Üniversite tercihini etkileyen faktörlerin genelde üniversite ve şehir özellikleri olmak üzere iki grupta ele alınabilir.
Birinci grupta; almak istedikleri eğitimin türü, üniversitenin akademik şöhreti, üniversite türü (eski ya da modern, geleneksel ya da teknolojik), iş bulma ümidi, öğretim kalitesi, toplam maliyet, yerleşke özellikleri, ailenin üniversite ile ilgili olumlu ya da olumsuz düşüncesi, arkadaşlarının o üniversiteyi tercih etmek isteyip istemedikleri…
Üniversite yerleşkesinin evden uzaklığı, ulaşmak için harcanan zaman, toplu taşıma imkânları, park imkânları, bisiklet ve yaya yolları.
Öğretmelerin tavsiyesi, diğer üniversitelere göre başarı sıralaması, öğrenim harcı, üniversitenin imkânları, güvenirliği, kültür ve çevre koşulları, öğretim elemanlarının kalitesi, mezun olanların istihdam oranları, diğer üniversitelere göre farklı yönleri..
Herhangi bir alanda uzmanlaşmanın olup olmaması, Üniversitenin büyüklüğü..
Üniversitedeki kulüpler ve farklı aktiviteler, üniversite ile ailesinin aynı şehirde bulunup bulunmadığı, üniversiteye giriş puanı yer almaktadır.
İkinci grupta; üniversitenin bulunduğu şehrin ya da bölgenin özellikleri ile ilgilidir. Bunlar ise; kültürel ortam, barınma imkânları, şehrin yaşam maliyeti, güvenlik, sosyal yaşam, üniversitenin ailenin yaşadığı şehre olan uzaklığı, şehrin konumu, üniversitenin bulunduğu şehirdeki staj ve iş imkanları, şehrin iklimi ve doğal güzellikleri, sportif imkanlar ve sportif aktivitelerdir.
Üniversite tercih kriterleri, üniversite adaylarının demografik, sosyo-kültürel, ekonomik, özelliklerine göre farklılık gösterebilmektedir.
Yapılan şehir tercihleriyle, üniversite öğrencileri ve çalışanlar o bölgenin değişiminde önemli rol üstlenirler.
Üniversite öğrencileri ve mezun olan öğrenciler fahri bir elçi gibi çalışarak o bölgenin profilinin yükselmesine yardım ederler. Olumlu yönde beyin göçünü artırırlar.
Yerel işgücünün becerilerinin artmasına yardımcı olurlar.
Üniversitenin sağladığı doğrudan istihdam olanakları, satın aldığı mal ve hizmetler, öğrencilerin, çalışanların ve ziyaretçilerin harcamaları sayesinde bölgenin ekonomisine önemli katkılar sağlar.
Batı ülkelerindeki üniversitelerin büyük çoğunluğu Mütevelli Heyet denilen bir sistemle yönetilir. Üniversitenin kuruluş amacı para kazanmaktır.
Para kazanabilmek için yeterli öğrenci kaydının yapılması şartlardan bir tanesidir
Yeterli öğrenci kaydının yapılabilmesi için senin üniversitende kaliteli bir eğitimin veriliyor olması bu işin de olmazsa olmazıdır.
Sonraki tercih sebebi, yukarıda değindiğim öğrenciye sunulan imkânların kalitesi, sürekliliğidir.
Öğrenci mezuniyet törenlerine, Rektör ve Mütevelli Heyet Başkanının misafiri olarak federal vekiller, Vali, Belediye Başkanı, en etkili kilisenin papazı, Başsavcı, akademisyenler ve tören için gelen misafirler vs.
Mütevelli Heyet Başkanı, bizim okulu tercih ettiniz. Bizlere çok para kazandırdınız. Sizlere ve ailelerinize çok teşekkür ediyoruz der ve konuşmasını bitirir.
Rektör, Üniversite yönetiminin bize verdiği para ile bilim havuzlarındaki bilgileri sizlere ulaştıracak en iyi akademik kadroları sizlerle buluşturduk. Umarım başarı olmuşuzdur der ve o da konuşmasını bitirir.
