Her 26 Haziran gününün Birleşmiş Milletler’in (BM) Uyuşturucu Kullanımı ve Kaçakçılığıyla Mücadele Günü olarak ilan ettiği bugünde, Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğüyle birlikte meydanlarda çeşitli etkinlikler yapılıyor, halk uyuşturucu madde bağımlılığı hakkında bilgilendiriliyor.
Uyuşturucu kullanımı giderek toplumumuzda artmaktadır. Etrafımızda yaşayan insanlara dikkatli şekilde bakar gözlem yaparsak uyuşturucu kullananları fark edebiliriz. Bu kişilerde
fiziksel ve ruhsal değişikliler hemen fark edilir. Aileler bu konuda çok duyarlı olmalıdırlar. Aileler bu konuda duyarlı olurlarsa uyuşturucu kullanan kişiler çok kısa sürede müdahale edilerek bu illetten kurtarılabilirler.
Uyuşturucu kullanımına başlatan etkiler sosyal, psikolojik ve çevre etkileri vardır. Özellikle gecekondu bölgelerinde eğlence yerlerinde barlarda, gözden uzak sokaklarda, terk edilmiş binalarda bu işin büyük ölçüde pazarı ve alışverişleri yapılmaktadır. Güvenlik güçlerimiz çok fedakârca önlemler almaya çalışmaktadır ama bu alışveriş ve kullanımın önüne geçilememektedir. Zamanımızda internet sitelerinden bile değişik adlarla uyuşturucu madde satıldığına rastlanmaktadır. Her türlü uyuşturucu maddeye, opioidlere, kokaine, metamfetamin ve daha onlarca bağımlılık yapan maddeye erişim daha kolaylaştı. Maddeler on yıl öncesine göre çeşitlendi, çok daha etkili bir hale geldi, kaçakçılık yolları ve zula olarak tanımladığımız gizleme yöntemleri çeşitlendi.
O kadarki artık çok pahalı uyuşturucu yerine küçük hap şeklinde ve ucuz uyuşturucular satılmaktadır. Özellikle okul önlerinde çocuklarımız az bir parayla bunları alabilmektedirler. Arkadaş tavsiyesi ve bir kereden bir şey olmaz düşüncesiyle bir kere alındığı zaman alışkanlık başlayabilmektedir.
Uyuşturucu kullanma başlayanlarda etrafa duygusuzluk ve ilgisizlik başlar. Hareketleri yavaşlar. Ailesine karşı gelmeler başlar. Aile bireyleri onlar için uyuşturucu almakta para vermesi gereken bir kaynak olarak görülmeye başlar. Bu konuda para vermedi diye anne ve babasını bile öldürmekten çekinmezler. Eğer alışmaya başladılarsa durdukları yerde ağlamaya başlarlar, hapşırırlar kusarlar, göz bebekleri büyür. Uyuyamazlar. halüsinasyon görmeye başlarlar, terlerler, iştahları azalır ve bu nedenle de zayıflamaya başlarlar. Ne zaman ne yapacakları belli değildir. Aniden şiddet gösterebilirler. Ağızlarında kuruluk olur. Hafızaları zayıflar ve giderek kaybolur.
Türkiye’de ve dünyada hızla tütün, alkol ve uyuşturucu madde alım oranları artmakta, maddeye başlama yaşları gittikçe düşmektedir. Türkiye, uyuşturucu maddelerin gerek arzının gerekse talebinin azaltılmasında yoğun bir biçimde çalışmaktadır. Başta İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Dairesi Başkanlığı olmak üzere tüm Emniyet Teşkilatı, Jandarma Teşkilatı, Milli Eğitim Bakanlığı, Adalet Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı uyuşturucu maddeler ile mücadeleyi benimsemiştir.
2011 yılında TUBİM tarafından genel nüfusta madde kullanımı araştırmasında yaşam boyu madde kullanım sıklığı %2,7 bulunmuştur. Aynı çalışmada okul çocukları çalışmasında yaşam boyu kullanım sıklığı %1,5’dir. Maddeyi ilk kullanma yaş ortalaması 13,88 +2’dir. Halen madde kullananların %42,1’i haftada bir kez %38,8’i haftada iki kez madde kullanmaktadır. Madde kullananların %49,5’i kullandıkları maddelerin adlarını belirtmişlerdir. Kullanılan maddelere ilişkin yanıtlarda ilk sırada esrar ikinci sırada uyuşturucular gelmektedir. Aynı çalışmada yaşam boyu tütün kullananların oranı %94,9, alkol kullananların oranı %94,3’tür.
