Hepimiz seçim sonuçlarını biliyoruz. Onu ve oranları tekrar yazmayacağım. Bana bu sonuçların anlattıklarını ve o rakamların ne söylediklerini yazacağım.
Bazılarınız üzgün, bazılarınız sevinçli, bazılarınız, huzur battı bu millete diye sitemler ediyorsunuz. Emin olunuz ki inançlarınızı ve onun öğretilerine bir dönüp bakınız, onlar da benim söylediğime yakın şeyler söylüyor. “En hayırlısı oldu.” Diyor.
Canım ne kadar güzel gidiyordu. Koalisyonsuz, her şey yolunda ve uyum içindeydi. O sana göre öyleydi kardeşim. Ülkenin adalet anlayışının, dürüstlük anlayışının, Torpillerden dolayı kul hakkı anlayışının, dibine dinamitler konulmuştu. Bunlardan yararlananlar, bunun yanlış olduğunu sadece öldüklerinde anlaya bilirler.
Millet dedi ki, kontrolsüz güç, güç değildir Dizginlenmeli.
Yine millet dedi ki, Başlattığınız çözüm sürecini devam ediniz. Düşmanca konuşmaklara son veriniz, yüz, yüze bakmanız gerekecek, hem de aynı hükümet de bulunmak zorunda olduklarınıza düşmanca konuşmayınız. Dedi.
Millet dedi ki, Başkanlık sisteminden vazgeçiniz. Biz, başkanlık sistemi diye bir şey istemiyoruz. Dedi.
Yine Millet dedi ki, biz, oturduğumuz ve üretmediğimiz halde bana vereceğiniz maaşların artırılmasını istemiyoruz.
Yine Millet dedi ki, Emanet oylarla birlikte, yadsınamayacak ve yok sayılamayacak bir realite var o realitenin demokrasi içinde siyasete, mecliste devam etmesi lazım. Dağda değil dedi.
Diğer taraftan, Güçlü bir Türkiye Cumhuriyeti hükümeti istiyoruz ama Gücün, tek bir adamın elinde olmasını istemiyoruz. Çünkü biz parlamenter demokrasiden yanayız. Dedi.
Kontrolsüz gücü elinizde bulundurduğunuz zaman, sizler, Adalet mekanizmasını doğru işletmeyebiliyorsunuz. Doğru ve çok dürüst olan, Beş bakanı, yüce divana sevk etmeyerek, onların aklanmasına engel olduğunuz, yetmiyormuş gibi, belge ve bulguları imha edilebileceğiniz örneğini yaşamıştık. Artık bunların yaşanmasını istemiyoruz. Dedi.
En kibar haliyle, Millet sizi, yer ile yeksan etmedik toparlanınız, haddinizi biliniz dedi. Daha önceki bir yazımda Milletin adalet anlayışını küçümsediğinize pişman olacağınızı ima etmiştim.
Peki, şimdi ne olacak?
Gönül ister ki, AKP ve CHP ortaklığında güçlü bir hükümet kurulsun. Yanlışlardan arınmış çok güçlü bir hükümet. Dış güçlerin oyununu bozacak bir hükümet olurdu.
Olmadı AKP ve MHP İktidarı gerçekleşsin. Bu da bölünüyoruz parçalanıyoruz söylemlerini ortadan kaldırırdı.
En son AKP ve HDP ortaklığı kalır ki, bu insanımızın korktuğu sonuçları doğurmadığı sürece; mesela “al sana başkanlık, çıkar benim başkanımı” gibi sonuçları olmamak kaydı ile. Ülkede kardeşliği barış sürecini perçinler. Savaşa akan paralar üretime akar. Yoksulluk, yolsuzluklarda önlenince, biter.
Her olaydan muhakkak iyi bir sonuç çıkarmak mümkündür. Diğer bir deyimi ile her şerde bir hayır gizlidir. Umarım bu sonuçlar kardeşliği barışı iyi niyeti körükler. Ben en büyüğüm, benden büyük yok, mantığını ortadan kaldırır.
Vatana Millete hayırlı uğurlu olması dileğimle.