Aziz ve Böyük Türk milletim.
Türkçülük dedikde bezi dar düşünceli ve cahil insanlarımız türkçülüyü yalnış anlayır ve irkçi, faşist düşüncesiyle bizi Türkçüleri düşmen kimi tanıtırlar ve ya bizden kaçırlar.
Evvala biz gül zad deyilik bizleri sevesiz ve ya bizlerle olasınız, bizler böyük düşüncelere , böyük kalbli atalarımızın töresini ve ruhlarını yaşadan, Türk milletinin tarihini , fethlerini unutmayan, unuturmayan , vatanimizi , devletimizi, milletimizi seven , bütün Türklerin birleşerek Böyük bir Aile olmasını isteyen ve bu yolda yorulmadan dünyanın neresinde olsak da bir birimizi tanımadan hepimizin aynı hedefimiz olan, aynı düşünce , aynı müfkürede olanlarık.
Türkçülük siyasi parti deyildir, elmi estetik bir mektebdir. Bir deyimle kültürle bagli bir çalışma ve yenileşme yoludur.
Bu sebebdendir ki, bu güne kader parti şeklinde siyasi meydana atılmadı.
Bununla beraber türkçülük büsbütün siyasi mefkürelere bigane de kalmır, devletlerimizde , vatanimizde geden siyasi durumuda izleyir.
Türkçülük çagdaş ( muasir) bir akımdir, ancak çagdaş mahiyyet daşıyan akımlar ve mefkürelerle sazişe gire biler.
Anadolu ve Azerbaycan inkilablarından önce devletlerimizin, milletimizin ve hetta dilimizin adlarını tayfa , sülale adlarına baglamışlar . Osmanlı, Sefevi, Kacar, Selcuklu ve saire. Bunların zamanında asasda Osmanlı ve Sefevilerde türk sözü agıza alınmazdı, hiç kim Ben Türkem demeyi bile cesaret etmirdi. Esasen de Devlet memurları.
Devletlerimize ve milletimize Türk isminin verilmesi Gazi Mustafa Kemal ve silahdaşlarinin başlatdıgı Anadolu Kurtuluş Savaşından sonra ve Kafkazda Azerbaycan Cumhurriyyetinin kuruılmasından sonra baş verdi , amma burasına dikket 1918-20 ilden sonra Azerbaycan Rus bolşevik işgalına meruz kaldıkdan sonra türk diyenleri, aydınlarımızı ve yazarlarımızı katl etdiler ve Stali- nin amriyle yeni millet formalaşdırmaga başladılar ,,, Azerbaycanlı ‘’milleti. Amma buna bakmıyarak bizim Azerbaycan türkçülerimiz 70 yil dilimizi, kültürümuzu, medeniyyetimizi ve milli kimliyimizi Türklüyümüzü koruyub sakladilar.
Türkiyemizde ATATÜRK Türk adını, Türk milletini halkına, milletine ve devletine verdi.
Türkiyeni düşmen işgalindan kurtardi, bir yandan da yad ünsürlerin yeritdiyi siyasetin son izlerinden de azad etdi. Hatta diye bilerdim ki, Müdafiye Hükuku Cemiyyeti ( Küvveyi- Milli ) hiç haberi olmadan türkçülüyün programını hayata keçirdi.
Çünki hakiket( dogru) birdir iki ola bilmez.
Dogruları aktaranlar ayrı- ayrı yollarla hereket etselerde , en sonunda aynı hedefe çatırlar.
Türkçülük ve halkçılıkın aynı programda birleşmeleri ikisininde karşıda duran meselenin mahiyyetine ve gerçekliyine uygun olmalarının bir neticesidir.
Bu benzerliyin bir neticeside budur - Bütün türkçülerin bir neferide olsun kenarda kalmamakla Kurtuluş Savaşında, Kafkaz İslam Ordusunda, 44 gün Karabag ZAFAR Savaşında Allahın kılıncı Halkın pencesinde ve Allahın kalemi ( qələm) ise Türkçü yazarların elinde olmuş.
