Daha üç beş ay önce büyük puntolarla yazılıp, söylenen söyleyeni gururlandıran, dinleyeni umutlandırıp heyecanlandıran en düşük emekli maaşı 5 bin 500 lira olduğu, denilen zamanın üzerinden bir mevsim bile geçmeden, “7 bin 500 lira oldu” diye açıklanıverdi aniden...
Oysa asıl mesele emekli maaşının 7 bin 500’e çıkarılması veya daha yüksek olması değil, alım gücünün hesaplanmasıdır.
Üç haneli rakamlara ulaşan enflasyonu tek haneli rakamlara düşürmedikçe ücreti kaça çıkarsanız da çok bir şey ifadede etmeyecektir. İnsanlar soğukta, sıcakta karda, kışta, yağmurda, çamurda ucuz ekmek, ucuz et alabilmek için saatlerce kuyrukta beklemeye devam ediyor olacaktır. "Hastalığın teşhisini doğru koyamazsan hiç bir reçete hastayı iyileştirmeyecektir." Doların 20 liralara tırmandığı bir ülkede huzur aramak beyhudedir.
Yıllardır uygulana gelen yanlış politikalar yokluğu, yoksulluğu, gelir dağılımındaki adaletsizliği ve mutsuzluğu getirmiştir. 14 Mayıs seçimleri yiten yaşama sevincimizi yeniden umutlandırması için bir şanstır...