"Dizimde dermanım olsa,
Yine çıksam dağlara...
Kekik toplasam,
Dinlesem kekliklerin sesini ....
Sırtımı dayayıp bir kayaya,
Elimde pampas çiçeği,
Dalıp gitsem o derin uykuya....
Uyanmamacasına...."
Diyen bir dava adamı, eğitim sevdalı, çile ve aşk adamı değerli öğretmenim, Bursa Eğitim Enstitüsü'nde meslek dersleri hocam, müdür başyardımcısı Mustafa Şen'i nasıl unuturum?
“Ne acılar gömdüm, yüreğime,
En büyük mezarlık, benim gönlümdür...."
Diyerek " VEDA " adlı şiir kitabından seslenen o ulu çınarı nasıl bilmem?
O muhterem, değerli insan benim öğretmenim. Ve binlerce yetiştirdiği öğretmenlerin öğretmeni.
1968 -1970’li yıllarda Uşak Öğretmen Okulu kurucu müdürlüğü, Bursa Eğitim Enstitüsü'nde hem idarecilik, hem meslek dersleri öğretmenliği derken Gazi Eğitim Enstitüsü Müdürlüğü ile eğitime adanmış, Türk gençlerinin yetişmesine adanmış eğitim sevdalı bir can...
Bir ağabey, bir baba… çok değerli büyüğümüz Mustafa Şen, bu yılın Öğretmenler Gününü yaşayamadan 91 yaşında Hakk'a yürümüş.
Efendi Barutcu ağabeyden aldım üzücü haberi.. Çok sevdiğim hocalarından birini daha kaybedince kelimeler boğazımda düğümlendi...Kelimeleri, şiirleri, mısraları sahipsiz ve sessiz sessiz derinden ağlıyor. Ve ilim ilim diye, eğitim eğitim diye çırpınan, öğrencilerini çok seven çile adamı, eğitim sevdalı bir yıldız, bir ışık söndü.
Emeklilik sonrası hiç boş durmadı. Eski bakanlardan Ali Coşkun’un Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) başkanı olduğu dönemde genel sekreterlik görevi yürüttü.
Belediyecilik yaptığım yıllarda Ankara'da ziyaretlerim olmuştu. Nasıl bir insanım? Nasıl bir öğrencisiyim bilmiyorum? Uzun yıllar gidip, ziyaret edip, bir elini öpememenin ezikliğini yaşıyorum vicdanımda. Ziyaret edemeden, bir helalleşemeden hocamız Ankara huzurevinde Hakk’ın rahmetine kavuştu... Allah rahmet eylesin. Mekânı cennet olsun. Türkiye'nin her yerinde yetiştirdiği öğretmen arkadaşlarımın başı sağolsun. Eğitim camiasının başı sağolsun.
Bir taraftan kişisel vicdanı rahatsızlığımı itiraf ederken; hocamızın yetiştirdiği öğrencilerinde Bursa ve Türkiye'de gönüllerimizin başkanı, Efendi Barutçu ağabeyimiz ziyaretini eksik etmeyerek, yalnız bırakmadı hocamızı. Acı, keder, cenaze ve düğünlerimizin de mutluluğunu paylaşan kocaman bir yürek. İnsanlık, sadakat, şefkat, yardımlaşma, iyilik, birlik beraberlik ruhu... Ve günümüzde çok aranan vefa duygusu ile dopdolu bir dava adamı, bir sevda adamı. Allah, bu gayret ve hizmetlerinden razı olsun....
Çok değerli öğretmen arkadaşlarım;
Bu anlamlı günde, öğretmenlerin yaşadığı mesleki sorunlarınızdan söz etmek istiyorum. Bu konuda bütün sorunları yaşayan, bizzat içinde bulunan idareci veya öğretmen arkadaşların görüşlerini kaynağından öğrenmek istedim. Aman Allah’ım! Ne de çokmuş dertleri.
Öğretmenler; eğitim fakültelerinin puanlarının düşük olmasından, eğitim yetersizliğinden, liyakatsiz atama ve özlük haklarındaki aksamalardan şikâyetçi. Şu geçen cumartesi yapılan öğretmenlik kariyer sınavına şüpheyle bakıyorlar. “Maaştaki artacak para için bu sınava girmiş duruma düştük” diyorlar. Bu yüzden öğretmenlerin pek çoğu rahatsız ve mutsuz.
Her şeye rağmen öğretmenler sorunların çözümü için asla umutsuz değil. “Yeter ki, bu meselelere dert edinmiş ve inanmış deneyimli, nitelikli kadrolar bu işi çözer” diyorlar. Hele bir öğretmenin, “Diken suluyorlar ağabey, meyve ağaçlarını kurutuyorlar " sözleri çok çarpıcı ve düşündürücüydü.
Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk, "Öğretmenler! Yeni nesiller, sizin eseriniz olacaktır" derken tüm dünyanın, hatta mağlup ettiği orduların dahi kabul ettiği bir askeri strateji dehası, bir lider, bir devlet adamı olmasına rağmen bunları pek önemsemez ve "Benim asıl anlatılacak yönüm öğretmenliğimdir" demiş.
Öğretmenlikten açılmışken, Bursa Eğitim Enstitüsü’nden hocam Prof. Dr. Süreyya Beyzadeoğlu’na Allah uzun ömür versin. 68 yaşına gelmiş bendenize hala öğretmenlik yapan, zaman zaman ödev veren hocamı yazmadan geçemeyeceğim.
“Vefa her kimseden kim istedim ondan cefa gördüm
Kimi kim bîvefa dünyada gördüm bîvefa gördüm”
(Her kimden vefa istediysem ondan cefa gördüm; kimi gördüysem vefasız dünyada, onun vefasızlığını da gördüm.) Diyerek vefasızlığa dem vuran Fuzuli’yi hocamdan öğrendik.
Ak saçlı bilge adam Mehmet Keskin dediği gibi;
“İyi insanlar biriktirin...
Sizi, siz olduğunuz için kabul eden,
Yanlış yaptığınızda sizi kırmadan düzelten.
Elinizden tutan.
Düştüğünüzde yerden kaldıran,
İnsanlar!
İşte o insanlar;
Bizim öğretmenlerimiz olmalı....
Eğitim sevdalı, öğretmenlik mesleğini aşkla seven, fedakâr eğitim emekçileri olmalı....”
Bu duygu ve düşüncelerle Başöğretmen Atatürk ve şehit öğretmenlerimize, ebedi aleme göç etmiş öğretmenlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Yürekleri sevgi, azim dolu değerli öğretmenlerimizin Öğretmenler Günü’nü kutluyorum. Sağlık, mutluluk ve esenlikler diliyorum.
Kalın sağlıcakla.