Sürüklerken göz suyunu bulutlar umar yerine Sırası mı söz etmenin seviden sevişten şimdi
Değiştirip her huyunu gök çökmüşken en derine
Sırası mı söz etmenin
seviden sevişten şimdi
***
Bir baksana kurda kuşa insan eliyle yanıyor
Can canı getirip tuşa kanına namus banıyor
Topyekûn bir kurtuluşa salt dua yeter sanıyor
Sırası mı söz etmenin
seviden sevişten şimdi
***
Göğün buğulu camında şüheda toprak elerken
Koyunlar mer'a gamında "kuzum" diyerek melerken
Al Bayrak yoksul damında sırça köşkler gök delerken
Sırası mı söz etmenin
seviden sevişten şimdi
***
Kel baş arınarak arda ayaklarını ezerken
Can suyu ölçekli kârda körü sağıra bezerken
Çin’den Laçin’den firarda ecinniler kol gezerken
Sırası mı söz etmenin
seviden sevişten şimdi
***
Damat buğday aşırmışken aç gözüyle göksüz aya
Gelin aşı taşırmışken kör gözünü baya baya
Ayâl yolu şaşırmışken sığınıp görksüz babaya
Sırası mı söz etmenin
seviden sevişten şimdi
***
Boş beşikle övünürken ana gözlerinde alkım
Dilli dilsiz sövünürken yüreciği salkım salkım
Per perişan dövünürken
evsiz barksız yoksul halkım
Sırası mı söz etmenin
seviden sevişten şimdi
***
Ayrıksı huyunu Çimen yem ederken turnalara
Gözünün suyunu Çimen
doldurarak kurnalara
Vukusuz şuyunu Çimen ver ederken zurnalarda
Sırası mı söz etmenin
seviden sevişten şimdi