Sabahın erken saatlerinde traktörüne binerek bahçelerine giden Demir, zeytinleri özenle hasat ediyor. Hem kendi ekonomisine hem de ülke ekonomisine katkı sağladığını belirten Demir, kırsal kesimde yetişen gençlere de tarım ve hayvancılığı unutmamaları çağrısında bulunuyor.
“TOPRAĞI İŞLEMEKTEN VAZGEÇMEDİM”
Demir, şehir hayatında çeşitli işler yaptıktan sonra köyüne dönerek, bağını koparmadığı tarım ve hayvancılık faaliyetlerine ağırlık verdiğini ifade etti. Genç çiftçi, ata mesleği olan zeytinciliği yaşatmanın önemine dikkat çekerek şu sözleri dile getirdi:
“Bir yerde asgari ücretle çalışmak var, bir de kendi yerini işlemek var. Bizim topraklarımız vardı çok şükür. Ben de bu toprakları işlemeyi seçtim. Maalesef birçok genç toprağından uzaklaşıyor. Ancak toprağa dönüp bu işleri sürdürmeliyiz.”
KURAKLIK VERİMİ DÜŞÜRDÜ
Bu yıl yaşanan kuraklığın zeytin üretimini olumsuz etkilediğini belirten Demir, yağ oranındaki düşüşe rağmen kalitenin iyi olduğunu söyledi:
“Sezon geç başladı çünkü yağmurlar gecikti. Zeytinler yeterince su almadığı için küçük kaldı ve yağ oranı düşük. Geçen yıl 6 kiloda 1 kilo yağ aldığımız yerde bu yıl 12 kiloda 1 kilo yağ elde ediyoruz. Ancak yağdaki asit oranı mükemmel. Buna rağmen fiyatlar düşük. Toptan satış yerine kendi işlediğimiz zeytinlerden yağ üretip değerlendirmeyi tercih ediyoruz.”
“TOPRAĞA BAĞLI KALMALIYIZ”
Demir, kırsalda yaşayan gençlerin tarıma daha fazla önem vermesi gerektiğini vurguladı. Üniversite mezunu bir genç olarak köyünde üretim yapmaktan büyük mutluluk duyduğunu ifade eden Demir, “Kentte çalışma seçeneği cazip görünebilir, ancak toprağın değerini bilmeliyiz. Zeytin ağaçlarımız ve bu topraklar bize miras. Bunu sürdürmek bizim elimizde” dedi.
Mehmet Buğrahan Demir’in hem zeytin hasadındaki azmi hem de gençlere yönelik çağrıları, tarımın geleceği açısından umut verici bir örnek oluşturuyor.