Sorun barış sürecini iyi anlatamamaktan kaynaklanıyormuş? Sıkıntı, Halka; kardeşkanı akmasın analar ağlamasın söyleminin arkasından gelecek güzel günlerin iyi tasvir edilememesinden doğuyormuş? Kaybedilen kamuoyu desteğinin geri gelmesi için söylenecek doğruları! Yeniden bir ifade kalıbı bulalım ve bu kalıp içinde halka anlatalım.. İktidarın ve Başbakan'ın arzusu bu; “Halkı bu sürecin içine katalım” Ege ve Marmara milletvekilleri mesajı almışlar ve yarın huzurunuza yepyeni manevralarla geleceklerdir.
Bu halkın yüzde 90’ı Türk’tür. Kendi adını anayasadan devlet lisanından ve gündelik hayattan silmeyi hedefleyen çıkışın; Apo talimatıyla ve ABD dış işleri bakanı Jim Carrey’in ziyareti akabinde yapıldığını nasıl izah edeceksiniz. O ayrıntıyı dikkatlerden kaçıracaksınız. Öyle değil mi?
Türk ordusunun PKK ile etkili mücadele eden ve onların soluğunu kesmiş olan üst kadrosunun tamamının hapiste olduğunu nasıl anlatacaksınız. Eğer siz Müslüman ve Türk hissiyatı etkisinde düşünmüş olsaydınız bırakın halkı ikna etmeyi size böyle bir yol dayatılmış olmasını Allah’a Kur-an’a ve Peygambere ihanet olarak görür ve anında tepki gösterirdiniz.
Allah kitabında gayri Müslimleri dost edinenler Müslümanların düşmanı olurlar buyurmuyor mu? ”Kardeş kanı akmasın” gerekçesi gavura dostluk duymanın ve onun telkinlerinden kurtulamamanın ürettiği şeytanca bir gerekçedir. Peygamber; ”sizden evvel ki ümmetler hatırlılar suç işlediğinde onların cezasını vermekten kaçtıkları için helak oldular..” buyurmuyor mu? Sen bu milleti helaka sürüklüyorsun. Şerre teslim olmak ve onları pazarlık sonucu cezalandırmaktan vazgeçmek, üstüne üstlük şerre karşı savaşanları cezalandırmak “içtihat yanlışı” olamayacak kadar açık seçik bir ihanettir.
Kırım halkının başına gelenleri merak ediyor musunuz? Ey Türk Müslümanları; Ey Kürt Müslümanları, Ey Çerkez Müslümanları o sayfalara dön bir bak esas gözyaşı ve kan yalancının “tatlı laflarından” sonra akmıştır. Hem de şarıl şarıl boğazlanan kurbanların kanları gibi akmıştır. Hâlbuki sen kurbanlık koyun olarak yaratılmadın. Sen; devlet ve din düşmanlarına karşı en başta istiklal için savaşasın diye yaratıldın.
1774 senesinde Osmanlı devleti basiretsiz vezirler yüzünden, tedbirsiz ahmak devlet adamlarının yanlış kararları nedeniyle savaşı kaybetmiş ve Kırım’a bağımsızlık verilmesi maddesini taşıyan Küçük Kaynarca anlaşmasını imzalamıştır.
Rusların da ilk aşamada isteği bu idi ama nihai hedef Kırım’ı yutmaktı. Kırım bağımsız kaldı. Başlarında Devlet Giray olduğu sürece Kırım; Kırım Türklerinin olacaktı. Fakat Rus şeytanı Devlet Giray’ın karşısına kardeşi öz be öz kardeşi Şahin Giray’ı çıkardı. Ona şeytanca laflar ettirdi. Çünkü Şahin Giray Rusların dostluğunu, yumuşacık dostane laflarının ne getireceğini bilemeyecek kadar ahmak idi. Ahmaklığı onu ilerde eşekler gibi pişman olacağı ihanetin odağına kilitledi. Şeytan ona her yaptığını doğru ve hatasız gösterdi. Nefsini yanılmaz zırhıyla kapladı ve laf dinlemez hale getirdi.
Şahin Giray’ın emrine Türk kılığına girmiş Rus kuvvetleri verildi. Ve Şahin Giray etrafına topladığı ahmak ve hain taifesiyle devlet Giray’a karşı, doğruya karşı ve nihayet kendi özüne karşı bilmeden harbe girdi. Kardeş kardeşi öldürdü. Kim için; Şahin Giray’ın hak davası zannettiği ihanet hareketi için.
Tabii 1791 de Rusların Bahçesaray’a girip gerçek yüzlerini görünceye kadar Şahin Giray için savaştığını zanneden ahmaklar bir anda Rus çizmesinin altında kaldılar.
Ve bu ihanet süreci diğer bir deyişle “barış süreci” 1792 Yaş antlaşmasıyla sonuçlandı ve Kırım Rus toprağı oldu.
Eski bir atasözü var;”Zehiri teneke tasta değil, altın kâsede sunarlar” Ahmaklar da zanneder ki bana değer veriyorlar. Ve altın kasede sunulan zehri hiç tereddütsüz yutarlar..