Papaza mutlaka konuşma hakkı verilir. O da derki” öğrendiğiniz bilgileri önce kendine, ülkene, bilime ve insanlığa yararlı işlerde kullanmaları telkininde bulunur.
Papaz kendi dininin adını bile geçirmeden, evrensel bir üslupla konuşmasını bitirir. Laiklik ilkesiyle çelişmeden bu konuşmayı yapmayı başarabilir.
Bizim Müftülerimiz siyaset yapmadan bunu başarabilirler mi?
Okuldan mezun olan öğrencilerin ait oldukları ülkelerin bayrakları, tribünlerde oturan misafirlerin her noktadan görebileceği yerlere alfabetik sıra ile asılır.
Törenlerde okul birincisi öğrenci, mezun olan tüm öğrenciler adına bir konuşma yapmak için kürsüye davet edilir.
Okul birincisi öğrenci hiçbir şeyi kişiselleştirmeden almış olduğu akademik eğitimi, yerleşke imkânları ve yaşadığı şehirle ilgili görüşlerini dile getirir.
Mütevelli heyetiyle, Üniversite Rektörü ve Akademisyenleriyle, Şehrin Vekilleriyle, Valisi ile Yerel yönetim Başkanlarıyla, sivil toplum kuruluşlarıyla büyük bir yüzleşme vardır o konuşmanın içeriğinde.
Bu yıl ADÜ’nün mezuniyet törenlerine davet edilip, katılmayanların isimleri bu sayfaya sığmaz.
Aydın 24 ailesinin başarılı yazarı Ali Aksüt beyin “ADÜ’ nün mezuniyet töreninden çıkarılacak ders” başlıklı yazısını tekrar okuduğunuzda konu daha iyi anlaşılacaktır.
Aydın Tekstil ve Nazilli Sümerbank’ı bir şekilde batırdık. Tartıştığımız konu bunlar değil. Devlet ve YÖK sistemi 60 bin öğrenci göndermiş Aydınımıza.
Yapalım mı hesabı?
Toplam öğrenci sayısı 60 bin.
Aylık öğrenci başı harcanan para bin 500 TL
Eğitim süresi 9 ay
60.000x1.500x9=810.000.000 Lira.
810 milyon lira 9 ay içinde bu ilde harcanıyor.
Siyaseten batırdığımız iki fabrikanın on katı bir ekonomi.
Bunun değerini bilmemiz lazım.
Hepiniz gelebilmeliydiniz!
Vekillerimizin hepsi, Valimiz, yerel yönetim başkanlarımızın tamamı, Ticaret ve Sanayi odalarımızın bütün Başkanları orada olmalıydılar.
Bu törenler senede bir gün ve sınırlı bir saatte gerçekleştiriliyor. Törene davet edilen protokolün, programlarını ayarlayabilmeleri beklenir.
Sayın ADÜ Rektörü Prof. Dr. Osman Selçuk Aldemir, akademik eğitim ve yerleşke ile ilgili konularda öğrencilerine, haklarını helal ettirmenin mutluluğunu yaşıyor olmalıdır.
Peki, bir yılda ortalama 1 milyar Türk Lirasını bu ilde harcayan öğrenci ve veliler, üniversite ve yerleşke dışı hak ettikleri hizmeti alabilmişler mi?
Lütfen konuyu başka mecralara, dar siyaset anlayışlarına çekip, konuyu tehditlere götürmeyiniz. Mesele her şeyin daha iyi olmasıdır.
Keşke, Üniversite birincisi Ganalı Mustafa olarak bilinen Mohammed Mustapha'nın gözlerindeki ışığı, yaşamakta olduğu haklı gururu görebilseydiniz. Keşke, mütevazı kişiliği ile okulun en dar bütçeli öğrencisini kendisinden dinleyebilseydiniz.
Orada çok derin hikâyeler var!
Oradan çıkarılacak, sorgulanacak çok dersler var.