Uzamış apak sakallarından gözyaşları süzülüyordu...
Çaresiz baba, üniversite mezunu kızının iş bulamadığından, babasından harçlık almaktan bıktığı için bunalıma girdiğini anlatarak gece acile kaldırdığını sabaha kadar hastanede başucunda beklediğini ağlayarak anlatır.
Yaklaşık 50 bin civarında üniversite bulunan dünyamızda ilginçtir ki, üniversite sayısı 8410 olan Hindistan ilk sırada yer alır, 5760 üniversiteye sahip ABD ikinci olurken, 2060 üniversiteye sahip Filipinler üçüncü sırada yer almaktadır. Türkiye ise; Vietnam’ın ardından 208 üniversitesiyle 16. sırada yer almaktadır. Öğrenci sayısı bakımından yaklaşık 5 milyon öğrenci ile Indira Gandhi Ulusal Üniversitesi ilk sırada yer alırken, ülkemizde Anadolu Üniversitesi yaklaşık 2 milyon öğrenci ile dünyada 4. sırada yer almaktadır.
81 ilde 135 devlet, 73’ü vakıf üniversitesi olmak üzere toplam 208 üniversitemiz vardır. Sadece İstanbul’da 37 vakıf, 10 devlet üniversitesi bulunması da ilgi çekici bir sayıdır. Üniversitelerimizde toplam 7 milyon 600 bin öğrenci öğrenim görmektedir.
Defalarca oynanan, deneme tahtasına dönen, eğitim politikamız ne yazık ki, hala bir düzene oturtulamamıştır. Sonuçta koskoca bir nesil, ülkenin yarınları adına olumsuz etkilenir. Üniversitelerimizin lise düzeyinde eğitim verdiğinden bile söz edenler oldu. Üniversitelerimizden mezun olan gençlerimizden birçoğu yeni işsizler ordusuna katılmaktalar.
Resmi verilere göre, 3 milyon 788 bin insanımız işsiz, oran ise; %12, totalde bu oran % 14e ulaştığından söz edilir. İşsizlik ülkemizde had safhada, şu anda 1 milyon üzerinde üniversite mezunu gencimiz işsiz. Bu sayı 55 ilimizin nüfusunu aşmakta. Her işsiz 5 kişiden biri üniversite mezunu olup, 3 üniversite mezunundan bir tanesi işsiz durumda olduğu ifade edilmektedir.
Kısaca yarınları zor gençlerimizin…
400 kusur bin atanamayan öğretmenimiz var. 117 bin öğretmen açığından söz edilirken, mezun olanlarla katlanan, atanamayan bir eğitim ordusu…
450 bin genç “İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi (İTİA) ve İşletme mezunu iş bulamayan gençler” adı altında bir dernek kurduklarını,
Aynı şekilde bir o kadar işsiz Ziraat Mühendisi gencinde bir dernek altında buluştuklarını öğreniyoruz.
Devlet işletmeleri özelleştirilmiş ya da satılmış, devletin onca şeker fabrikası elden çıkarılmış, tarım alanları azalmış, hayvancılık desen bir dokun, bin ah işitirsin. Kısaca üretimden uzaklaşılan bir dönem yaşıyoruz.
Ya Aydın!
Ülkenin bir diğer aynası olmasıdır. Üstelik Aydın ilimizde iş sahası kısıtlı. Sümerbank, Aydın Tekstil, Tariş gibi büyük işletmeler kapatılmış durumda. Bazı özel sektöre ait fabrikalar haricinde iş kapısı dahi yok.
İş sahaları kurulsun diyoruz.
Asıl önemlisi iktidar desteği ile organize sanayi bölgeleri, yatırımların ilimize de kaydırılması ve bazı büyük işletmelerin yöremize gelmesi için ön ayak olunduğunu dinlemek isterdik. Burada sayın vekillerin de başrol oynayarak taşın altına el koymaları umulmakta, ilimizde ses ve görüntü vermeleri beklenmektedir.
Çaresiz babanın gözyaşları ve bunalımlı evladının hali hala gözümün önündedir. Haydi, o evlada bir ekmek kapısı bulundu ama bu milyonda bir çözüm olmaktan öte gidememiştir.
Ya geride bekleyenler…