Hak davası diye sunulan her hareketin peşine takılma Müslüman! Günümüz yığınla hak davası adı altında yürütülen maskaralıklara sahne olmaktadır. Kimi hareketin başında gençliğinde (çok affedersiniz) 14 yaşında bir erkek çocuğuna yarım fiili livata suçundan ceza almış ve buna karşı sadece iftira ediyorlar demekten başka lafı olmayan güvenilmez zatlardan biri bulunmaktadır. 19 yaşında iken bu suçu işlemiş olan kişiye karşı kılı kırk yararak karar vermiş olan mahkemenin ne gibi bir garazı olabilir ki iftira olsun. İftira Çok önemli şahıslara yapılır. 19 yaşındaki bir üniversite öğrencisine neden iftira edilsin. Veya evet şeytana uydum yaptım amma yıllardır tövbe ediyorum dese kim ne diyebilir? Bunu dahi yapmıyor. Ve Müslüman da onu iftira kabul ediyor.
Kıraatten haberi olmayan bir mehdi adayımız dahi var. Televizyonunda her akşam “Ankara’nın bağları da büklüm büklüm yolları” havasıyla zarif oyunlar çıkarıp ful makyaj “mücahitleriyle” gönül eğlendiren meşhur Darvin savaşı komutanı ayrı bir kepazelik.. Fakat bu maskaralığa İslami kılıf uyduran “Nakşibendi Şeyhi Nazım Kıbrısi’yi ve Seda’nın kanalında; ”Adnan Hoca içinden geldiği gibi hareket eden temiz bir âdemdir” diyerek avukatlık yapan “Hadis uzmanı”nı nereye koyacağız? Benim kafam eskiden karışıktı. Ama şimdi netleşti. Bu maskaralıklar dahi aynı merkezin kontrolünde hareket eden birer nifak yuvalarıdır. Hedef sensin ey kandırılmaya hazır Müslüman. En azından seni kararsız bırakıp kamuoyunu ele geçirmeye yönelik uyutma hareketleridir bunlar. Şu anda en çok pirim yapan söylem “İslami dedikleri” cinsten yapılanlardır. İhaneti yeşile boya sür piyasaya çok tutuluyor.
Müceddid-i elfi salis henüz görünmedi ama (3.binin yenileyicisi demektir. Biraz İslam literatürüne aşina olanlar 2. binin yenileyicisinin İmam-ı Rabbani olduğunu bilirler.) Ama bin seneye yetecek müthiş bir nifak doğmuş vaziyettedir. Tevhid dâhil müslümanın parçalanmadık hiçbir değeri kalmayacaktır. La ilahe illallah deyip Peygamberi devreden çıkarmanın hiçbir sakıncası olmadığını söyleyen Pensilvanya velisi hala tartışmasız ağırlığını korumaktadır. Amerikan Müslümanlığının Resmi temsilcisi olarak kabul gören Farrakhan’ın kendini peygamber ilan ettiğini ve bu yüzden ihlaslı Müslüman Malcolm X ile ters düştüğünü biliyor muydunuz? Malcolm X i sırf İslam kaynağından öğrendiği için öldürten Farrakhan Bugün CİA’nın koruması altındadır. Pensilvanya Velisi ile arasındaki münasebetin ne olduğu hakkında bir bilgimiz yoktur. Tevhid hakkında bu görüşün sahibi olduğu iddia edilen şahıs bu güne kadar iddiaları yalanlamamıştır. Bütün dünya duyduğu halde kendisinin bu iddiayı duymamasının imkanı yok dur. Eğer bu yalan ise ey taraftarları söyleyin Hoca Efendinize bütün dünyaya ilan etsin ABD de duysun Vatikan da duysun Müslümanlar da duysun “ben böyle sapıkça bir laf etmedim bu itham bir iftiradır desin.” Eğer konuşmazsa açık seçik ret etmezse Ey Müslümanlar bilin ki son bin yılın en büyük fitnesi ABD desteğindeki bu cemaat hareketidir.
Bu maskaralıklardan sonra gelecek olan; 1792 Kırım faciasıdır. 1226 Harzemşahlar devletinde de aynı şımarıklıklar ve aynı maskaralıklar yaşanmıştı. Cengiz geldi Bahaeddin Veled’i dinlemeyen, ilmin sesine kulak tıkayan ahmak Harzem halkını kâmilen kılıçtan geçirdi. Ne devlet kaldı ne de halk kaldı. Son kalan Harzem; Celaleddin Harzemşah dahi başarılı olamadı.
Hazreti Ali’yi çaresiz bırakan Muaviye’nin savaş gücü değildir. Muaviye’nin hilelerine kulak kabartan kendi ordusundaki ahmaklardır. Hz Ali gibi bir önderin sözlerini bırakıp da kendi içlerindeki ahmakların laflarını ciddiye alıp Hakem olarak Ebu Musa Eşari’yi gönderenler asırlardır süren eğrilmenin baş sebebidir. Hz. Ali En yakın veziri akıllı adam Malik bin Eşter’i hakem olarak göndermek istedi. Fakat ahmak taifesi Kandırılmaya çok uygun olan Yaşlı Ebu Musa’da ısrar ettiler. Ahmet Cevdet Paşa’nın güvenilir eseri Kısası Enbiyanın ilgili bölümünü açıp okuyabilirsiniz. Ahmaklık tarihine ait neler bulacaksınız.
Tarih haber veriyor, ağrıların ciddi rahatsızlıkları haber vermesi gibi. Ağrı kesicilerle Kanser sinyalini kesen sahte doktorlar gibi sahte dostların teskinlerine kulak asma.
Erken teşhis kansere karşı en etkili mücadeleyi getirir. İhanet en yakındaki dosttan geldiği için adına ihanet denir. Düşman ihanet etmez, dost ihanet eder.