Türk yurdu, VATANİ tehlüke karşısında kaldıkda bu KILINCLA bu KALEM birleşdiler. Bu birleşmeden toplum, bir cemiyyet, halk dogdu. Bunun adi Türk milletidir.
Gelecekde de Halkçılık ve Türkçülük el- ele vererek milli mefküreler alemine dogru bir yerde adımlayacaklar.
Her Türkçü siyaset sahesinde Halkçı , her Halkçı kültur sahasinde Türkçü olmalı.
Bu düşüncelerden çıkardıgımız neticeler budur – Ölkemizde babaları 100 yıllar önce gelimiş başka etnik milletlerinden olan vatandşlarımız vardır. Bunlar biz Türklerle bir yerde Türk terbiyesiyle yaşamış, Türk mefküresi ugrunda aynı vatanin müdafiyesinde durmuş , düşmenlere , işgalçılara karşı bir yerde omuz – omuza savaşmış, şehidler ve qaziler olmuş bir canlarımızdır. Yalnız hoşbaht günlerimiz de deyil, felaketli günlerimizde de ayrılmayanlar bizim öz milletimiz ve halkımızdırlar. Hansı Dil de konuşmasından, hansı din den olmasından aslı olmuyarak Millet için, Devlet , Vatan için fedakarlık edenlerin hepsi benim milletimdi, halkımdır.
Bu gün imperialist güclerin apardıgı etnikçilik , düşmençilik , böl parçala siyaseti bu birliyi pozmak, bu kardaşlıgın içine düşmençilik tohumunu atmaktır.
Küreselçilerin ve İmperialistlerin en kortukları biz Türkçüler ve Halkçılardır.
Çünki biz bu düşmençilik tohumunu, ayrıçılık siyasetini imkan vermirik ki, halkımıza yaysınlar, halkı , milleti uyandırırık, Türklüyümüzü ve halkımızı birliyimizi bir olmaga çagırırık, devletlerimizin daim yanında durmagı ve hiç bir yabançı düşmenlerin fitnesine uymamagı anladırık.
Dahi Azerbaycan bestekarı, içtimai fikir adamı, türk milletinin böyük oglu, Azerbaycan Devletinin Himinin musikisini besteleyen, Ahmed Cavadın ,,ÇİRPİNİRDİ KARADENİZ ‘’ şeirinin musikisini yazan Üzeyir Hacıbayovun dediyi söz - "Azerbaycan Cumhuriyyeti saglam milli ideya ( ülkü) ve türklük şüuru üzerinde kurulmuşdur’’’. ( 1925-ci yil).
Neticede Devlet dili Türk dili olarak anayasamızda ve tedrisimizde ( egitim de) oldu. Tarihimiz Türk tarihi adlandırıldı 1918 -ci yil 28 May.
Milliyetçilik ve Türkçülük milli serhedler ( sınırlar) içinde yaşayan vatandaşlarımzın insan kimi yaşaya bilmesi için aparılan mübarizedir.
Milliyetçilik – halkını iç ve dış sömürgeçilerin osminok ( Ahtopot) kimi her terefe uzanan kollarından kurtarmak için mucadile edelerin ülküsüdür ( ideyalogiyasıdır).
Halkıçılık - milliyetçiliyin içtimaiyi ve siyasi istikametini müayyen edir.
Milliyetçi olmayan bir halkçılık ola bilmez.
Halkçı olmayan bir milliyetçilik ve Türkçülük sadece bir siyasi fırıldakçıdır.
Halkçılık - Devlet, Vatan tehlükede oldukda , milliyetçiliyin söykene bileceyi sosiyal bir gücdür. Bunlardan biri olmazsa olmaz.
Türkçü- hem halkçı hem de milliyetçidir.
Unutma her Türkem diyen - Türkçü deyil,
Her Milliyetçiyem diyen - milliyetçi deyil.
Her Halkçiyam diyen - Halkçı deyildir.
Saygılarımla REİS DİFAİ.