TARİHİMİZDEKİ MUHTEŞEM MEKTUPLAR’DAN BİR MEKTUP
Tuğrul Bey’in oğlu yoktu. Ölmeden önce Çağrı Bey’in oğlu Süleyman’ı kendisine veliaht göstermişti. 1063 yılında Tuğrul Bey'in ölümü üzerine veziri Amidü l-Mülk Kunduri, muhabere meydanında Selçuklu ordusuna seslenerek:
"Biliyorsunuz ki ben ve sizler, Sultanın yanındayız. Sultan öldü; o ölmeden önce benden ve sizlerden kardeşi Çağrı Bey'in oğlu Süleyman'ın tahta çıkarılması için yeminle söz aldı. Ben elbisesini giydiğim, atına bindiğim, aranızda yaşadığım bir aciz kişiyim. Bana yardım ederseniz, sizinle birlikte işlerinizi ve emellerinizi tahakkuk ettiren işlem yaparım. " dedi. Ordu mensupları da Vezire; " Biz senin kullarınızız. Senin alacağın her tedbiri tasvip ederiz ve bunun dışına çıkmayız. " cevabını verdiler.(1)
Böylece ordunun muvafakatını alan vezir Kunduri Süleyman’ı devletin başına geçirdi. Taraftar kazanmak için de ordugahta bulunan para, hayvan ve elbiseleri topları ve her şeyi askerlere dağıttı. Payitaht Rey şehrine doğru yola koyuldu. Şehre gelip tabutun başında ağladı ve üzüldü. Emirler ve Hacibler, Türk adeti gereğince elbiselerini yırtmak istediler. Ancak vezir Kunduri “onun ile meşgul olmanın zamanı geçti, doğru olan başkası ile meşgul olmaktır” dedi. Çağrı Bey'in oğlu Süleyman'ı tahta oturttu. Tahta oturan Süleyman’dan itaat yemini aldı. Tekrar hazineden çok miktarda para ve eşyalar alıp ordu mensuplarına dağıttı.
Tuğrul Bey’in mahiyetinde bulunan devletin ileri gelenleri, Alimler ve kumandanlardan bazıları, Süleyman’ın sultanlığına karşı çıktı. Alparslan’ın sultan olmasını istiyorlardı. İhtilaflar büyümeye başladı.
Vezir Kunduri meselenin henüz bitmediğini biliyordu. Alparslan’ın varlığı, kendisini çok düşündürüyordu. Süleyman’ın sultanlığına karşı çıkan ve itiraz edenlerle mücadele edeceğini ilan etti. Alparslan’a da bir mektup yazarak Tuğrul Bey’in vasiyetinden bahsedip şunları söyledi:
"Emir Süleyman hakkında Sultan Tuğrul Bey’in vasiyetini sende biliyorsun. Süleyman da sendendir, sana aittir ve senden bir parçadır. Ülkelere tamah ediyorsan Harezm, Nişapur vs. gibi bu memleketler ayarında eyaletler (sultanın ölümü ile) inhilal etmiştir. Buralar sana aittir. Para istiyorsan bu kaleden ( Rey kalesinden) seni memnun edecek kadar göndeririz; sonrada (hutbelerde) Süleyman'dan sonra senin adını da ikame ederiz. ( Böylece ) fikir birliği meydana gelir; ülkeler korunur, kanlar dökülmez. Eğer ( bu tekliflerimizi kabul etmekten ) imtina eder Sultan ( Süleyman ) 'ın münasip gördüğünden başka teşebbüslerde bulunursan, senin üzerimize kastedmenden önce biz senin üzerine kastederiz ve bunda mazuruz. ( bu taktir de ) seninle bizim aramızda hükmü Tanrı verir. " (2)
Tuğrul Bey'in ölümünden sonra Selçuklu devletinin nasıl idare edileceğini vezir Amidü l-mülk Kunduri tayin ve takdir ediyordu.
Alparslan’ın kabiliyet ve gayretini bilen Vezir-i Nizamülmülk ve devletin diğer büyükleri, Alimleri sultanlığa daha ideal ve layık olduğundan Alparslan’ı sultan olmaya teşvik etti. Alparslan da Türkleri bir bayrak altında toplamak amacı ile ordusuyla Rey şehrine yürüdü. Süleyman Şiraz’a doğru çekildi. Selçuklu soyundan Arslan Yabgu’nun oğlu Kutalmış da sultanlığı ele geçirmek için daha önce gelip Rey şehrini kuşatmıştı.
Halk başlarında Alparslan’ı görmek istiyordu. İşlerin ters gittiğini, durumun aleyhine döndüğünü gören vezir Kunduri hutbeyi Alparslan adına okutmaya başladı ve Alparslan’a elçi göndererek itaatini bildirdi.
Alparslan ordusu ile Rey şehri önlerine gelince, Kutalmış ve ordusu ile karşılaştı. Kutalmış’a sultan olma hevesinden vazgeçmesini bildirdi. Fakat Kutalmış ordusunun çokluğuna güvenerek gurura kapılıp teklifi reddetti.
Alparslan’ın veziri Nizamülmülk Alparslan’ı savaşa teşvik ederek ona:
“Sultanım! Horasan’da zat-ı aliniz için öyle bir ordu hazırladım ki, bunların yardımı seni hiçbir zaman yalnız bırakmaz. Uğurunuzda hedeften şaşmayan oklar atarlar. Bu ordunun neferleri ulama ve evliyadır. Dünyaya meyletmeyen bu mübarek kimseler, sana ve orduna dua etmek suretiyle en büyük yardımı yapmaktadırlar.”(3)
Yapılan savaşta Kutalmış mağlup oldu ve askerleri arasında ölü bulundu.
Zaferden sonra ordusu ile Rey şehrine giren Alparslan 27 Nisan 1064’te törenle tahta çıktı. Vezir Kunduri’yi idam ettirip, Nizamülmülk’ü Selçuklu devletinin baş veziri yaptı. Tuğrul Bey’in ölümü ile boş kalan Selçuklu tahtı böylece tam layık olduğu hükümdarını bulmuş oldu.
1-2-Tuğrul Bey ve Zamanı-Prof.Dr.M.Altay Köymen-Kültür Bak.Yay.-İst.1976-S.143-144
3-Türk Sultanları – Türkiye Gazetesi Yay.-İst.2005-S. 144-145
HAYAT YAYINEVİ
EDİTÖR NOTU:
Yazarımızın "Tarihimizdeki Muhteşem Mektuplar" adlı eserini D&R, NT, Diyanet, Sıla, Nezih, İnkılap, Akçağ, Kitapyurdu, Kabalcı gibi kitabevleri ve internet sitelerinden temin edebilirsiniz.