyle bir olay geldi. O anne, o babanın, dedenin, babaannenin, bütün akraba ve sevdiklerinin çekecekleri evlat acısını bir düşünün..!
Savunmasız 8 yaşında masum bir kız çocuğu hunharca katledildi.
İçim parçalandı.
Kanım dondu.
Yüreğim yandı.
Türkiye'nin yüreği yandı.
Analar ağlıyor...
Babalar ağlıyor.
Vicdanında biraz Allah korkusu olan, merhamet sahibi her yurttaş ağlıyor.
Bütün şehirlerde, bütün okullarda, yurdun bütün köselerinde Narin kızımızın makûs, acı vefatı konuşuluyor.
Haydi hep birlikte bütün Türkiye el ele okullarda, resmi kurumlarda, bilhassa Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve bütün paydaşlar, sivil toplum örgütleri ile birlikte bir eylem planı uygulamaya başlayalım. Kara günler karartmasın içimizi. Bu olay ibret olsun, ders alalım, yeni bir insan odaklı ve çocuk odaklı, STK'lar tarafından da, basın ve medya tarafından da denetlenebilir sağlıklı, güçlü, sağlam bir aile ve toplum yapısı oluşturalım.
“Kimle gezdiğinize, kimle arkadaşlık ettiğinize dikkat edin. Çünkü; bülbül güle, karga çöplüğe götürür.” der Hz. Mevlana.
Türkiye'nin başı sağolsun.
Kalın sağlıcakla.