“Kişinin ters gitmeye görsün işi,
Muhallebi yerken kırılır dişi”
Der atalar…
Sağır oğulları…
Dedemin Teslime ninesinin (Babaannesi) ailesidir.
1800’lü yılların başında varlıklı iken, Teslime kızın iki erkek kardeşi bir anda ufak bir meseleden birbirlerine ateş ederler, kan kaybından sarılarak ölürler, birinin karısı yayla göçü sırasında deve yükünün altında kalır, diğer bir samıt(dilsiz) oğul, bir kaza sonucu vefat eder, Cumalı’da mezarı vardır.
Ailede kala kala Teslime kız kalmıştır.
**
Alevi inancında hırsızlık yapan, taciz ve tecavüzde vb. buluna kişi “Düşkün” ilan edilir. Toplum içine giremez, tee affedilene kadar…
Yörük obasında da katil olan bir aileye kız verilmez, kızı alınmaz, o aile obadan dışlanır. Göçlere katılamaz. Ancak Gocalar Meclisinde (Yaşlılar Meclisi) affedilmiş ola…
**
Teslime kız, katil kardeşi olduğu için obaya sokulmaz, göçe alınmaz.
Kızcağız şimdi Bobulu amcanın evinin olduğu yerde yaz mevsimini geçirir.
Teslime Hatunun yaylası denilen yer, “HATUN YAYLASI” olarak anılır olur. Günümüzde burada oluşan mahallenin asıl adı buradan kaynaklanır.
Zayıf, çelimsiz bir genç olan dedemin dedesi Kuru Mustafa ise, her nasılsa katil kardeşi olan Teslime kıza gönlünü kaptırır, evlenmeye kararlıdır. Töreler vardır, sevdanın önünde durulmaz, Mustafa ile Teslime basit bir merasimle evlendirilir. Teslime Gelinde Sağıroğlu ailesinin altınları vardır.
Üç dört yıl sonra Teslime kadın ve Kuru Mustafa Gocalar Meclisinde affedilirler.
Sonrasında Yörük obasının önemli bir ferdi olurlar.
**
Yıllar geçer…
Teslime kadının Halil ve Mehmet adında ekiz oğulları doğar.
Daha sonra Halil Hoca (babamın dedesi) köyün ilk muhtarı da olacaktır.
Muhtar Halil ve Emine gelininin bir kızı daha dünyaya gelmiştir.
Kıza ninesinin adı verilir.
Teslime…
Babamın da halası olan Teslime kız, serpilip büyümekte, apak çok güzel bir kızdır.
Kızcağızın burnunda bir yara oluşur, güzelliğinden nazar oldu diye anlatılır, tılsımlar yapılır, sonunda kızcağızın burnunda büyük bir yara izi kalır.
Teslime kız, gelinlik yaşa gelir, bu yaradan dolayı kimse talip olmaz.
Bozdoğan Kavaklı köyünden Burhan oğulları varlıklı bir ailedir.
İsmail oğlan zıpır mı zıpır bir genç, araya girenler İsmail oğlan ile Teslime kızı evlendirmek isterler…
İsmail oğlana ayıp edilmiştir aslında…
Evde ki Teslime kız yerine, kardeşi Havana kız gösterilerek söz kesilir, nişan yapılır. İsmail oğlan, tee gerdek gecesinde görebileceği Havana kızı düşlemekte, bir an önce düğün yapılsın demektedir.
Düğün başlar…
Gelin alayı gelir,
Cumhuriyetin ilk yıllarıdır, davul-zurna eşliğinde Teslime kız, at üstünde, al gelinlik içerisinde Kavaklı köyü yolundadır. Akşam köy evinde, elektrik yok, ışık yok, kandil yok, gelin- damat karanlıkta gerdeğe girerler.
Sabah olur, İsmail bir de bakar ki, karısı bambaşka birisi, üstelik burnunda yara izi var. “Vay canına böyle değildi ya! Olsun bari!” diyerek ömür geçirirler.
Birlikte bir hayat kurarlar, 8 çocuk sahibi olurlar.
İsmail enişte, uslu durmaz, çapkınlık da yapmaktadır.
Teslime Hala, dedeme şikâyete gelirdi.
Bir defasında nineme sızlandığını hatırlarım…
“Ah! Ayşe Gelin, bizim bu İsmail neden böyle haltlar yer diye üzülüyorum. Hâlbuki ben İsmail’e ardımı bile dönüp yatmam…”
O çocuk halimle bile,
Teslime Halanın sitemlerine içim acırdı…
Teslime ve Torun Teslime yaşamda ne cefalar çektiler kim bilir,
Sefa sürdüler mi bilinmez…
Mekânları Cennet olsun!