Sayın okurlar Türk Dil Kurumu Adalet kavramını “Yasalarla sahip olunan hakların herkes tarafından kullanılmasının sağlanması, hak ve hukuka uygunluk, hakkı gözetme” olarak tarif eder.
Bu ifadeye göre ADALET… Her ferde ekmek gibi, su gibi, hava gibi lazım olan bir gereksinimdir,
Ama şu anda herkese lazım olan adalet ülkemiz de kalmış mı?
Daha önceleri de defalarca yazdığımız gibi ülkem de çok keskin olarak kamplaşmaya gidiyor. Ülke insanları neredeyse birbirlerine düşman gibi davranıyorlar. İstanbul’da bir şehit cenazesine katılan Sayın Kılıçdaroğlu’na yapılan terbiyesiz saldırı( hem de Başbakanın ve Emniyet yetkililerinin gözleri önünde) çok düşündürücüdür.
Ülkeyi bu duruma getirenlere nalet olsun!
Ülkenin bu durma getirilmesinde bu ülke de yaşayan bizlerin hiç suçu yok mu?
Aydınlar, siyasetçiler, sendikacılar TÜSİAD, Odalar birliği, gazeteciler, bu ülkenin ekmeğini yiyenler in bazıları gaflet ve dalalet içindeler.
Millet adına, ülke adına, toplum adına herkesin niçin konuşması gerekir. Ama maalesef konuşmuyorlar, halkın içinde görülmüyorlar. Cesaretsiz, pısırık, mıymıntı tiplere dönüştüler..
Böyle aydın olunur mu?
Aydın, halkının okumuş bilge evladıdır. İnanç ve karakter sahibidir. Aydın düşünen insandır. Hepsinden önemlisi gerçekte her zor şartlarda içinden geldiği topluma yararlı olur. Halkın iyiliği ve mutluluğu için fikir üreten fedakâr insanlardır.
Bu ülke ne çekmişse ilkesiz okumuş aydınlardan çekmiştir.
Kimileri; konuşarak, kimileri yazarak, herkes çalışıyor. Ancak; kimliksiz, kişiliksiz yalancılar, riyakârlar, işbirlikçiler, dönekler, liboşlar, günümüzde daha etkin olmaya devam ediyorlar.
Bunlara karşı Türk Milleti’ne kin ve nefret kusan ihanet yapılanmaya ve sinsi hain işbirlikçi güce karşı mevcut partilerle, lider ve kadrolarla netice almak için daha olağan üstü çalışmaları gerekiyor.
Fatih Camiinde bir şehit cenazesinde katılan Ana Muhalefet lideri Sayın Kılıçdaroğlu’na iki serseri kılıklı beslemenin yaptığı çirkin saldırı bizzat çiçeği burnunda başbakanın yanında yapılıyor.
Üstelik Sayın Kılıçdaroğlu’nun önüne kurşun atarak gözdağı verilmeye çalışılıyor.
Ortada bu kadar açık ve bariz suç varken üstelik bunların geçmişi de karanlık olan adli sicilleri bozuk olan bu iki sabıkalıyı da savcı çağırıp ifadelerini bile almadan polis merkezinden salıveriyor
Bu nasıl savcı ya tesadüfen Savcı oldu, ya da eğer bir daha seçim olursa AKP’den milletvekili olmak için mi düşünüyor!
Uyuşturucu kaçakçılığından ve yaralamadan sabıkalı bir kişi, Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanının üstüne, tam da şehit cenazesinin önünde
“Ölüm Tehdidi” demek olan bir mermi atıyor.
Tahkikatı yürüten Savcı, dünyanın gözü önünde olan bu “Ölüm Tehdidi” eylemini yapan kişiyi, mahkemeye sevk etmeden ifadesini bile almadan serbest bırakıyorsa,
Bu Savcı kesinlikle AK Siyasetçilerinin gözüne girmeye çalışıyor.-
Artık Ülkem de Anayasa falan kalmadı. Meclis başkanı bile “Bu Anayasayı tanımazsa gerisini siz düşünün.
Bilgi çağında bile çaresizlik, yoksulluk baskı ve zülüm artarak devam etmektedir.
Sadece şekil değiştirmiştir.
Maalesef bunlara yol açanlar ise okumuş kişiliksiz kimliksiz aydınlar değil mı?
Bir ülkenin yönetimine gelmenin krateri küresel sermayeden ve örtülü derin örgütlerin izni ve icazetinin alınması gerekiyor.
Gerçek yasa adamı olmayan ve sorumluluğunu yitirmiş yargı mensupları sözde akademisyenler, devşirilen aydınlar ve yanlı medya mensupları; sonu kötüye giden yolları bizzat elleri ile döşemektedirler.
Bu ülke ne çektiyse kendini aydın sanan biatçi kişilerden çekmiştir.
CHP Aydın il örgütü bu çirkin olaya her il de olduğu gibi Aydın’ da da gerekli cevabı vermiştir.