Her işin ehli her mesleğin ustası vardır. Ustaya denk gelirsen işin kolaylaşır. Usta işini en iyi yapana, elindeki malzemeyi yerinde ve doğru oranda kullanana ondan maksimum verim alana denir. Ustasına düşmezsen vay haline!
Siyasette de öyledir. Siyasetçi bu günkü gibi çok konuşana değil az konuşup, öz konuşan ülke kaynaklarını doğru ve yerinde kullanan itibarı hanlarda, hamamlarda, saraylarda aramayan ülke kaynaklarından maksimum yararlanan, geniş bilgi ve engin kültürü olan saygı ve sevgi dili kullanan kimseyi ayrıştırıp ötekileştirmeyen, herkese eşit mesafede olan anlayışta olmalıdır.
Bugün rahmetli olmuş Ecevit, Demirel, Erbakan, Türkeş gibi liderleri mumla arıyoruz. Bunlar ülke yönetmede mahirdiler. Onların çekişmelerini, eleştirilerini sorunlar karşısında çözüm önerilerini, açık oturumlarını, kullandıkları dili, saygınlıklarını kimseyi ötekileştirmemelerini, camdan değil candan konuşmalarını, soğukkanlı davranışlarını özlüyoruz.
Seçilmiş yandaş gazetecilerden değil, kalemini satmamış özgün gazetecilerle her lidere eşit mesafede yaklaşan, ustaca yönetilip düzenlenen açık oturumları o toplantıya katılan liderlerin saygın davranışlarını kimseyi küçümsemeyen, alay etmeyen, eleştirirken aynı zamanda çözüm öneren, sevgi ve saygı dilini kullanan nezaketi ön plana çıkaran ustaları mumla arıyoruz.
Günümüzde en çok ihtiyaç duyduğumuz en büyük şey, birliğimiz beraberliğimizdir. Gerisi ise teferruattır.