TARİHİMİZDEKİ MUHTEŞEM MEKTUPLAR’DAN BİR MEKTUP
Selçuklular, Türk devletlerinin en büyüklerindendir. Devlete adını veren Selçuk Bey ve İdaresindeki Türkler kısa zamanda İslam’ı kabul ettiler. Selçuk Bey; Mikail, Arslan, İsrafil, Yusuf ve Musa adlarındaki oğullarıyla Selçuklu devletinin temelini atıp, Tuğrul ve Çağrı adında iki torun bırakarak vefat etti. Tuğrul ve Çağrı Beyler döneminde Selçuklular, 1040 yılında Dandanakan da Gazneli Hükümdarı Mesud'u yenerek Büyük Selçuklu Devletinin kuruluş ve bağımsızlığını ilan ett. Tuğrul Bey'e ( Sultanü'l- Muazzam ) Büyük Sultan, Çağrı Bey'e de ( Melikü'l- Mülk ) Hükümdarların Hükümdarı unvanı verildi. Dandanakan zaferi sonrası Çağrı Bey, büyük kurultayda üstün idarecilik ve siyasi zekasını takdir ettiği kardeşi Tuğrul Bey'i Selçuklu Sultanı ilan etti. Tuğrul Bey adına hutbe okutuldu. Merv şehri başkent yapıldı. Fethedilecek yerlerle, İdareciler tespit edildi. İran'ı fethedip Doğu Anadolu ya doğru akınlar düzenledi. Tuğrul Bey bu fetihler sonrasında Bağdat da bulunan Abbasi halifesine şu mektubu yazdı;
"Biz Selçukoğulları, kullarınız kutsal Peygamberlik Devletine her zaman itaat eden bir boyduk. Hep gaza ve cihat uğruna savaştık. Bizim Selçukoğlu İsrail adlı bir amcamız vardı. Hiç kabahati olmadığı halde Sevük Tegin oğlu Mahmut onu yakalayıp Hindistan'daki Kalencar kalesine hapsetti ve orada öldü. Mahmut'un oğlu Mesut zevk ü sefa peşinde koşardı. Horasanlı ayan ve esnaf araya girip bizim oraya yerleşmemizi istedikleri halde Mesut üzerimize ordu sürdü. Aramızda birçok savaş oldu. Bazen onlar bazen biz kazandıkça en sonunda baht bize güldü, onları yendik, Mesut kaçıp gitti. O vakitten beri zulm yolundan ayrıldık, adaletle hareket ediyoruz. Halifenin bizi tanıması dileğimizdir. "(1)
Bir yandan çevre devletlerin siyasi baskıları, diğer yandan yer darlığı ve otlak yetmezliği yüzünden Selçuklular, kendilerine daha huzurlu yerler bulmak için Anadolu ya doğru sürekli fethe başladılar. Tuğrul Bey'in siyaset, ağabeyi Çağrı Bey'in askerlik alanında birlik beraberlik içinde hareket etmeleri, fetihlerinde ki başarılarında en önemli etken oldu. İslamiyet için savaşmaya hazır bir ordu gibi Anadolu ya ve güneydeki Irak ile Suriye topraklarına ilerliyorlardı.
Tuğrul Bey 1042 yılında halifeye bir mektup daha yazıp gönderdi. Bu mektubunda da Arap göçerlerin haç yolunda yaptıkları çapullardan bahsediyor ve yollarda güveni sağlamak amacıyla Bağdat'a gelmek niyetinde olduğunu söylüyordu. Ayrıca mektupla birlikte ok ve yaylı tuğra gönderdi. Halife bu mektuba da cevap vermeyince 1043 yılında Tuğrul Bey oldukça sert bir mektup daha gönderdi. Bu mektubunda ;
"Gazneliler, Halifenin bazı ülkelerini yöneten köleler idi. Ben ise hür insanların evladıyım ve Hun Hükümdarlarının uruğundan geliyorum. Onlar kadar saygı görmeye hakkım olduğu gibi, daha fazla itibar görmek isterim. " diyordu.
Bunun üzerine Halife cevap vermeye mecbur kaldı. Mektubunda;” Tuğrul Bey'den Arap emirliklerine dokunmamasını, Halifeye sadık kalmasını, istila edilen ülkelerden elde edilen ganimet ve vergilerin kendisine gönderilmesini” ister.(2) Tuğrul Bey ise söz vermez. Daha sonra Halife, Tuğrul Bey'i Bağdat'a davet eder. Tuğrul Bey 17 Ocak 1055 de davete icabet eder. Halife, El-kaim bi-Emrillah Selçuklu sultanı Tuğrul Bey'i, dünya hakanı ilan eder.
1-2-Oğuzdan Selçukluya-Sencer Divitçioğlu-Eren Yay.-ist.1994-S.83-96
HAYAT YAYINEVİ
EDİTÖR NOTU:
Yazarımızın "Tarihimizdeki Muhteşem Mektuplar" adlı eserini D&R, NT, Diyanet, Sıla, Nezih, İnkılap, Akçağ, Kitapyurdu, Kabalcı gibi kitabevleri ve internet sitelerinden temin edebilirsiniz.