İnsanlar var oluşlarından bu yana toplum halinde bir arada yaşamaktadır. Aralarında zaman içinde işbirliği ve uyum meydana gelmiştir. Yaşarken gelenek ve göreneklerinin ortaya koyduğu kurallar yanında hukuk kurallarına da uymak zorundadırlar. Toplumda zamanla meydana gelen kurallar hukuk kuralları şeklinde belli belgelere geçirilerek kalıcı hale de getirilmiştir. İnsanlar da bu kurallar konurken bazı özgürlük ve serbest davranışlarından vazgeçmeyi gönüllü kabul etmişlerdir. Böylece insanlar kendi güvenlikleri ve esenlikleri için kendilerinin belli kurallar içinde davranmak zorunda olduklarının farkındadırlar. Bu kurallara uyarlarsa hayat kolaylaşır. Eğer uymazlarsa toplumda kaos doğar, güvenlik ortamı kalmaz.
Ne yazık ki son günlerde pandomi salgını nedeniyle sağlık birimlerinin ve otoritelerinin uyulmasını istedikleri kurallara insanlarımızın uymadıkları veya önem vermediklerini görmekteyiz. Hala gelişigüzel gezmeler, eğlence partileri, toplu kutlamalar değişik bahaneler veya alışkanlıklarla bir araya gelmeler görülmektedir. Bir köyde virüse yakalanıp hastaneye gönderilen bir vatandaş tüm köy halkıyla vedalaşınca köyün tümüne virüs bulaşabilmekte ve köy karantinaya alınmaktadır.
Virüs çok tehlikeli hale gelmiştir. Durmadan şekil değiştirmektedir. Yaşlıları korumaya aldığınızda gençlere saldırmakta, gençleri korumaya aldığınızda çocuklara saldırmaktadır. Ne zaman nereden vuracağı ve saldıracağı görülmeyen bir düşmanla karşı karşıyayız. Bu düşmanla baş etmek ve zafer kazanmak topyekûn mücadele seferberliğiyle olur. Hala aşı olmaktan kaçınan insanların olduğunu görmek şaşkınlıkla karşılanmaktadır.
Yakında ramazan ve oruç günleri başlayacak. İnsanlar resmi ortamlarda olmasa da kendi aralarında tanıdık ve akrabalarıyla bir araya geleceklerdir. O kadar aşı yapışmasına ve kural konmasına rağmen virüs her geçen gün etkisini artırmaktadır. Bu günlerde insanlarımız alışkanlıklarından geçici süreyle vazgeçmelilerdir. Yoksa hastanelere hastalar dolar ve sağlık sistemimiz tıkanır.
İnsanlarımızı maddi ceza ile bu kurallara uydurmak da zordur. İşin ciddi boyutlarda olduğunu onlara anlatmak veya anlatma yollarını araştırmak gerekir. İnsanlarımızda haber verme ve ihbar etme pek benimsenen bir alışkanlık değildir. Telefonlara konacak bir programla kurallara uymayanlar bir merkeze haber verilmeli. Bu merkez hemen duruma müdahale etmelidir. Her mahalle için beşer kişilik komisyonlar kurulmalı ve bu mahalleler gerekirse o görevlilere zimmetlenmelidir. Bu görevliler kendi bölgelerinde devamlı kontrol halinde olmalılardır. Yapamayacakları bir engel olursa merkezde oluşturulacak hazır timler vasıtasıyla olaya el konmalıdır.
İş çok ciddidir. Virüs isim, memleket, adrese ideoloji sormamaktadır. Her kes her an bu tehdit altındadır. Mahallelerde oluşturulacak gıda bankalarına durumu iyi olan vatandaşlarımız gıda yardımı yapmalıdır. Günlük yevmiye ile çalışan veya çalışamayacak durumda olan vatandaşlar ihtiyaçlarını buralardan ücretsiz karşılayabilmelilerdir. Bu sayede belli bir süre tam kapanmada bu uygulama ile sağlanabilir..
Dünyada son verilere göre 21 milyon insan bu hastalığa yakalanmış durumdadır. Ölenlerin sayısı durmadan artmaktadır.
İnsanlarımız artık kendi öz benlik ve alışkanlıklarını bir kenara bırakmalıdırlar. İşin ciddiyetine inanarak bu kurallara kendileri uyarken etrafındaki insanların da bu kurallara uymaları için ikaz etmelidirler. Maske takmak, belli mesafede durmak, toplu yerlerden uzak durmak ve temizlenmek artık günlük davranışlarımız olmalıdır. Bizim insanımız bu savsatanda zaferle çıkacaktır. Yeterki bu işin ciddiyetine inansın.