Şükretsek mi halimize?

Rafetdin BÜLBÜL

Sıkıcı
Bir yolculuk
Yapıyordu
Aydın'a,
Saat 17.45
Sularında.

Çine'den
Altınova'ya
Kadar da
Gitmişti
Ayakta!

Yolda
Yanındaki
Bir oturak
Boşalınca,
Oturduğu
Yer de
Rahat değildi
Bu arada!

Yeterince
Canını sıkıyordu
Zaten
Sırtındaki tişört,
Başındaki şapka!

Yaşlı bedenini
Uyuşturmuştu
Ayrıca
Yola
Çıkmadan önce
Yediği
Bol yoğurtlu
Tarhana!

Gelince
Hepsi
Bir araya
Bastı mı
Bir ağırlık,
Yorgun vücuduna!

Bir yandan
Sıktıkça sıkıyordu
Hava da;
Zorlanıyordu insan
Nefes almakta!

Tekerlekli sandalyeye
Mahkum biri vardı
Yanında;
Bilemiyordu
O,
Nasıl dayanıyordu
Bu zorlu hayata?

"Bizse..."
Dedi
Kendi kendine,
"Bizse
Koparıyoruz
Kıyametleri,
Bir diken
Batsa
Elimize!"

Ardından
Devam etti
Söylenmeye,
"Vardır beterin
Beteri;
Yatıp kalkıp,
Şükretsek mi
Halimize!.."
Diye.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.