"Şiir akrabalığı" diye bir kavram geliştirdim. Tanışıklığımıza, akrabalığımıza arkadaşlığımıza, dostluğumuza şiirin neden olduğu bir gönül bağıdır bu.
Ve sevgili Hayrettin Yazıcı ile böyle bir akrabalığımız, kardeşliğimiz vardır bizim servet değerinde.
Ve bir armağanla geldi bana yeni yılın, ilk ayının; son gününde.
Sevgili dost, çok teşekkür ediyorum “Yayla Rüzgârı” ve “Ceren'siz Olmaz”ı konuladığın onurum olan yazıdan dolayı.
Bundan sonraki bölümü Hayrettin Yazıcı’dan okuyalım:
Nermin Akkan, gerçekte bir öğretmen, fakat yaşadığı hayatın onda bıraktığı derin izdüşümler, onu doğal olarak öğretmen olmanın dışına taşırmıştır. İki kitabını göndermiş, buradan hasseten teşekkür ederim. Ben de iki bir etmedim dün aldım ikisini de okuyup bitirdim, sıcağı sıcağına da yazmış oluyorum. "Yayla Rüzgârı" ve "Ceren'siz olmaz" başka eserlerinin olduğunu bilsem de elime geçen bunlardı. Yayla Rüzgârı, değişik konularda yazılmış capcanlı hepimizin de, az çok kıyısından, bucağından geçtiği hikâyesinden ve hikâyelerden oluşuyor. Kitaba adını veren hikâyenin daha bir özenle işlendiği gözümüzden kaçmadı.
Nermin Akkan'ı ben "Edebiyat Defteri.Com" sitesin de şiirlerinden tanıdım önce, sonra bir tesadüf oldu, Bursa'da bir Gemlik dönüşü benimde bulunduğum Aşıklar ve Yazarlar Derneği’nin de bir kafile ile tanıdım, kısa bir sohbetten sonra ikimiz de birer şiir okuduk. Yani şahsen de tanıma fırsatı bulduğum bir arkadaşım. Buradan daha çok biz onu şiirleri ile tanırken, o karşımıza bu iki güzel kitabı ile de ayrıca çıkmış oldu, çok da iyi etti. O her ne kadar birçok şey, yazıp-çizse de, o her şeyden çok "CEREN"in öne çıkmasını istiyor. Biz de bu hakkı ona tanımalıyız dostları olarak. Ceren onun hayatının bir tür merkezini oluşturuyor, onunkisi adanmış bir hayat, çocuğu, yavrusu olan Ceren'e. kadınlığını, anneliğini, öğretmenliğini, bir anlamda her şeyini kuşatan ve her şeyi ile onu çeken bir merkez kızı Ceren. Öğretmenliğinden taşan derken kastettiğim şey buydu. Okuduklarımızdan anladığımız o ki, Ceren onu iki kez öğretmen, iki kez anne, iki kez kadın olmak durumunda bırakmış. Böyle bir adanmışlık onun ki. Bu fedakârlığa ve cefakarlığa katlanan kadınlar değil de, ben mi hak edeceğim edebiyatı. Kadın derken kastettiğim tam da buydu. İkinci kitabı;"CEREN'SİZ OLMAZ" bu kadın adanmışlığının hikâyesi olarak ilk ağızdan anlatılan bir hikâye, dahası deli bir gerçek çoğumuzun habersiz ve kayıtsız kaldığı. Dovn sendromlu bir çocuğa annelik, öğretmenlik, dahası bir hayatın birçok çocuğu olmasına rağmen, onlarla birlik bir çocuğa özel adanmışlığı. Her şeyini, evlilikleri de dahil onun üzerine kurmuş olması. Bütün bunlar öyle uzaktan göründüğü gibi kolay işlerden değildir. Ben burada ne kadar anlatsam eksik kalacaktır, sizler okumadan bu işi tam anlatmış olmayız.
Sevgili Öğretmenim Nermin Akkan, yapıp, ettiklerin, gösterdiğin fedakârlık ve insanüstü çabalarla bütün bunları hak ediyorsun. Sizi sabahın aydınlığında yürekten kutluyor ve yeni eserler beklediğimizi de buradan ilan ediyorum. Sizi tanımaktan mutluyuz emin olun, ama neyi ne kadar anlattık onu bilemem, onun takdiri sizlere ve okuyuculara aittir. Bir ömür başarı ve kolaylıklar dilerim...
Hayrettin YAZICI