"Size ne ya? Soyuyorlarsa beni soyuyorlar."
Reklam panolarındaki afişlere yolsuzlukları simgeleyen afiş asan gençlere
müdahale eden bir vatandaş böyle söyleniyordu.
Sanki ülkede bir tek bu vatandaşımız soyuluyor.
"Size ne ya? Soyuyorlarsa beni soyuyorlar."
Diyebiliyor.
Çok ama çok düşündürücü!
**
Benzetme yerinde ise,
adamın birisini ortalık yerde 3-5 kadın, zevk için striptiz
yaptırırcasına soyuyorlar da bunu görenler, gelip geçenler sesleniyor,
-Ne yapıyorsunuz ayıp kardeşim ya?
Falan demişler. Adam bozuk atarak,
-Size ne ya, soyuyorlarsa beni soyuyorlar.
Deyip de kimsenin karışmasını istememiş gibi...
**
Güzin Abla köşesinde;
“Beni de soydular.” diyordu kadıncağızın birisi.
“Evlilik sitesinde bir beyle tanıştım. Benimle evlenmek istediğini söyledi.
Daha sonra bilek ölçülerimi almak için benden altın bileziklerimi istedi.
Bileziklerimi aldıktan sonra ise çekip gitti, bir daha gören, duyan olmadı.”
Kulağının ardına baksaydı, küpelerine…
**
Bir ara Efes-Meryemana yolunda koyun otlatan çoban, bir anda ağaçların
arasından süzülen rahat giyimli, yarı üryan turist kadına saldırır.
Isırır, üstünü başını parçalar, soyar ve tecavüz eder. Kadının çığlığını duyan
çevredekiler ve jandarma da yetişir, kadını kurtarırlar. Herkes çırpınır, kadını
teselli etmek adına özür dilenir, aman ülke itibarı zedelenmesin,
elin Avrupalısına sapına kadar rezil rüsva olmak da var. Ama bir de bakılır ki
kadın çok rahat ve memnundur. Ağzından şu sözler dökülür.
-Şikâyetçi değilim ama bu çobanı kuduz testine götürsünler.
Diyerek gülümser ve ertesi gün çobanı ziyarete gider…
Narsizmin ya da sapkınlığın bir türü mü diye düşünmemek elde değil!
**
Bir arkadaş anlattı ki şaşılası…
İzmir’de bir apartmanda duyulan canhıraş ses ile komşular yeni taşınan
daireye koşarlar. Herkes heyecanla zile basar, kapıyı mosmor gözü ile evin
hanımı açar, komşulara kısaca,
“Kocam değil mi ayol? Sever de, döver de…”
Diyerek kapıyı kapatır. Herkes şaşkın bir halde dairelerine dağılır.
Yeni taşınan ve Üniversite mezunu olan mühendis karı-koca ile böyle tanışır
apartman sakinleri. Alıştıkları bir şey daha olur…
O da Fenerbahçe futbol takımının her mağlubiyetinde
Adam kahrından dayak atar, kadın ise yediği dayaktan çığlık atar.
Yeni komşulardan ne zaman canhıraş bir çığlık duyulsa, hemen anlarlardı;
Komşu kadının dayak yediğinden, Fenerbahçe takımının yenilmiş olduğunu…
Ee şu işe bak, bu hafta Eskişehir Fenerbahçe’yi 2-1 yenmez mi?
**
“Lütfen! Götüren az götürsün”
Ak Parti İzmir BŞB Adayı Binali Yıldırım, Menderes İlçesini ziyaretinde
yanına yaklaşan emekli bir kadın böyle söylüyordu. Bir göz muayenesi
için 60TL ödediğini kaydederek, “Emekliler bu parayı nasıl ödesin?
...Götürenler götürüyor, götürenler az götürsün” dediğini okuduk basından.
Adeta götürmelerine razıyız da bari az götürsünler, der gibi…
**
Atalarımız der ki;
“Tavuğun aptallığı, Tilkinin sermayesidir”