Uluslararası Tarih Müfredatı Çalıştayı Ankara’da gerçekleştirildi. Çalıştayla ilgili bilgi veren Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Refik Turan, “Toplantının ilk günden son güne her safhası çok kıymetli. Son gün toplantının değerlendirilmesi yapılacak ve bir takım karar gibi bildirge hazırlanacak” dedi.
Uluslararası Tarih Müfredatı Çalıştayı, Ankara’da bulunan Türk Tarih Kurumu Binası Konferans Salonunda gerçekleştirildi. Çalıştayda, öğrencilerin çağın gereklerine uygun bir tarih eğitimi alabilmesi için, ilköğretimden yükseköğretime kadar eğitimin bütün kademelerindeki tarih derslerinin içeriğine dair görüş ve önerilerinin belirtildi. Genel Türk tarihinden Ortaçağ tarihine, Yakınçağ tarihinden çağdaş Türk ve dünya tarihine kadar güncellenen tarih müfredatında yer alan konuların değerlendirileceği çalıştayda ayrıca, tarih eğitiminin felsefi temelleri, vatandaşlık ve kimlik oluşumunda tarih eğitimin rolü, öğrencilerde tarihsel düşünme becerisinin geliştirilmesi için yapılması gerekenler, ders kitaplarının hazırlanmasında dikkate alınması gereken hususlar gibi temel sorunlar ele alındı.
Çalıştay hakkında İhlas Haber Ajansına (İHA) değerlendirmede bulunan Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Doktor Turan, “Atatürk’ün kurmuş olduğu bu kurum Türkiye Cumhuriyeti’nin köklü kuruluşlarından biri. Bizim vazifelerimizin içinde geçiyor böyle bir Çalıştay. Bu sebeple böyle bir toplantıyı açtık” ifadesini kullandı.
"Tarihin vazgeçilmezi var" diyen Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Turan, "Devletlerin ve milletlerin hayatında belki soyut ama yok olduğunda anormal sonuçlara sebebiyet verecek bir şeydir tarih. ‘Tarih ne zaman başlar’ diye bizde bir ifade vardır. Tarihin başlangıç noktası bilim olarak Sümerler’de yazının icadı ile başlar. Günümüzden 6 bin yıl önce. Sümerler’de kalan üç önemli belge vardır. Birisi insanların yaratılış ve türeyişi, birisi tufan belgesi ve sonuncusu Gılgamış Destanı. Yazının başlangıcından itibaren tarih vardır. Yakın zamanda 29 Ekim 1923 Cumhuriyet’in 94. yılını kutladık. Atatürk’ün bu noktada sözlerini hatırlamakta yarar var, ‘Benim naciz vücudum elbet bir gün toprak olacak ama Türkiye Cumhuriyeti Devleti ilelebet payidar kalacaktır’ der. Daima var olma azminin bir değişik ifadesidir. Tarih bilincinin kazandırdığı birinci sonuç budur. Bundan hemen arkasında istiklal duygusu vardır. En somut haliyle bayrak olarak ifade edilen istiklal duygusu. İstiklal duygusunda bağımsız olarak yaşamak ve kendi devletini yaşatmak arzusudur. Tarih biliminin kazandırdığı başka hususta değerlerdir. Aileden başlayarak millet olma ve bir vatana sahip olma değeri vardır. Türkiye’nin bir ermeni meselesi vardır. Sonuçta bunların hepsinin tarihe müracaat etme zorunlulukları vardır. Bu çerçevede kuruma düşen yükümlülük doğrultusunda bu toplantıları gerçekleştirmeye çalışıyoruz” şeklinde konuştu.
“Toplantının, ilk günden son güne her safhası çok kıymetli”
Tarihte milletlerin kimliğinin inşa meselesine dikkat çeken Prof. Dr. Turan, “Burada da tarih büyük çapta temel teşkil etmektedir. İşte biz burada bunun bütün önemiyle ortaya konulmasını hedefledik. Türkiye’de ilköğretimden başlayarak ortaöğretim ve lisans ve lisans üstü öğretimde tarih konusu nasıl öğretiliyor. Hangi dersler veriliyor. Müfredat denilince verilen dersler. Derslerde çizilen ağırlıklar sınırlar burada bütünüyle tartışılıyor. Arkasından karşılaşan problemler madde madde sıralanacak ortaya konulacak. Toplantının ilk günden son güne her safhası çok kıymetli. Son gün toplantının değerlendirilmesi yapılacak. Değerlendirme sonucunda da geleceğe yönelik ne gibi adımlar atılması hususunda bir takım karar gibi bir bildirge hazırlanacak” değerlendirmesini yaptı.
15 Temmuz hain Fetullahçı Terör Örgütünün (FETÖ) kalkışmasına da değinen Prof. Dr. Turan, “Tarihte bu meseleleri çözmek için çok önemli veriler vardır” diyerek sözlerine şöyle devam etti:
“Türkiye ağır bir terör tehdidiyle de karşı karşıya kalmıştır. Bunun iç yansımalarında 15 Temmuz gecesi Türkiye ağır bir darbe teşebbüsü tehlikesini yüzünün akıyla atlatmıştır. Cumhurbaşkanının çağrısıyla halk buna karşı çıkmıştır. Karşı taraftakilerin hesapları bozulmuştur.”
Yurt içi ve yurt dışından 60’a yakın bilim insanının katılımıyla gerçekleşen çalıştayda, Prof. Dr. İlber Ortaylı, Prof. Dr. Bülent Arı, Prof. Dr. Halil Berktay, Prof. Penelope Harnett, Prof. Dr. Mehmet Öz, Prof. Dr. Numan Aruç, Doç. Dr. Erkan Dinç gibi alanın önde gelen tarihçileri yer aldı.