Seçimler yaklaştıkça kulisler canlandı, siyasi partiler sahaya inmeye, nabız yoklamaya, seçmene şirin görünme turlarına başladı.
Elbette her şeyin doğasında var, rekabet. Nerede sandık varsa, orada kıyasıya yarış var…
Aynı partide omuz omuza olması gerekenler de çarpışıyor. Olası aday gösterilme ihtimali olanlara da kirli kampanyalar yapılıyor…
Şimdilerde de malum yaklaşan yerel seçimler öncesinde başladı belden aşağı vuruşlar, sahte sosyal medya kanalları üzerinden yürütülen kirli kampanyalar. Hiçbir defosu olamayana da olana da saldırıyorlar. Amaç kendilerinin kazançlı çıkması…
Toplum mu kaybediyor…
Parti mi kaybediyor…
Kent mi kaybediyor, umurlarında değil…
Belediye meclis üyeliği, il başkanlığı, milletvekilliği gibi siyasetin her kademesinde görev yapan Efeler Belediye Başkanı Mesut Özakcan bile siyasette seviyenin düştüğünden şikâyet ediyor ve: “Siyaset terbiye işidir, nezaket işidir, saygı işidir, sevgi işidir, ahlak işidir” diyorsa varın gerisini siz düşünün!
Keşke demokratik bir yarış…
Seviyeli bir yarış olabilse…
Olmuyor maalesef…
Yine yok…
İç kavga veriliyor…
Bitmeyecek…
Sonra da rakip parti adaylarıyla başlayacak kavga…
Sonra da bitmeyecek malum…
Bırakın artık bunu…
Fikirler, yarışsın…
Projeler…
Ama olur mu…
Olmaz…
Herkesi seviyesizlikle suçlamıyorum. Hangi partiden, hangi görüşten olursa olsunlar; seviyeli, efendi, kibar, vasıflı politikacılarımızı tenzih ederim.
O “seviye” nedir, ne olmalıdır? Bunu da yakın tarihimizden bir anekdotla belirtelim; bir siyasetçi karşıtına, “Sana alçak demek abes... Alçaklık da bir seviyedir. Sen çukursun” demiş. Kısacası, seviyeyi tutalım, çukurlara düşmeyelim...
Evet...
Siyaset çözüm alanıdır ve seviye ister. Seviyesiz insanların siyasetten uzaklaştırılacağı günlere ulaşmamız dileğiyle sağ olun sağlıcakla kalın…
***
Mustafa Kemal Atatürk'ün liderliğinde kurulan Cumhuriyetimizin 95. yıldönümünü kutlamaktayız. İnanıyorum ki; Türkiye Cumhuriyeti ilelebet var olacaktır. Cumhuriyet Bayramınızı en içten dileklerimle kutlarım.