Hak, hukuk, adalet herkese lazımdır
Bir ülkede eski çağlardan beri siyasi kararlar doğrudur ya da yanlış olduğu öteden beri tartışılmıştır.
Yargı kararları da tartışılabilir ancak kamu vicdanını tatmin etmelidir. Kamu vicdanın da tartışılmayan kararlar hiçbir zaman güvenli olmamıştır.
Yargının verdiği kararlar; toplumun barışı adına uçuruma yol açıyorsa, düzeltilmesi çok zor olduğu gibi yıkıcı olur. Bu da toplumu derinden yaralar.
Kendi çıkarları için demokrasi adına yasa değişiklikleri ve uygulamaları; muhalefeti susturmayı amaçlayan siyasi bir hamle olarak görülür.
Bu durumlarda adalet mülkün temeli olmaktan çıkmış, zulmün temeli olmuşsa, yandaşı koruma ve kollama aracı olmuşsa o ülkede düzenden bahsedilemez.
Bazı kesimlere uygulanan yöntemlerle verilen yargı yanlış kararlar hukuk katliamına yol açar. Yargıya güveni sarsılmış olur. Çünkü siyasi olan davaların neticesinin hukuki olmazsa siyasi kıyım olur.
Yanlış ve siyasete dayanılarak Verilen kararlarla; adalete giden bütün köprüleri yıkılmaktadır.
Yargıya güven sarsılmaktadır.
İçinde adalet ve özgürlüğün olmadığı bir ülkede demokrasi de olmaz.
Pusu, tuzak kuran basit insanlar ve destekçileri; siyasi amaçlar ve çıkarları için her türlü harekette bulunabilirler.
Hukuksuzluk ve vicdansızlık karşısında her seviyede sessiz ve kayıtsız kalanlar ile çıkar sağlayanlar ise yaşamlarında utanç duyarlar ve tarihte de lekeli olarak anılırlar.
Komşu ülkelerdeki insan hakları ihlallerini önlemeye çalışan ve onlar için hak hukuk ve özgürlük isteyenler; önce kendi ülkesinde yapılan ihlalleri haksızlıkları ve hukuksuzlukları önlemelidirler.
Hainliği, komployu, tuzağı, kumpası görmemiş olmak; kabul edilemez bir zafiyettir.
Bir toplum hainliği Komployu görmüş ve sessiz kalıyor ise bu durum daha da vahimdir.
Bir ülkede veya toplumdaki değerleri altüst edenler; birlik ve beraberliği yıkanlar tarihe çok kötü bir şekilde geçecekler.
Görüş, düşünce ve uygulamaların rövanşını almak demek; daha sonraki dönemde de aynı rövanşın alınmasını peşinen kabul etmek demektir.
Daha sonraları rövanşa dayalı anlayış; tarihte hep tersi sonuç doğurmuştur.
Dünyanın hiçbir çağdaş medeni hukuk devletinde insanların inancı, düşüncesi, yaşam biçimi tartışılmaz. Özgürlüğün temeli budur.
Yalan ve yanlışı unutan sözde gazeteciler ve yazarların sessizliğinin, tembelliğinin, korkaklığının payı çoktur.
Yarın bütün dengeler değişir, erkler değişir. Hukuk herkese lazımdır.
Unutulmamalıdır ki; Tarih öç alınanların da bir nevi aynasıdır.
Bir atasözü derki :
Sorgulamayan insan aciz, sorgulatılmayan insan ise zalimdir.