Afganistan'dan yola çıkan İran'dan geçerek Batı'ya uzanan uyuşturucu Asya’da üretilen ve Avrupa’ya transfer edilen eroin, esrar, sentetik uyuşturucu ve ara kimyasal maddelerin kaçakçılığından 32 ülke etkilenmektedir. Ülkemiz, coğrafi konumu ve genç nüfusuyla Uyuşturucu probleminden doğrudan etkilenen bir ülke olduğu gibi, transit köprü rolü de oynamaktadır.
Türkiye de hayatında en az bir kez veya ara sıra uyuşturucu ve uyarıcı madde kullanan kişi sayısı 6-7 milyon civarında olduğu tahmin edilmektedir. Uyuşturucu kullanımına bağlı sebeplerden dolayı birçok ilimizde ölüm vakaları gerçekleşiyor. Bugüne kadar uyuşturucu sebebiyle ölen insan sayımız hakkında geniş kapsamlı bir araştırma raporu açıklanmış değildir.
Türkiye’deki bağımlıların %82’si 20-35 yaş aralığında yani genç nüfus arasındadır. Uyuşturucudan hayatını Kaybedenlerin %90’ı 35 yaş altıdır. Uyuşturucuya başlama nedenleri arasında en yaygın ikisi%48’i arkadaş ve %23’ü merak olarak gelmektedir. Ülkemizdeki uyuşturucu bağımlı sayısının 1 milyon 700 bin olduğu tahmin edilmektedir. BM Uyuşturucu ve Suç Ofisi Haziran 2019 raporu, tüm dünyada madde bağımlılığının tedavi süreci yoğun bir çaba ile 2-6 hafta arasında gözetim altında tutularak ve sonrasında da bir psikoterapi süreciyle mümkündür. Bu sürecin tedavisinde bilişsel davranışçı terapi, grup terapisi, aile terapisi, Biorezonans (Mora Terapi) gibi psikoterapi yöntemleri kullanılır.
Ülkemizde sentetik kannabinoid türevi uyuşturucu maddelere karşı en üst düzeyde çok paydaşlı bir mücadele başlatılmıştır. Bu anlayış ile 2015 yılında öncelikle Uyuşturucuyla Mücadele Acil Eylem Planı ve Strateji Belgesi hazırlanmış, ardından 2016-2018 dönemini kapsayan Uyuşturucuyla Mücadele Ulusal Eylem Planı ve Strateji Belgesi oluşturulmuştur. Son olarak, 2018-2023 Uyuşturucuyla Mücadele Ulusal Strateji Belgesi ve Eylem Planı hazırlanmış, 2023 yılına kadar uyuşturucuyla mücadele yol haritası belirlenmiş, ülke çapında eşgüdüm ve koordinasyon sağlanması hedeflenmiştir.
Ülkemizde bağımlılıkla mücadele eden başlıca kurumlar şunlardır:
Sosyal Hizmetler ve Aile, Çalışma ve Sosyal Güvenlik, Gençlik ve Spor, Gıda, Tarım ve Hayvancılık, Gümrük ve Ticaret, İçişleri, Maliye, Milli Eğitim, Sağlık, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlarının katılımı ile Bağımlılık ile Mücadele Yüksek Kurulu (BMYK) oluşturulmuştur.
Bu kapsamda, 9.12.2017 tarih ve 2017/23 sayılı Başbakanlık Genelgesiyle Uyuşturucu ile Mücadele Yüksek Kurulunun görev alanı genişletilerek Başbakan Yardımcısı başkanlığında, 11 bakanın katılımıyla Bağımlılık ile Mücadele Yüksek Kurulu oluşturulmuştur.
Genç nüfus oranının benzer gelir kategorisi içinde bulunan ülkeler arasında oldukça yüksek olduğu Türkiye’de, uyuşturucu madde ve buna bağlı olarak ortaya çıkan sorunlar her geçen gün daha da artarak tehlikeli bir hal almaktadır. Uyuşturucu madde temel dinamiği olan aile kurumunu erozyona uğratması, toplum içinde bu maddelere bağımlı bir hayat süren bağımlıların ciddi bir sayıya ulaşması tehlikenin ulaştığı boyutları gözler önüne sermektedir. Nitekim TUBİM (Türkiye Uyuşturucu ve Uyuşturucu Bağımlılığı İzleme Merkezi) tarafından yayınlanan 2013 verilerine göre Türkiye’de uyuşturucu madde kullanımına bağlı 148.121 olay gerçekleşirken, olaylardaki şüpheli sayısı ise98.933 kişi olarak belirtilmektedir
Toplumumuzda her bireyin bu konuda çok duyarlı olması gerekmektedir. Güvenlik güçlerimize bu konuda rastladıkları olayları veya duyduklarını haber vermeleri bu illetten çocuk ve gençlerimizi kurtarmak için elzemdir.