Değerli okurlar, hepinizin bildiği gibi ülkemiz bir açık hava müzesi. Birçok medeniyetlerin harmanlandığı yüzlerde antik kentlerimiz bulunmaktadır.
Bu güzelim tarihi varlıklarımız kültür emperyalistleri tarafından çalınarak yurt dışına kaçırılmıştır. Ben burada sadece bir iki yerden kaçırılan güzelim antik eserlerden bahsedeceğim.
T U R U V A:
Kaz Dağı eteklerinde (Antik İda Dağı) Çanakkale il sınırları içerisinde yer alan önemli tarihi kentlerimizden birisidir.
Antik dönemde tarihin tanık olduğu önemli Truva savaşlarının yapıldığı çok önemli stratejiye sahip bir antik kenttir.
İlk çağ yazarı Homeros’un destanlaştırdığı İLİADE destanında da uzun uzun Truva şehri ve savaşları anlatılır.
1870 Yıllarında Alman amatör arkeolog Heinrich Schliemann tarafından Tevfikiye köyü cıvarında keşfedilen antik kentten sondaj kazıları ile çıkarılan eserlerin çoğu günümüzde Türkiye, Almanya ve Rusya’ da bulunmaktadır.
Kısaca bu kısa bilgiden sonra Truva kazısını yapan ve bu hususta Osmanlı Devletinden izin alan Alman Heinrich Schliemann dan da kısaca bahsedelim.
Schlimenn Almanya’nın bir köyünde fakir bir aileden olup, çocukluğunda bir bakkalda çıraklık yapmıştır. Fakat çıraklığı sırasına Homeros’un İliade destanını neredeyse defalarca okumuştur. Çocukluğundan beri Truva Antik Kentini bulmak ve Homeros’un anlattığı bu kenti meydana çıkarmayı hedeflemiştir.
Bunun için bir gemiye kaçak binerek Amerika ya gitmiş. Amerika’da bankerlik yaparak çok para kazanan Schlimenn yıllardan beri hayal kurduğu Truva şehrini bulmak için Türkiye’ye gelir.
Osmanlı Devletinden kazı izni alan Schlimenn hemen sondaj kazılarına başlar.
Homeros’un İliade’sinde Truvalı Hektor ile Akhileus’un doğu kapısından büyük çeşme önünden veya batı kapıda nasıl dövüştüklerini ele alarak buraları bulmaya çalışır. Sonunda bulurda.
Bu kazı sırasında Yunanlı bir papazdan kendisini evlendirmesini isteyerek Yunanlı Bayan Sophia ile evlenir.
Hisarlık Tepede sondaj kazılarına başlar. Aylar süren çalışmadan sonra Truva kralı Priamos’un hazinesine rastlar. Yanında çalıştırdığı işçilere “bu gün eşimin doğum günüymüş ben bilmiyordum siz üç gün izinlisiniz” diyerek işçiler kazı alanından uzaklaştırdıktan sonra karısı Sophia ile birlikte toprak altından bu hazineleri çıkartır.
Süs eşyası olarak altından işlemeli gerdanlık, küpe, broş, bilezik ve 200 gram altın başlıkla bir takım süs eşyalarını karısı Sophia’ ya takarak “işte güzel Helen sen oldun” der.
Bu güzelim eserleri Osmanlı Devletinden habersiz Yunanistan üzerinden Almanya’ya kaçırmıştır.
Osmanlı Devleti bu hazinelerinin arkasına çok düşmüş ama bir olumlu sonuç elde edememiş.
Binlerce parçadan oluşan Truva hazinesinin sadece 260 parçası Moskova’daki Puşkin müzesinde bulunduğu bildiriliyor.
Anlayacağınız o güzelim Truva eserlerinin bir kısmı bizde bir kısmı Almanya’da diğer bir kısmı da Rusya’da bulunuyor.
Alman Carl Humann tarafından kaçırılan Pergamon (Bergama) Zeus Sunağı:
Osmanlı İmparatorluğunun son zamanlarında, özellikle 1900'lü yılların başlarında tarihi eserlerimiz çeşitli ülkelerden gelen araştırmacılar ve turistler tarafından yağmalanmaya başlamıştır. İrili ufaklı binlerce tarihi eserin yanı sıra Bergama'daki Zeus tapınağı ve Milet agora binası kapısı gibi dev yapılarda, mevcut Osmanlı yetkililerinin de desteği ile yurtdışına çıkarılmıştır.
Günümüzde tarihi kültür bilincinin biraz olsun artması ile bu eserlerin ilgili ülkelerden iadesi tartışmaları başlamıştır. Bunun uzun bir süreç olacağı malumdur.
Milet Güney Agora kapısı:
Milet Antik kentinden Didim Apollon tapınağına kadar giden 17 Km yolun iki tarafında aslan ve rahip ve rahibe heykelleri yol boyunca sıralanmış vaziyette olup, şimdi elimizde heykellerden hiç biri kalmamış Almanlar İngilizler ve Fransızlar alıp götürmüşler.
Değerli okurlar ben kaçırılan tarihi eserlerden bir kaçını yazabildim.
Bir açık hava müzesi olan ülkemizde tam anlamı ile bir kültür emperyalizmi yaşanmış.
Toplanan ve çalınan eserler şimdi Almanya, İngiltere Fransa ve Amerikan müzelerinde sergileniyor.
Bodrum bulunan Mausoleum anıt mezarının kabartmaları günümüzde İngiliz müzelerini süslüyor.
Hatta Cevat Şakır Kabaağaç Bodrumdan kaçırılan Moseleum kabartmalarının sergilendiği müze müdürüne bir mektup yazar mektubunda “Bodrumdan
Bodrum’da Kral Mausolem’un anıt mezarı
Kaçırdığınız eserler Akdenizin mavi sularına yakışır eserleri geri verin Bodrum müzesinde sergileyelim” diye bir mektup yazar. Müze müdüründen gelen cevap çok enteresandır.”Merak etmeyiniz bu eserlerin sergilendiği salonu maviye boyarız “der.
Görüyorsunuz bu anıtsal eserler başta olmak üzere binlerce eser yurt dışına kaçırılmıştır.
Türkiye'den yurtdışına kaçırılan ve iade çalışmaları süren eserler:
Almanya
1- Boğazköy Sfenksi
2- Bergama - Zeus Sunağı
3- Afrodisias - İhtiyar Balıkçı Heykeli
4- Konya - Beyhekim Camii Mihrabı
5- Hacı İbrahim Veli Türbesi
6- Truva Eserleri
Rusya Federasyonu
7- Truva Eserleri
Avusturya
8- Suben Sınır Kapısında Ele Geçirilen eserler
ABD
9- Herakles Heykeli
10- Kumluca Eserleri
Danimarka
11- Diyarbakır Müzesi Sfenks Figürini
12- Akşehir Seydi Mahmut Hayrani Türbesi'ne Ait Sanduka
13- Cizre Ulu Camii Kapı Tokmağı
14- Nuru Osmaniye Kütüphanesi Kuran Yaprakları
İsviçre
15- İsviçre'de Ele Geçen eserler
İtalya
16- İtalya İnterpolü'nce Ele Geçirilen Yazıt
Fransa
17- Lidya Eserleri