Aydın’da yaz mevsimi zor geçer. Sıcaklar bastırdı mı sığınacak bir gölge arar insan köşe bucak. Çine çayını özlersin; söğüt gölgelerini düşlersin; yazın yakıcı sıcağını zihnin de yenmeğe çalışırsın. Nafile!
Yaz günlerinde şehir boşalır. Yaylaya, bağa- tarlaya, yazlıklara atar insanlar kendilerini. Esnaflardır orta yerde görünen. Yorgun, bitkin, uykusuz sallanır durur insanlar. Sıcaklar geceleri de işgal etmiştir kenti. Aşırı sıcaklar kış gecelerini özletir de özletir. Her şeye rağmen hayat devam eder.
Sabahtan başlar sıcağın bunaltıcı etkisi… Daha kuşluk vakti, çarşıda özlersin buz gibi soğuk şırayı. Biraz sonra köşe başından çıkıverir şıracı Abdullah Amca. Onun nefesidir sanki sokağı serinleten; soğuk şıra alışılmış bir nidadır. Herkesçe bilinir. Bilir herkes Abdullah amcanın geldiğini. Yolunu özleyenler zaten vardır. Bembeyaz, tertemiz giysiler içinde, mütevazı haliyle insana güven veren, arı ve pak kimlikli bir Aydınlıdır Abdullah amca. Temmuz sıcağında bir teselli olur insanlara.
Karlı soğuk şırası yanık gönüllere bir muştudur.
Buz gibi pırıl pırıl, kıpkırmızı, buz gibi şifa dolu şırasını yudumlarken, güvenirsin şıranın saflığına, temizliğine. Gönül rahatlığı ile içersin. Şıraya serinliği veren üzerindeki kar değildir! Kalitesi benzersizdir şıranın; kaliteyi yaratan sadece şıranın yapımındaki ustalık, yılların bilgi ve becerisi değildir. Şırasını üstün benzersiz kılan Abdullah amcanın o tertemiz vicdanı, işine olan sevgisi ve kendine olan saygısıdır.
İşini güzel yapan güzel insanlar erkenden günü fethedenlerdir. Abdullah Amca, öğle ezanından evvel işini bitirmiş; yorgun, argın evinin yolunu tutmuştur bile! O mutludur; gözlerinde parlar mutluluğu ve sevinci. Görevini yapmış insanların rahatlığı ile döner yuvasına.
Bütün bunlar mazide kalmış, yok olmağa yüz tutmuş güzel, çocuksu anılarımızdır. Hala yaşar anılar dünyamızda. Geçmişin güzellikleri özlemler sürer gider; aydının sıcak yaz günlerinin yakıcılığı içersinde.
Şıracı Abdullah Amca, Aydın'da iz bırakanlardan yalnızca birisidir. Belleklerde yitirilmeyen anısı temizliği, dürüstlüğü, işine olan esnaf ciddiyeti ile bütünleşen toplumsal duruşu ile simgelenir.
Kolay değildir bir Abdullah Amca olmak: hafızalardan silinip, yitip gitmemek. Abdullah amcayı kulaklarımızdaki ‘soooğuuk şııraaa’ nidasıyla, damaklarımızdaki şırasının benzersiz lezzetini özlemler hep anacağız.
Asıl bize unutturmadığı ise; hayat boyu sürdürdüğü ilkeli, haysiyetli ve tertemiz kimliği ile Aydın’a kattıklarıdır.
Ruhu şad olsun…