Sus kardeşim sus!
Sus dedim sana!
Sen boşu boşuna neyin davulunu çalıyorsun söyler misin?
Geç bunları, geç kardeşim!
Netice, sonuç ne oldu? Sen ona bak!
Bırak şu falanca gazetesini okumayı...
Kaç defa dedim, hep yalan yazıyor...
Emeklilerle ilgili her gün verilecek zamları atıp tutuyor.
Yetti gari bu tatlı yalanlar....
Adamlar memurlara verirken, emeklileri unuttular.
Hele 7 bin 500’lükler.
Acınacak bir haldeyiz. Zavallı emekliyi, bozulan ücret ve özlük hakları dengesizliği ile kim kaç para maaş alıyor?
Şu şunu aldı, bizim mahalledeki cami imamı şu kadar alıyor, kamu görevleri arasında da bir sürü tutarsız, haksız uygulamalar var.
Ama yukarıdaki gocamanların danışmanı olunca tomarından maaş aldıklarını herkes konuşuyor...
Daha da bu ve buna benzer emekli vatandaş konuşmalarına tanık oldum bir kahvede...
Alışveriş için çarşıya çıkmıştım.
Malûm Aydın sıcak bir yer. Bugün 43 dereceydi...
Bir çay bir de soğuk su içeyim, soluklanayım dedim...
Bu, beş on dakika içinde halktan vatandaşlarımızın, hemşerilerimizin bu ileri geri, bazen öfkeli tepkilerini, ben de işitmek zorunda kaldım...
Bizim Aydın Efesi;
O gazeteyi okuyan kişi, ara sıra emeklilere de verecekler. Biraz sabret, bize de seyyanen zam verecekler akideş diyordu.
Ama bu laflara bir türlü inanmayan diğer hemşerimiz de, " Gördük, gördük emeklilere verdiklerini gördük. Beter olun. Siz oy verdiniz. Siz seçtiniz. Hele sen var ya, senin hiç şikayetçi olmaya hakkın yok” diyordu.
Seçimlerde bol keseden vaatleri savurup duruyorlardı...
Şimdi, seçimler de geçti....
Emeklinin kaderi bu...!
Kaşıkla verdiler , kepçeyle aldılar....!
Ne olduk arkides, yaşancak hal mi kaldı...
Yağıyor, yağmur gibi yağıyor....
Gece gündüz, sabah akşam zam yağıyor....
İğneden ipliğe her şeye zam geldi....!
Çarşı Pazar, marketler yangın yeri....
Her hafta fiyat değişirdi, şimdi her gün değişmeye başladı....
Pazar yerlerinde patates, soğandan başlayarak....
Bamya, börülce, barbunya, havuç, fasulye vb.. bütün yaz meyve ve sebzeleri ateş pahası olmuş.
Hele süt ve süt mamulleri ateş pahası.
Pazarda, markette herkes soruyor ; “Nedir bu pahalılık? Her gün fiyat mı artar”diye.
Cevap hemen hazır...
Her şeye zam geldi kardeşim...
Sen nerede yaşıyorsun? Bu ülkede geçim derdin yok galiba deyiveriyor.
Herkes şikâyetçi, mutsuz ve ağlıyor...
Tabii ki pek çok doymayan açgözlü de bulanık suda balık avlıyor...
Toz duman olmuş piyasalardan fırsatçılık yapıyor....
Bilinçli vatandaşın tepkisi olduğunda da, sermayem bu enflasyon karşısında eridi gitti....
Akaryakıt, kira, işçi ücretleri, vergi vb. giderlerim ikiye katladı...
Mecburum zam yapmaya, ayakta durmam için diyor...
Yoksa bu iş yerinin kapısına kilit vuracağım...
Yerimi bir markete kiraya versem bundan bin kat daha hayırlı olacak...
Ama şu iş yerinde ekmek yiyen, evine ekmek götüren en az otuz... kırk kişi çalışan aç kalacak....
Vatandaş , yaşadığı bu ekonomik tablo karşısında, sanki bir ekonomi uzmanı....hesap kitap uzmanı gibi olmuş....!
Bu hararetli tartışmaların...konuşmaların sonu nasıl bitecek diye biraz ağırdan aldım.... Kendime bir çay daha söyledim....
Kulağım da yan masadaki lakırtıda.
Devamlı sakin, yumuşak ve ağır konuşan adam;
Aydın Efesi....demez mi ?
Bana beter olun dedin...!
Az bile bu zamlar dedin....!
Ne dediysem benim laflara dinlemedin....
Laflarım bir gulağından girmiş, öbür gulağından çıkmış gibi....
Şimdi hep sen gonustun....
Yeter gari....
Şimdi ben gonuscem, sen de dinlecen tamam mı ?
Tamam, tamam...
Ne gonuşçem söyle gari....!
Bak bizim oğlan!
Siyaset ne için yapılır...?
Halka hizmet için değil mi...?
Neden iktidar olmak istenir....
Vatandaşa...halka hizmet etmek için değil mi ?
Yahu şu sizin koca çınar.... Atatürk’ün kurduğu asırlık CHP ve yöneticileri...
Bir defa bile olsa, halka hizmet edeceklerini inandıramadılar mı acaba!
Seçimlerdeki meşhur altılı yedili masa....
Görünen ve görünmeyen güçler....
Yabancı başkentlerinin destekleri....
Dağıtılan bakanlık koltukları....
Halka tam güven verememe....
Yüreklere dokunamama....
Halkın dili..
Halkın dertleri....
Ve halkın gündemi ve değerleri....
Bu temel ilkelerde iletişim ve 21 yıl halka hizmet ettiğini söyleyenlerden daha da iyi hizmet edeceği inancı ve güvenini veremediniz....!
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan karşıtlığı üzerine söylem geliştirdiniz....
Aslında ülkenin bu ekonomik koşulları halkı, dar gelirliyi, emekliyi ezerken....!
Bir de üstüne üslük 6 Şubat deprem felaketi....
Yıkılan şehirler... Can kayıpları... Acılar da yasanınca....
Alternatif umut...
Çözüm, seçim...
Ve sonuç CHP ittifakı olması bekleniyordu....
Ama sizin patronlar bu tabloyu cepte keklik gördüler....
Yüreklere dokunmadılar, güven vermediler....
Soruyorum sana.
İnsan, inanmadığı, güvenmediği bir adamın, bir liderin arkasından gider mi...?
Yeter....! Yeter dedim sana....
Sus....konuşma.....
Daha fazla derdimi deşme....
Kapatalım şu konuyu.
Sus dedim sana....
Çıban çok derin....
Yara büyük....!
Bitmeyen kavgalar...
Çekişmeler, didişmeler...
Hizipler, klikler....
Yedi bitirdi umutları...
Soldurdu çiçekleri...
Kaç bahar gelecek?
Güneş ne zaman doğacak?
Masalları bıktırdı....
İçi boş laflar...
Yazık oldu.
Yazık oldu umutlar...
Kalın sağlıcakla.